Artık bir toprağımız olmayacak. İnsanların daha büyük şehirlere göç etmesi ve mesleki açıdan tarım ve hayvancılığın tercih edilmemesi (ki bu konuda sürekli uyarıyorum çevremdekileri) toprağa ve ekime olan alakayı gitgide yok etmekte. Çay, dere ve göletlerin üzerindeki yerel ilgi de kaybolunca ''geleceğin sorunu'' olan suyun ticari amaçla kapışılması da cabası. Günümüzde toprak denince akla ilk gelen şey ''imara ve inşaata uygunluğu'' olunca doğal olarak kentleşmenin yaygın olduğu yerler tercih edilmekte, bu araziler de parsel olarak genelde inşaat amaçlı kullanılmakta. Yani kısaca ''bakarsan bağ olur bakmazsan dağ olur'' ata sözündeki gibi terk edilmiş ekin arazileri çoğalmakta. Yetişen genç neslin bu konudaki ilgisizliği ve bilgisizliği de üzerine eklenince kıyıda köşede kaybolan tarlalar topluca büyük fabrikalara ya da santrallere satışa sunulmakta (bizim komşu köy bu dertten ötürü taşınmak üzere)... Genelde bir çoğumuzun da içinden geçirdiği gibi ''aman kim uğraşacak köydeki tarlayla zaten boş duruyor satalım gitsin, evi arabayı yenileriz parasıyla'' görüşü işte bu giderek büyüyen sorunları meydana getirmektedir. Günümüz insanının en büyük sorunu yalnızca toprağı nasıl değerlendireceğini bilmemesinden çok geçmiş ve gelecek hakkında bir değerlendirme yapamamasıdır.

Ben; Sadece toprağın, havanın ya da suyun değil, tarihi dokunun, köy kokan buğdayın, yaylımlar da gezen besi hayvanlarının, atalarımızın, anılarımızın ve de çocukluğumuzun yargısızca katledildiği görüşündeyim... Biz toprağı unutuyoruz... Umarım o bize aynı muameleyi yapmaz... 

Saygılarımla...