Kitaplar bizlere ne ifade ediyor sizce ? Derinlerde bulunan duygusal açlığımızın yerini mi dolduruyor ? Zamanı daha verimli kullanmamızı da sağlıyor olabilir . Bu dünyanın keşmekeşliğinden ya da içinde bulunduğumuz kendi hikayemizden sıkılmış falan olamaz mıyız ? Sürekli aynı şeyleri konuşmaktan kendi cümle bilgimizi tekrar etmekten beynimize acı çektirmiyor muyuz ? Peki tüm bunlar yüzünden mi kitap okuyoruz, okumaya çalışıyoruz ?
Bakın ben pek sık kitap okuyan birisi değilim. Burda da sizlere kitap okuyun, kitaplar insanın dostudur edebiyatı yapmayacağım. Sizlere kısaca ilk kitap okumaya nasıl başladığımdan, ilk kitabımdan ve ardından hayatımda okuduğum en ilginç hikayeyi aktaracağım.
Kendi varlığımın bilincine vardığım yaşlarda etrafımda bulunan insanlar çeşitli aktiviteler yapıyor, bir yerlere gidiyor, arkadaşlarıyla sohbet ediyor ve boş buldukları zamanı dinlenerek, tv izleyerek kısacası ne yapmak isterlerse onu yaparak dolduruyorlardı. Benim en çok ilgimi çeken şeyse bu kadar zevkle, sıkılmadan saatlerce kitap okumalarıydı. Kitap okumak o zamanlar bana göre çok bilgili insanların okuduğu ve anlayabildiği bir şeymiş gibi geliyordu. O yüzden sırf kitaplara olan ilgim yüzünden değilde çoğunlukla "onlar okuyor bende okumalıyım" kafasında kitap okumaya başladım. 5 dakika geçmesin hemen atıveriyordum elimden. Okuduğum sayfa sayısı 10' u geçmiyordu. Okuduklarımdan hiçbir şey aklımda kalmıyordu. Kendimi kandırdığımı, vaktimin boşa geçtiğini bütün beyin hücrelerimle beraber hissedebiliyordum. Artık beyin hücrelerim bir sonra ki kitap okuma seansım için şöyle diyorlardı. " Gelecek sefere 15 sayfayı geçemeyecek baksanıza daha kelimeleri doğru bile okuyamıyor. "
E haklılardı ne diyim.
Lisenin son sınıfına kadar böyle geçti. Peki ne oldu dersiniz ?
Mevsimlerden sonbahardı. O günde neden bilmiyorum ama keyifsizdim. Dershane yerine sıkça gittiğim kafe'nin yolunu tuttum. Yolda yağmur o kadar çok yağmaya başladı ki daha önce adım atmadığım kitapçılar çarşısına girmek zorunda kaldım. Pasajda yürürken kitaplara bakındım ve alıp almama konusunda kararsız kaldım. E dedim " madem girdim alayım bari. "
Kitapçıya girdim. "Merhaba bana bir kitap önerisinde bulunabilir misiniz ? " diye sordum. " Ne tür seviyorsun ? " diye karşılık verdi. Bütün türleri seviyormuşum ve okuyabilirmişim edasıyla " fark etmez " dedim. Ama daha çok hikaye türünde yazılan kitapları sevdiğimi söyledim.
Birkaç kitap önerdi. İçeriklerine bakmadan sırf fiziksel görünüşlerini sevmediğim için reddettim. Daha sonra kendim bakınmaya başladım. Yarım saatlik kitapçı maceramın sonunda bir elimde Hakan Günday diğer elimde Oğuz Atay duruyordu. Oğuz Atay'ın kitabına param yetmediği ve çok kalın olduğu için seçimi Hakan Günday'dan yana kullandım. Parasını ödedim ve kitapçılar çarsısından çıkarak 4 sokak arkadaki Odin kafe'nin yolunu tuttum. Kendime bir kahve söyledim. Kitap gelene kadar onu sehbanın üzerinde biraz süzdüm. Bu sefer aceleci değildim. Önce kahvemden birkaç yudum alacak daha sonra Camel paketimden bir sigara çıkartarak onu tüttürecektim. Kitap bu sefer bekleyecekti. Sigaram bitti, kahvemi yarılamış, kafamı dağıtmıştım. Kitabı elime aldım, arka kapağını es geçerek ilk sayfayı açıp okumaya başladım. Kitap şöyle başlıyordu ;
" Bu cümle, yazmayı öğrendiğimin kanıtıdır. Bu cümleyse, okumaya devam ettiğinin kanıtı "
10 sayfa.. 20 sayfa derken dedim ki heralde gerçekten okuyorum. Çünkü sıkılmadığımın farkına vardım. Garip bir mutlulukla kitabı okumaya devam ettim. Artık bende okuyabiliyordum. Neden bunca senedir okuyamadığımı böylelikle de anlamış oldum. Kitapta sevdiğim yönleri keşfetmiştim. İlk kitap okumaya Polisiye romanlarıyla başlasam da bu kitabı benimsedim. Hakan Gündayın " Azil " adlı kitabının benim için önemi büyük.
Hakan gündayı keşfettim. Bütün kitaplarını okudum. Yeraltı Edebiyatını ve nice junky yazarları dünyama davet ettim. Dünyaya bakış açılarını, insan ilişkilerini, kendilerini nasıl ifade ettiklerini ve yazım tekniklerini öğrendim. Geçmişte kitaplığımda bulunan test kitaplarının yerini şimdi onlar dolduruyor ve benim için yer kaplamıyorlar.
Gelecek sefere Yeraltı dünyasından gerçek bir hikaye anlatmak dileğiyle ..
Yorumlar