Hayatımız boyunca bir çok şeye üzülür bir çok şeye sevinir ve bir çok şeye bağlanarak yaşarız. Bağlandığımız şeyler bir hobi bir kitap bir düşünce bir insan olabileceği gibi sayısız bir çok şeyde olabilir. Fakat her zaman halatın düğümünü iyi atamayız ve telafi edilemeyecek kopukluklar yaşarız. İşte bu sırada çoğunlukla herkes kendini bulunduğu kötü ruh halinden çıkartıp hemen daha iyi olana yönelmeyi seçer. Bu yüzdende acıyla asla tam olarak karşılaşmamış bir ruh acıdan kaçarak fakat acı içinde hayatına devam eder. Aslında yapmamız gereken şey çok basit, bırakalım korktuğumuz acılarımız, ayrılıklarımız, kalp kırıklıklarımız yüzümüze yüzümüze vursun, şimdiye kadar neyden korku duyduysa o başımıza gelmedi mi zaten ? Hangimizin aklından sevdiğimiz biriyle iken o burada olmasaydı ne olurdu sorusu geçmedi? İyi ya da kötü çok fazla şey yaşıyoruz ama bırakalım da yaşansın. Belki de acılarımızla yüzleşmek düşündüğümüz kadar yorucu değildir? Belki de yanındayken mutluluk duyduğumuz o insanın yarattığı yokluk duygusu bile çekilmeye değerdir?