001:Yeniden Başla
Yeni Dünya'ya hoş geldiniz. Evet yanlış duymadınız Yeni Dünya. Eski Dünya artık işe yaramaz. Bugüne kadar yaptığınız çoğu şey sizin elinizde değildi.Eski Dünya tam anlamıyla eskimişti ve sizi yıpratıyordu.Merak etmeyin size özel yeni bir Dünya oluşturduk. Sizi aramızda görmekten mutluluk duyduk. Hoşgeldiniz. Burada yepyeni kurallar ve alışılmadık konuşmalar duyabilirsiniz.Fazla uzatmadan başlayalım 001:Yeniden doğuş Merhaba.Bugün sizden bazı isteklerim olacak. Öncelikle sakin bir yere geçmenizi istiyorum. Çünkü bugün hayatınızı yeniden programlayacaksınız. İlk olarak geçmişte yaşadığınız her türlü kötü olayı ve yaptığınız hataları bir çakıl taşı olarak hayal edin. Ve bu çakıl taşlarını bir nehrin içine atın. Geçmişteki her hatanız ve kötü olayları tek tek çakıl taşlarıyla özdeşleştirin. Şimdi uzaklardan çok gür bir su geldiğini hayal edin. Bu su tüm çakıl taşlarını alıp nehrin içinden sürükleyip götürüyor. Bu su sizsiniz. Çakıl taşları da sizdiniz değil mi? Peki kendinizi nasıl götürdünüz? İnsan doğası sürekli kendini yeniler. Bu hem fiziksel hem de zihinsel gerçekleşen bir olaydır. Yukarıdaki örnekte aslında akan su her yeni bir gündür. Her yeni gün yeni bir şans ve geçmişi süpürüp yerine başka çakıl taşları taşıyan bir etkendir. Çoğu insan geçmişiyle birlikte yaşar. Birkaç 10'ar 20'şer yıl yaşadıklarını gelecek yıllarda yaşar ve kendini o eski yaşantısındaki insan olarak özdeşleştirir. Öncelikle bilmeniz gereken ilk şey "Herşeyin değişim içinde olduğudur" Bu gezegendeki ilk kuralımız: Her şey değişir, ben değişirim, sen değişirsin.Ben aslında sinirli biriyim.HAYIR! Eskiden sinirliydin.Ben böyleyim ben şöyleyim demek yanlış bir düşünce tarzıdır. Kendinizi kalıplara sokarsanız ileride bu kalıpların dezavantajlarını kabullenmek zorunda kalırsınız(ve ayrıca kendinize zulmetmiş de olursunuz). Eğer bir düşünce veya düşünce sistemine fanatik bir şekilde bağlı kalırsanız bu sizi o düşünce sistemine aykırı diğer düşüncelerden soyutlar ve madalyonun diğer kısmını asla görmemiş olursunuz. Düşünsenize size Dünya'yı sınırsız bir şekilde gezme imkanı veriliyor ve siz bazı ülkeleri çok beğenip göremediğiniz diğer ülkelere gitmiyorsunuz. Bir düşünceye fanatik bir şekilde bağlı kalmak da buna benzer Eğer sürekli aksiyon filmi sevdiğinizi söylerseniz etrafınızdaki kişiler sizi aksiyon filmi seven insan modeli olarak tanımlar. Sizin başka tür filmleri sevmeyeceğinizi veya aksiyon türü kadar zevk alamayacağınızı zannederler.Başka insanlara karşı kendinizi kalıplara sokmayın. Siz değişimsiniz. Peki ya ben bitki yetiştirmeyi seviyorsam ve bunu dile getiriyorsam yanlış bir şey mi yapıyorum? Tabiki hayır. Ama bunu sürekli dile getirirseniz öncelikle beyniniz daha sonra ise çevrenizdekiler sizi bitkisel bir insan olarak tanımlar. Kulağa hoş gelmiyor değil mi. Sevdiğiniz bir şeye ne olursa olsun fanatik şekilde bağlanmayın ve fanatik şekilde sevmeyin. Çünkü unutmayın en kolay kopan bağlar en sağlam sandığınız bağlardır. Bugünkü ilk yazımızda değişim içinde olduğumuzu ve kendimizi kalıplara sokmamamız gerektiğinden bahsettik. Siz de "Yeni Dünya" insanı olmak istiyorsanız yazılarımı takip edebilirsiniz. Sevgiyle ve saygıyla...
001:Yeniden Başla
Yeni Dünya'ya hoş geldiniz. Evet yanlış duymadınız Yeni Dünya. Eski Dünya artık işe yaramaz. Bugüne kadar yaptığınız çoğu şey sizin elinizde değildi.Eski Dünya tam anlamıyla eskimişti ve sizi yıpratıyordu.Merak etmeyin size özel yeni bir Dünya oluşturduk. Sizi aramızda görmekten mutluluk duyduk. Hoşgeldiniz. Burada yepyeni kurallar ve alışılmadık konuşmalar duyabilirsiniz.Fazla uzatmadan başlayalım 001:Yeniden doğuş Merhaba.Bugün sizden bazı isteklerim olacak. Öncelikle sakin bir yere geçmenizi istiyorum. Çünkü bugün hayatınızı yeniden programlayacaksınız. İlk olarak geçmişte yaşadığınız her türlü kötü olayı ve yaptığınız hataları bir çakıl taşı olarak hayal edin. Ve bu çakıl taşlarını bir nehrin içine atın. Geçmişteki her hatanız ve kötü olayları tek tek çakıl taşlarıyla özdeşleştirin. Şimdi uzaklardan çok gür bir su geldiğini hayal edin. Bu su tüm çakıl taşlarını alıp nehrin içinden sürükleyip götürüyor. Bu su sizsiniz. Çakıl taşları da sizdiniz değil mi? Peki kendinizi nasıl götürdünüz? İnsan doğası sürekli kendini yeniler. Bu hem fiziksel hem de zihinsel gerçekleşen bir olaydır. Yukarıdaki örnekte aslında akan su her yeni bir gündür. Her yeni gün yeni bir şans ve geçmişi süpürüp yerine başka çakıl taşları taşıyan bir etkendir. Çoğu insan geçmişiyle birlikte yaşar. Birkaç 10'ar 20'şer yıl yaşadıklarını gelecek yıllarda yaşar ve kendini o eski yaşantısındaki insan olarak özdeşleştirir. Öncelikle bilmeniz gereken ilk şey "Herşeyin değişim içinde olduğudur" Bu gezegendeki ilk kuralımız: Her şey değişir, ben değişirim, sen değişirsin.Ben aslında sinirli biriyim.HAYIR! Eskiden sinirliydin.Ben böyleyim ben şöyleyim demek yanlış bir düşünce tarzıdır. Kendinizi kalıplara sokarsanız ileride bu kalıpların dezavantajlarını kabullenmek zorunda kalırsınız(ve ayrıca kendinize zulmetmiş de olursunuz). Eğer bir düşünce veya düşünce sistemine fanatik bir şekilde bağlı kalırsanız bu sizi o düşünce sistemine aykırı diğer düşüncelerden soyutlar ve madalyonun diğer kısmını asla görmemiş olursunuz. Düşünsenize size Dünya'yı sınırsız bir şekilde gezme imkanı veriliyor ve siz bazı ülkeleri çok beğenip göremediğiniz diğer ülkelere gitmiyorsunuz. Bir düşünceye fanatik bir şekilde bağlı kalmak da buna benzer Eğer sürekli aksiyon filmi sevdiğinizi söylerseniz etrafınızdaki kişiler sizi aksiyon filmi seven insan modeli olarak tanımlar. Sizin başka tür filmleri sevmeyeceğinizi veya aksiyon türü kadar zevk alamayacağınızı zannederler.Başka insanlara karşı kendinizi kalıplara sokmayın. Siz değişimsiniz. Peki ya ben bitki yetiştirmeyi seviyorsam ve bunu dile getiriyorsam yanlış bir şey mi yapıyorum? Tabiki hayır. Ama bunu sürekli dile getirirseniz öncelikle beyniniz daha sonra ise çevrenizdekiler sizi bitkisel bir insan olarak tanımlar. Kulağa hoş gelmiyor değil mi. Sevdiğiniz bir şeye ne olursa olsun fanatik şekilde bağlanmayın ve fanatik şekilde sevmeyin. Çünkü unutmayın en kolay kopan bağlar en sağlam sandığınız bağlardır. Bugünkü ilk yazımızda değişim içinde olduğumuzu ve kendimizi kalıplara sokmamamız gerektiğinden bahsettik. Siz de "Yeni Dünya" insanı olmak istiyorsanız yazılarımı takip edebilirsiniz. Sevgiyle ve saygıyla...
001:Yeniden Başla
Yeni Dünya'ya hoş geldiniz. Evet yanlış duymadınız Yeni Dünya. Eski Dünya artık işe yaramaz. Bugüne kadar yaptığınız çoğu şey sizin elinizde değildi.Eski Dünya tam anlamıyla eskimişti ve sizi yıpratıyordu.Merak etmeyin size özel yeni bir Dünya oluşturduk. Sizi aramızda görmekten mutluluk duyduk. Hoşgeldiniz. Burada yepyeni kurallar ve alışılmadık konuşmalar duyabilirsiniz.Fazla uzatmadan başlayalım 001:Yeniden doğuş Merhaba.Bugün sizden bazı isteklerim olacak. Öncelikle sakin bir yere geçmenizi istiyorum. Çünkü bugün hayatınızı yeniden programlayacaksınız. İlk olarak geçmişte yaşadığınız her türlü kötü olayı ve yaptığınız hataları bir çakıl taşı olarak hayal edin. Ve bu çakıl taşlarını bir nehrin içine atın. Geçmişteki her hatanız ve kötü olayları tek tek çakıl taşlarıyla özdeşleştirin. Şimdi uzaklardan çok gür bir su geldiğini hayal edin. Bu su tüm çakıl taşlarını alıp nehrin içinden sürükleyip götürüyor. Bu su sizsiniz. Çakıl taşları da sizdiniz değil mi? Peki kendinizi nasıl götürdünüz? İnsan doğası sürekli kendini yeniler. Bu hem fiziksel hem de zihinsel gerçekleşen bir olaydır. Yukarıdaki örnekte aslında akan su her yeni bir gündür. Her yeni gün yeni bir şans ve geçmişi süpürüp yerine başka çakıl taşları taşıyan bir etkendir. Çoğu insan geçmişiyle birlikte yaşar. Birkaç 10'ar 20'şer yıl yaşadıklarını gelecek yıllarda yaşar ve kendini o eski yaşantısındaki insan olarak özdeşleştirir. Öncelikle bilmeniz gereken ilk şey "Herşeyin değişim içinde olduğudur" Bu gezegendeki ilk kuralımız: Her şey değişir, ben değişirim, sen değişirsin.Ben aslında sinirli biriyim.HAYIR! Eskiden sinirliydin.Ben böyleyim ben şöyleyim demek yanlış bir düşünce tarzıdır. Kendinizi kalıplara sokarsanız ileride bu kalıpların dezavantajlarını kabullenmek zorunda kalırsınız(ve ayrıca kendinize zulmetmiş de olursunuz). Eğer bir düşünce veya düşünce sistemine fanatik bir şekilde bağlı kalırsanız bu sizi o düşünce sistemine aykırı diğer düşüncelerden soyutlar ve madalyonun diğer kısmını asla görmemiş olursunuz. Düşünsenize size Dünya'yı sınırsız bir şekilde gezme imkanı veriliyor ve siz bazı ülkeleri çok beğenip göremediğiniz diğer ülkelere gitmiyorsunuz. Bir düşünceye fanatik bir şekilde bağlı kalmak da buna benzer Eğer sürekli aksiyon filmi sevdiğinizi söylerseniz etrafınızdaki kişiler sizi aksiyon filmi seven insan modeli olarak tanımlar. Sizin başka tür filmleri sevmeyeceğinizi veya aksiyon türü kadar zevk alamayacağınızı zannederler.Başka insanlara karşı kendinizi kalıplara sokmayın. Siz değişimsiniz. Peki ya ben bitki yetiştirmeyi seviyorsam ve bunu dile getiriyorsam yanlış bir şey mi yapıyorum? Tabiki hayır. Ama bunu sürekli dile getirirseniz öncelikle beyniniz daha sonra ise çevrenizdekiler sizi bitkisel bir insan olarak tanımlar. Kulağa hoş gelmiyor değil mi. Sevdiğiniz bir şeye ne olursa olsun fanatik şekilde bağlanmayın ve fanatik şekilde sevmeyin. Çünkü unutmayın en kolay kopan bağlar en sağlam sandığınız bağlardır. Bugünkü ilk yazımızda değişim içinde olduğumuzu ve kendimizi kalıplara sokmamamız gerektiğinden bahsettik. Siz de "Yeni Dünya" insanı olmak istiyorsanız yazılarımı takip edebilirsiniz. Sevgiyle ve saygıyla...
Gazapizm (Anıl Acar)
Gazapizm ; 'Gazap ve İzmir'kelimelerinin birleşmesiyle oluşmuştur.Gerçek adıyla Anıl Acar 20 Temmuz 1988 yılında Elazığ'da dünyaya gelip 1997 yılında 9 yaşında ailesiyle birlikte İzmir'e yerleşti.Göztepeli olup 'Sevdamıza And olsun' adlı tribün bestesi çıkarmıştır. Gördüğü her olumsuzluğu sanat ile dile getiren Türkçe Rap'e 2004 senesinde giriş yapan,bizlere yağan yağmurun romantikliğinden değil de sokaktaki çocuğun su alan ayakkabısından bahseden Türkçe Rap'in gelişmesinde oldukça katkısı olan bir isimdir Gazapizm. 2009 yılında Klinik Majör Depresyon teşhisi konuldu ve bir süre tedavi gördü,tedavi gördüğü bu süreçte hastaneye gidip gelmesiyle etkilenen Gazapizm o süreçte yeni şarkılarını yazmaya başladı ve ardından ''Majör Depresyon'' adlı albümünü satışa sundu. İzmir'in göz bebeği olan Alsancak'ta 'Argo İzmir' adlı kendi stüdyosunda kayıt almaktadır. Ekipman ve ortam olarak Türkiye'de benzeri olmayan bu stüdyoyu kurmasında rap camiasından birçok isim yardımcı olmuştur. Bu gün televizyonda 'Çukur' adlı televizyon dizisinde ve internetin popüler dizisi olan '01 Adana' da çalan şarkıları sayesinde daha çok ün yapmış ve Türkçe Rap'i daha geniş kitlelere ulaştırmıştır.Gösterişi sevmeyen ve insanlara üst perdeden bakmayan protest bir söylemle ne kadar şöhret ve para kazansa da kendini bozmayan nadir sanatçılardandır. Genelde eleştiri kabul etmediği söylenir ama yaptığı bir röportajda ''eleştiriyi kabul ediyorum fakat genellikle bana yapılan şey eleştiri değil taşlama,hakaret gibi saldırı oluyor ben bunu kabul etmiyorum.''demiştir. ''Ben sokaktan besleniyorum.'' Sürekli sokaklarda takılan sokaklarda gördüğü olayları ve arka perdelerini bizlere olduğu gibi aktaran,insanların nefretini,kinini ve başlarına gelen çeşitli olayları bize söz ve kurgu klipleriyle aktarır. Benim bildiğim ve gerekli araştırmalarım sonucu bulduğum feat attığı isimler; Gardiyan, Sivo, Zorba, Fuat Ergin, Rapangels, Kadıköy Acil, Sansar Salvo, Narkoz, Serin Karataş,Kodes,Cem Adrian,Cash Flow,,Boykot,Zeze,Yener Çevik,Çağrı Sinci.. Oldukça sert bir kalemi olan Gazapizm,hayatın gerçeklerinden,zorluklarından bahseden,ülkedeki neredeyse herkese hitap eden,her geçen gün büyüyen bir kitleye sahiptir. 'GAZAPİZM SOKAKTIR'
Gazapizm (Anıl Acar)
Gazapizm ; 'Gazap ve İzmir'kelimelerinin birleşmesiyle oluşmuştur.Gerçek adıyla Anıl Acar 20 Temmuz 1988 yılında Elazığ'da dünyaya gelip 1997 yılında 9 yaşında ailesiyle birlikte İzmir'e yerleşti.Göztepeli olup 'Sevdamıza And olsun' adlı tribün bestesi çıkarmıştır. Gördüğü her olumsuzluğu sanat ile dile getiren Türkçe Rap'e 2004 senesinde giriş yapan,bizlere yağan yağmurun romantikliğinden değil de sokaktaki çocuğun su alan ayakkabısından bahseden Türkçe Rap'in gelişmesinde oldukça katkısı olan bir isimdir Gazapizm. 2009 yılında Klinik Majör Depresyon teşhisi konuldu ve bir süre tedavi gördü,tedavi gördüğü bu süreçte hastaneye gidip gelmesiyle etkilenen Gazapizm o süreçte yeni şarkılarını yazmaya başladı ve ardından ''Majör Depresyon'' adlı albümünü satışa sundu. İzmir'in göz bebeği olan Alsancak'ta 'Argo İzmir' adlı kendi stüdyosunda kayıt almaktadır. Ekipman ve ortam olarak Türkiye'de benzeri olmayan bu stüdyoyu kurmasında rap camiasından birçok isim yardımcı olmuştur. Bu gün televizyonda 'Çukur' adlı televizyon dizisinde ve internetin popüler dizisi olan '01 Adana' da çalan şarkıları sayesinde daha çok ün yapmış ve Türkçe Rap'i daha geniş kitlelere ulaştırmıştır.Gösterişi sevmeyen ve insanlara üst perdeden bakmayan protest bir söylemle ne kadar şöhret ve para kazansa da kendini bozmayan nadir sanatçılardandır. Genelde eleştiri kabul etmediği söylenir ama yaptığı bir röportajda ''eleştiriyi kabul ediyorum fakat genellikle bana yapılan şey eleştiri değil taşlama,hakaret gibi saldırı oluyor ben bunu kabul etmiyorum.''demiştir. ''Ben sokaktan besleniyorum.'' Sürekli sokaklarda takılan sokaklarda gördüğü olayları ve arka perdelerini bizlere olduğu gibi aktaran,insanların nefretini,kinini ve başlarına gelen çeşitli olayları bize söz ve kurgu klipleriyle aktarır. Benim bildiğim ve gerekli araştırmalarım sonucu bulduğum feat attığı isimler; Gardiyan, Sivo, Zorba, Fuat Ergin, Rapangels, Kadıköy Acil, Sansar Salvo, Narkoz, Serin Karataş,Kodes,Cem Adrian,Cash Flow,,Boykot,Zeze,Yener Çevik,Çağrı Sinci.. Oldukça sert bir kalemi olan Gazapizm,hayatın gerçeklerinden,zorluklarından bahseden,ülkedeki neredeyse herkese hitap eden,her geçen gün büyüyen bir kitleye sahiptir. 'GAZAPİZM SOKAKTIR'
Gazapizm (Anıl Acar)
Gazapizm ; 'Gazap ve İzmir'kelimelerinin birleşmesiyle oluşmuştur.Gerçek adıyla Anıl Acar 20 Temmuz 1988 yılında Elazığ'da dünyaya gelip 1997 yılında 9 yaşında ailesiyle birlikte İzmir'e yerleşti.Göztepeli olup 'Sevdamıza And olsun' adlı tribün bestesi çıkarmıştır. Gördüğü her olumsuzluğu sanat ile dile getiren Türkçe Rap'e 2004 senesinde giriş yapan,bizlere yağan yağmurun romantikliğinden değil de sokaktaki çocuğun su alan ayakkabısından bahseden Türkçe Rap'in gelişmesinde oldukça katkısı olan bir isimdir Gazapizm. 2009 yılında Klinik Majör Depresyon teşhisi konuldu ve bir süre tedavi gördü,tedavi gördüğü bu süreçte hastaneye gidip gelmesiyle etkilenen Gazapizm o süreçte yeni şarkılarını yazmaya başladı ve ardından ''Majör Depresyon'' adlı albümünü satışa sundu. İzmir'in göz bebeği olan Alsancak'ta 'Argo İzmir' adlı kendi stüdyosunda kayıt almaktadır. Ekipman ve ortam olarak Türkiye'de benzeri olmayan bu stüdyoyu kurmasında rap camiasından birçok isim yardımcı olmuştur. Bu gün televizyonda 'Çukur' adlı televizyon dizisinde ve internetin popüler dizisi olan '01 Adana' da çalan şarkıları sayesinde daha çok ün yapmış ve Türkçe Rap'i daha geniş kitlelere ulaştırmıştır.Gösterişi sevmeyen ve insanlara üst perdeden bakmayan protest bir söylemle ne kadar şöhret ve para kazansa da kendini bozmayan nadir sanatçılardandır. Genelde eleştiri kabul etmediği söylenir ama yaptığı bir röportajda ''eleştiriyi kabul ediyorum fakat genellikle bana yapılan şey eleştiri değil taşlama,hakaret gibi saldırı oluyor ben bunu kabul etmiyorum.''demiştir. ''Ben sokaktan besleniyorum.'' Sürekli sokaklarda takılan sokaklarda gördüğü olayları ve arka perdelerini bizlere olduğu gibi aktaran,insanların nefretini,kinini ve başlarına gelen çeşitli olayları bize söz ve kurgu klipleriyle aktarır. Benim bildiğim ve gerekli araştırmalarım sonucu bulduğum feat attığı isimler; Gardiyan, Sivo, Zorba, Fuat Ergin, Rapangels, Kadıköy Acil, Sansar Salvo, Narkoz, Serin Karataş,Kodes,Cem Adrian,Cash Flow,,Boykot,Zeze,Yener Çevik,Çağrı Sinci.. Oldukça sert bir kalemi olan Gazapizm,hayatın gerçeklerinden,zorluklarından bahseden,ülkedeki neredeyse herkese hitap eden,her geçen gün büyüyen bir kitleye sahiptir. 'GAZAPİZM SOKAKTIR'