Takvimler 23 Ocak 1967 senesini işaret ederken Bulgaristan'ın Kırcaali şehrinde dünyaya gelen bebeğe "Naum" adı verildi. O sene içinde Bulgaristan'da dünyaya gelen belki de yüzbinlerce bebekten biri olan Naum'un dünya halter tarihine adını altın harflerle yazdıracağını kim bilebilirdi ki?

Tam adı "Naum Sulejmanow" olan Türk asıllı haltercimizin ilginç hayat hikayesini beraber okuyalım dilerseniz.

9 Yaşında Haltere Başlayan Minik Cep Herkülü

Naim Süleymanoğlu'nun lakabı bilindiği üzere "Cep Herkülü" olarak geçmektedir. Ağırlığının 3 katını kaldırabilen ender sporculardan biri olan Süleymanoğlu; halter sporuna 9 yaşında başlamıştır. Halter gibi ciddi güç ve teknik gerektiren bir spora 9 yaşında başlamak elbette yeteneğinin gelişmesine olumlu katkı sağlamıştır.

15 Yaşında 2 Altın Madalya

Sene 1983... Bulgaristan uluslararası alanda halter şampiyonalarına katılmakta. Yer Brezilya, organizasyon ise Dünya Gençler Halter Şampiyonası. Sahnedeki isim tahmini zor olmayacak üzere Naum Sulejmanow... Başarı ise iki altın madalya. Dünya halter camiası Türk asıllı Bulgaristan vatandaşı genci konuşuyor. Sulejmanow ise yeni hedeflere doğru koşuyor. Zira 1 sene sonra yani henüz on altı yaşında iken; kendi ağırlığının üç katını kaldırarak dünya halter tarihine adını kazıyacağından henüz kimsenin haberi yok. Bu spordan anlayan herkes "bu çocukta iş var" diyor ama kimse bukadarını beklemiyor.

Kariyeri boyunca 63 kere dünya rekoru kıran, defalarca katıldığı müsabakalarda şampiyon olup madalyalar alan, 3 yıl üst üste yılın haltercisi seçilen Naum Sulejmanow nasıl Naim Süleymanoğlu oldu? Dilerseniz okumaya devam edelim.

Naum "Naim"; Sulejmanow "Süleymanoğlu" Nasıl Oldu?

1984 yılında Los Angeles Olimpiyat Oyunları düzenlenirken Sovyetler Birliği en azılı düşmanı Amerika Birleşik Devletleri'ni boykot etti ve organizasyona dahil olmadı. Bulgaristan'da Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği ile ortak hareket etme kararı aldı. Daha doğrusu Bulgar Hükümeti'nin başka bir şansı yoktu.

Bu dönemde Bulgaristan'da yaşayan Türkler üzerinde siyasi ve ekonomik baskı iyice arttırılmıştı. Öyle ki Naum'un soyadı bile Türkçe asıllı olduğundan değiştirilmek istenmiş ve "Shamalanov" olmuştur.

Bu baskılara daha fazla dayanamayan ve onca başarısına rağmen bile önü kesilmek istenen Naum; 1986 yılında Avusturalya'nın Melbourne kentinde düzenlenen Dünya Halter Şampiyonası isimli organizasyonu fırsat bilmiş ve oradaki Türk Büyük Elçiliği'ne sığınmıştır.

İltica talebinin hem oluşmasında hem de Naum'un yurda getirilmesinde Turgut Özal'ın büyük rolü bulunmaktadır.

Yurda getirilip vatandaşlık verilen Naum; artık NAİM SÜLEYMANOĞLU adı ile anılacaktır.

Olimpiyat Oyunlarında Güreş Dışındaki İlk Altın Madaylayı Getiren Sporcu

1988 senesinde Seul Olimpiyat Oyunları düzenlenirken artık Türk Vatandaşı olan Naim Süleymanoğlu; milli mayo ile sahneye çıkmak istese de spor bürokrasisi buna müsait değildi. Zira Naim Süleymanoğlu uluslararası arenada Bulgaristan Lisanslı bir oyuncu idi. Bulgaristan onay vermeden bu sporcuya milli mayo giydirmenin imkanı yoktu.

Hemen siyasi kulisler ve temaslar başladı. Turgut Özal yine sahneye çıktı. Muhteşem bir siyasi atak ile bir milyon USD gibi komik bir rakam karşılığında Bulgaristan'ın sporcumuzu serbest bırakmasını sağladı.

Naim Süleymanoğlu ise beklenenden daha büyük bir başarı göstererek bu organizasyonda 6 dünya rekorunun yanı sıra 9 olimpiyat rekoru kırdı. Bu sene alınan altın madalya Türk Milli Sporcuları'nın olimpiyat oyunlarındaki güreş haricinde kazandığı ilk altın madalya olarak tarihe geçti.

1992 Barselona Olimpiyat Oyunları esnasında da bu başarı grafiğini sergileyen ve yine altın madalya alan Naim Süleymanoğlu; "Dünyanın En İyi Halter Oyuncusu" unvanını aldı.

1996 Atlanta Olimpiyat Oyunları'nda ise dört dünya rekoru ile bir altın madalya daha kazanarak "Olimpiyat Oyunları'nda 3 Defa Altın Madalya Kazanan Halterci" olarak bir kez daha adını spor tarihine yazdırdı.

Ayrıca Melbourne, İstanbul, Çin, Cardiff, Varşova gibi yerlerde düzenlenen Dünya ve Avrupa Halter Şampiyonları'nda 8 rekor kırarak 13 altın ve 2 gümüş madalya sahibi oldu. "Böylesine başarılı bir sporcu neden gümüş madalya alır ki? diyesi geliyor insanın :) Hemen cevap verelim "gümüş madalyaları sakat olarak müsabakaya katıldığı için aldı" başka bir deyişle cesedi bile madalya alan bir halter sporcusudur Naim Süleymanoğlu...

Uluslararası Halter Federasyonu Asbaşkanı Naim Süleymanoğlu

2000 senesinde Sidney Olimpiyat Oyunları esnasında Naim Süleymanoğlu için 33 yaş demekti. Halter gibi kondisyon ve kuvvetin önemli olduğu bir sporda 33 yaş ise oldukça büyük bir yaştır diyebiliriz. Üstelik 1995 - 1996 senelerinden beri tedavi edilemeyen sakatlığı da iyiden iyiye Naim Süleymanoğlu'nu etkilemeye başlamıştı.

Kader oyununu oynadı ve Naim Süleymanoğlu toplamda üç kaldırış denemesi yaptı ama hiçbirinde başarılı olamadı.

Dünya halter camiası ise Naim Süleymanoğlu'na vefasını gösterdi ve Uluslararası Halter Federasyonu'na asbaşkan olarak seçerek sporcunun bu spordaki teorik bilgisini dünyaya maletmek istedi.

Cep Herkülü'nün Siyasete Girişi

Belki de Naim Süleymanoğlu'nun hayatında yaptığı en büyük hata siyasete bir parti çatısı altında girmesi idi. Zira her siyasi görüş tarafından takdirle karşılanan bu sporcu 2004 senesinde Milliyetçi Hareket Partisi çatısı altında belediye seçimlerine girdi. Kendisi gibi Balkan Göçmeni olan nüfusun yoğun olarak yaşadığı "Kıraç" beldesinden belediye reisi adayı oldu ve seçilemedi. Belki de bağımsız olarak girse kazanabileceği bir seçimi elinin tersi ile itmiş, üstelik MHP karşıtı seçmenlerinde hoşgörüsünü kaybetmişti.

Fakat bu durumdan ders almak istemeyen Naim Süleymanoğlu 2007 Genel Seçimleri'nde bu kez Milletvekili adayı olarak, yine MHP çatısı altında seçimlere dahil oldu. Sonuç yine hüsrandı. Bu seçim Naim Süleymanoğlu için son siyasi deneme oldu.

Aile Yaşamı ve Mezarının Mahkeme Kararı İle Açılması

Naim Süleymanoğlu resmi olarak hiç evlenmedi. 2 farklı anneden 4 çocuk dünyaya getirerek 4 kez baba oldu.

Talihsiz bir şekilde siroz hastalığına yakalanan milli sporcu; 6 Ekim 2017 tarihinde ameliyata alındı. Yapılan karaciğer nakline rağmen vücut değişen organa uyum sağlamadı ve 43 günlük yoğun bakım tedavisi sonucunda 18 Kasım 2017 yılında hayatını kaybetti.

Ölümünün ardından "Sekai Mori" isimli Japonya vatandaşı bir bayan tarafından babalık davası açıldı. Mahkeme "fethi kabir" kararı vererek 4 Temmuz 2018 yılında merhumun Edirnekapı Mezarlığı'ndaki kabrini açtı ve DNA örneği alarak adli tıbba gönderdi.

Adli Tıp ve mahkeme tarafından verilecek karar spor kamuoyu tarafından merakla beklenmektedir.