Merhabalar, bugün sizlere Michelangelo Merisi da Caravaggio’nun ”Şüpheci Thomas” adlı eserinden bahsedeceğim.
1602-1603 yıllarına tarihlendirilen bu resim Caravaggio‘nun sanatını en iyi yansıtan eserlerinden birisidir. Resme başlamadan önce biraz ikonografisini anlatmak isterim. Yani bu sahne ne anlama geliyor? Hikayesi ne? Buradan başlayalım.
İsa çarmıha gerilip öldükten üç gün sonra tekrar dirilir ve dirildiği günün akşamında on bir havarisine görünür. Havarilerine selam veren İsa onlara şöyle seslenir; ‘Alın, işte size Kutsal Ruh! Bağışlayacağınız günahlar bağışlanmış olacak, Bırakacağınız günahlar ise kalacak.’ Ancak bildiğimiz gibi havariler 12 kişi ve İsa gözüktüğünde biri aralarında yok.
O da Didimos adıyla anılan Thomas… Şüpheci Thomas diğer havarilerin yanına geldiğinde ona anlatılanlara inanmaz. Şüpheci Thomas diğer havarilere şöyle der; ”Ellerinde çivi izlerini görmedikçe, çivilerin yerine parmağımı değmedikçe ve böğrüne elimi dokunmadıkça size inanmayacağım.” Thomas’ın bahsettiği izleri bilmeyenler ya da unutanlar için bir hatırlatma yapayım.
İsa çarmıha gerildiğinde hepimizin bildiği gibi ellerinden ve ayaklarından çarmıha çivilenmişti. Thomas’ın böğründen kastettiği ise Romalı bir askerin İsa’nın çarmıhta ölüp ölmediğini kontrol etmek için mızrak saplamasıyla oluşan yarası.
Neyse Şüpheci Thomas böyle iddialı konuştuktan sekiz gün sonra Havariler bu sefer tam kadro tekrar bir araya gelirler. Bu sefer Thomas’da oradadır.
Kapılar kapalı olmasına rağmen İsa birden içeri girer. Ortalarına kadar gelip hepsine selam verir. Sonra Thomas’a döner ve şöyle der; ” Koy parmağını şuraya ve bak ellerime ! Ver elini, koy böğrüme ! Şüpheci olma, İnançlı ol !”
İşte Yahya İnciline göre olay böyle gelişir. Batı resim sanatı boyunca İsa ve Havariler pek çok şekilde gösterilmiştir.
Pek çok kutsal sahne işlenmiş pek çok aziz ve azize resmedilmiştir. Ancak daha önce hiç kimse havarileri ve İsa’yı böyle resmetmemiştir. Yüzyıllar boyunca genellikle Havariler ”bilge adam” görüntüleriyle ön plana çıkarılır ve İsa muazzam bir kutsallıkla işlenirken bu resimde kutsallıktan ve ihtişamdan bahsetmek imkansızdır.
Resimde İsa ve Şüpheci Thomas ön plana çıkarılmış ancak üç havarinin ve İsa’nın duruşları, bakışları ve el hareketleri bizi İsa’nın yarasına yönlendirir. Normalde ihtişamlı ve kıvrımlı giysiler içinde görmeye alışkın olduğumuz Havariler bu eserde alınları kırışık, hava koşullarından ve hayat şartlarından dolayı yüzleri yıpranmış sıradan insanlara ve emekçi işçilere benziyorlar.
Hatta Thomas’ın kıyafetinin sol omzunda bir yırtık oluşu buna en güzel işarettir. O dönem yaşayan inançlı insanlar bu resmi gördüklerinde kendilerini kötü hissetmiş ve sinirlenmiş olmalılar. Çünkü onlara göre bu resim saygısızca ve hatta hakaret edicidir.
Ancak Caravaggio her ne kadar suçla çok içli dışlı bir insan olsa da çok iyi derecede İncil bildiği ve üzerine düşündüğü tahmin edilebilir. Onun için kutsallık gökyüzünde uçuşan melekler ışık saçan havariler değildi. O belki de bundan çok daha fazla kutsal görüyordu bu sahneleri.
Zincirin başında Yahya İncilinin konuyla ilgili anlattıklarını da bu yüzden yazdım. Çünkü Yahya İncilinde İsa, Thomas’a açıkça sert bir tavır takınmış hatta azarlamıştır. Ancak bu resimde öfke yok. Sinir yok.
Hatta neredeyse huzur ve durgunluk var. İsa anlayışlı ve nazik bir şekilde havarisinin elinden tutmuş yarasına dokunmasını istiyor. Bilge Havarilerin sessiz ve şaşkın bir şekilde İsa’nın yarasının başına üşüşmeleri sahnenin gerçekçiliğini güçlendiriyor. İsa’nın hüzünlü duruşu belki de gerçekle yüzleşecek olan öğrencisinin vereceği tepkiden kaynaklanıyor.
Havariler daha önce bahsettiğim bilge adam görüntüsünün tam aksine burada son derece cahil görünüyorlar. Bunu sağlayan da yine komik bir biçimde yaranın başına üşüşmeleri. Bu şüphesiz resim tarihinin en samimi ve doğalcı kutsal sahnelerinden biridir.
Işık bir noktadan geliyor ve dikkatimizi yaraya yavaşça giren parmağa çekiyor. Thomas’ın yaraya dokunduğu anda İsa’nın bakışları gerçekten çok duygusal.
Resimde tek bir noktadan gelen kuvvetli ışık İsa’nın bedenine bir zarafet ya da yumuşaklık vermiyor. İsa hala sert, soğuk ve cansız bir beden içinde gözüküyor.
Caravaggio kendine has üslubu ve olağan üstü resimleriyle kutsal sahneleri göklerden alıp kendi yaşadığı yeryüzüne mükemmel bir şekilde aktarıyor.
Yorumlar