ALT YAPI TARİFİ
Ülkemizde futbola olan bakış açısı duygusal hakikatlerimizin açığa çıkmasıyla beraber kimi zaman statta,kimi zaman televizyon karşısında,kimi zaman radyoda dinlerken içimizden,özellikle derbi günlerinin coşku ve heyecanı 7'den 70'e herkese ulaşır.Duygumuzu kattığımız Futbol yemeğinin içerisine,neyi eksik koyuyoruz ki olmuyor ? Yazı dizimiz başlıyor,buyrunuz.. ALT YAPININ ALT KADEMESİ YETERLİ DEĞİL (ÇEKİRDEK):Yabancı kuralının tartışıldığı günümüz futbol çerçevesi içerisinde,yerli oyuncuların çekirdekten yetiştikten sonra gerekli özelliklerinin yabancı oyunculara emanet edildiği Futbol Ekonomisi.. FUTBOL EKONOMİSİ:Ülkemiz takımlarının özellikle 4 büyüklerin yaptığı pahalı transferler sonucunda,çekirdekten A takıma çıkmak isteyecek kişilerin milyonlar harcanmıs oyuncuya karşı psikolojik rehavete girmesi,yani biz futbolseverlerin şapkasını önüne koyması.. TOPLULUĞUN AYNASI:Galatasaraylı,Fenerbahçeli,Beşiktaşlı,Trabzonsporlu,Başakşehirli vb diğer takımlarımızın taraftarlarının dışarıdan gelen önemli oyuncuya karşı alkış tutarken,kendimilli oyuncularımız sahaya çıktığı zaman 5-10 maç sonra ıslıklanması,kendi tuttuğumuz takıma mükemmel derecedebağlı olduğumuz dönemde diğer takımlara beni ilgilendirmez ben kendi takımıma bakarım söylemiyle koskoca ülke futboluna tek aynadan bakması.. SONUÇ;Toplumsal bakış açılarımızın,genele uygun,yalnızca kendı tuttuğumuz takımların dışındaki takımlara uzak olmaması,milli takımızın uluslararası duzeydeki başarısızlık duzeyının toplum nezdi uzerınde yarattığı yeni fikir:PİLOT TAKIMLARIN FAZLALAŞMASI,FUTBOLCULARIN BESLENME VE PSİKOLOJİK HAZIRLIĞI,AİLE YAŞANTILARI VE İDEALLERİ.. YILMAZ VURAL DER Kİ;"Bu tamamen eğitilmiş ile eğitilmemiş arasındaki fark. Burada olay altyapıya gidiyor. Almanya'da 300 bin lisanslı Türk oyuncu olduğu söyleniyor, bunların içinden de 3 Türk çıkabiliyor. Türkiye'de de aynı ortam oluşturulursa, altyapıya gereken ilgi gösterilirse Türkiye de bu konuya ağırlık verse 80 milyonluk ülkeden çok iyi bir 11 neden çıkmasın. Futbol, bireysel bir oyun değil, takım oyunu. Bunun sıkıntısını çalıştığım her takımda çekiyorum, profesyonel takım oyuncularına, altyapıda öğretilmesi gerekenleri anlatıyorum. Hala savunmada adama değil, topa konsantre oluyorlar, sonra rakip boş pozisyonda golü atıyor. Hepimiz Televizyon karşısındayken kendi takımlarımızdaki oyuncuları veya milli takımımızda oynayan oyuncuların yanında gelip golü atan futbolcunun gol tekrarı sonrasında nasıl olur ? diye hayıflanırız,dikkatli ve titiz alt yapı eğitiminin verilmemesi,adama değil topa odaklı antrenman metotları,yöneticilerin bazen transfer yaptığını ,bazen baska takımlar aleyhine açıklamalar yaptığını görürüz.Dolayısıyla futbolun içindeki yöneticilere,genç beyinlere,iyi bir taraftarlılık kültürüne,iyi bir alt yapıya,iyi bir aile yaşantısına,iyi bir beslenme düzeyine,ihtiyacımız kesinlikle var.ALT YAPI YEMEĞİNİN YAPILDIKTAN SONRA MÜKEMMEL TAT VERECEĞİNİ FAKAT ŞUAN EKSİK MALZEMELERİN ÇOKLUĞUNDAN DOLAYI ÜLKE FUTBOLU OLARAK ZOR GÜNLER GEÇİRİLDİĞİNİN ALTINI ÇİZMEK İSTERİM.. KISA AMA ÇOK ÖNEMLİ BİR NOT:Özellikle Altınordu ve Başaksehir kulüplerinin yönetimle planlamaları dikkate alınılmalıdır.Altınordu takımında takımın antrenman ve oyuncuların psikolojik ve beslenme düzeyleri,Başaksehir takımınınsa,aynı kadrodan şaşmayan istikrarlı ve ofansif manada ne denli kendini geliştirme hali göstergesi;Bize 2 amahtar veriyor;ALT YAPI (ALTINORDU) ve İSTİKRAR VE TEKNİK ADAMA GÜVEN(BAŞAKSEHİR);Kendi içimizde bulunan 2 güzide değeri A milli takım ve lig takımlarımızın yönetim ve oyuncu profilleri haline yansıtabiliriz.
ALT YAPI TARİFİ
Ülkemizde futbola olan bakış açısı duygusal hakikatlerimizin açığa çıkmasıyla beraber kimi zaman statta,kimi zaman televizyon karşısında,kimi zaman radyoda dinlerken içimizden,özellikle derbi günlerinin coşku ve heyecanı 7'den 70'e herkese ulaşır.Duygumuzu kattığımız Futbol yemeğinin içerisine,neyi eksik koyuyoruz ki olmuyor ? Yazı dizimiz başlıyor,buyrunuz.. ALT YAPININ ALT KADEMESİ YETERLİ DEĞİL (ÇEKİRDEK):Yabancı kuralının tartışıldığı günümüz futbol çerçevesi içerisinde,yerli oyuncuların çekirdekten yetiştikten sonra gerekli özelliklerinin yabancı oyunculara emanet edildiği Futbol Ekonomisi.. FUTBOL EKONOMİSİ:Ülkemiz takımlarının özellikle 4 büyüklerin yaptığı pahalı transferler sonucunda,çekirdekten A takıma çıkmak isteyecek kişilerin milyonlar harcanmıs oyuncuya karşı psikolojik rehavete girmesi,yani biz futbolseverlerin şapkasını önüne koyması.. TOPLULUĞUN AYNASI:Galatasaraylı,Fenerbahçeli,Beşiktaşlı,Trabzonsporlu,Başakşehirli vb diğer takımlarımızın taraftarlarının dışarıdan gelen önemli oyuncuya karşı alkış tutarken,kendimilli oyuncularımız sahaya çıktığı zaman 5-10 maç sonra ıslıklanması,kendi tuttuğumuz takıma mükemmel derecedebağlı olduğumuz dönemde diğer takımlara beni ilgilendirmez ben kendi takımıma bakarım söylemiyle koskoca ülke futboluna tek aynadan bakması.. SONUÇ;Toplumsal bakış açılarımızın,genele uygun,yalnızca kendı tuttuğumuz takımların dışındaki takımlara uzak olmaması,milli takımızın uluslararası duzeydeki başarısızlık duzeyının toplum nezdi uzerınde yarattığı yeni fikir:PİLOT TAKIMLARIN FAZLALAŞMASI,FUTBOLCULARIN BESLENME VE PSİKOLOJİK HAZIRLIĞI,AİLE YAŞANTILARI VE İDEALLERİ.. YILMAZ VURAL DER Kİ;"Bu tamamen eğitilmiş ile eğitilmemiş arasındaki fark. Burada olay altyapıya gidiyor. Almanya'da 300 bin lisanslı Türk oyuncu olduğu söyleniyor, bunların içinden de 3 Türk çıkabiliyor. Türkiye'de de aynı ortam oluşturulursa, altyapıya gereken ilgi gösterilirse Türkiye de bu konuya ağırlık verse 80 milyonluk ülkeden çok iyi bir 11 neden çıkmasın. Futbol, bireysel bir oyun değil, takım oyunu. Bunun sıkıntısını çalıştığım her takımda çekiyorum, profesyonel takım oyuncularına, altyapıda öğretilmesi gerekenleri anlatıyorum. Hala savunmada adama değil, topa konsantre oluyorlar, sonra rakip boş pozisyonda golü atıyor. Hepimiz Televizyon karşısındayken kendi takımlarımızdaki oyuncuları veya milli takımımızda oynayan oyuncuların yanında gelip golü atan futbolcunun gol tekrarı sonrasında nasıl olur ? diye hayıflanırız,dikkatli ve titiz alt yapı eğitiminin verilmemesi,adama değil topa odaklı antrenman metotları,yöneticilerin bazen transfer yaptığını ,bazen baska takımlar aleyhine açıklamalar yaptığını görürüz.Dolayısıyla futbolun içindeki yöneticilere,genç beyinlere,iyi bir taraftarlılık kültürüne,iyi bir alt yapıya,iyi bir aile yaşantısına,iyi bir beslenme düzeyine,ihtiyacımız kesinlikle var.ALT YAPI YEMEĞİNİN YAPILDIKTAN SONRA MÜKEMMEL TAT VERECEĞİNİ FAKAT ŞUAN EKSİK MALZEMELERİN ÇOKLUĞUNDAN DOLAYI ÜLKE FUTBOLU OLARAK ZOR GÜNLER GEÇİRİLDİĞİNİN ALTINI ÇİZMEK İSTERİM.. KISA AMA ÇOK ÖNEMLİ BİR NOT:Özellikle Altınordu ve Başaksehir kulüplerinin yönetimle planlamaları dikkate alınılmalıdır.Altınordu takımında takımın antrenman ve oyuncuların psikolojik ve beslenme düzeyleri,Başaksehir takımınınsa,aynı kadrodan şaşmayan istikrarlı ve ofansif manada ne denli kendini geliştirme hali göstergesi;Bize 2 amahtar veriyor;ALT YAPI (ALTINORDU) ve İSTİKRAR VE TEKNİK ADAMA GÜVEN(BAŞAKSEHİR);Kendi içimizde bulunan 2 güzide değeri A milli takım ve lig takımlarımızın yönetim ve oyuncu profilleri haline yansıtabiliriz.
ALT YAPI TARİFİ
Ülkemizde futbola olan bakış açısı duygusal hakikatlerimizin açığa çıkmasıyla beraber kimi zaman statta,kimi zaman televizyon karşısında,kimi zaman radyoda dinlerken içimizden,özellikle derbi günlerinin coşku ve heyecanı 7'den 70'e herkese ulaşır.Duygumuzu kattığımız Futbol yemeğinin içerisine,neyi eksik koyuyoruz ki olmuyor ? Yazı dizimiz başlıyor,buyrunuz.. ALT YAPININ ALT KADEMESİ YETERLİ DEĞİL (ÇEKİRDEK):Yabancı kuralının tartışıldığı günümüz futbol çerçevesi içerisinde,yerli oyuncuların çekirdekten yetiştikten sonra gerekli özelliklerinin yabancı oyunculara emanet edildiği Futbol Ekonomisi.. FUTBOL EKONOMİSİ:Ülkemiz takımlarının özellikle 4 büyüklerin yaptığı pahalı transferler sonucunda,çekirdekten A takıma çıkmak isteyecek kişilerin milyonlar harcanmıs oyuncuya karşı psikolojik rehavete girmesi,yani biz futbolseverlerin şapkasını önüne koyması.. TOPLULUĞUN AYNASI:Galatasaraylı,Fenerbahçeli,Beşiktaşlı,Trabzonsporlu,Başakşehirli vb diğer takımlarımızın taraftarlarının dışarıdan gelen önemli oyuncuya karşı alkış tutarken,kendimilli oyuncularımız sahaya çıktığı zaman 5-10 maç sonra ıslıklanması,kendi tuttuğumuz takıma mükemmel derecedebağlı olduğumuz dönemde diğer takımlara beni ilgilendirmez ben kendi takımıma bakarım söylemiyle koskoca ülke futboluna tek aynadan bakması.. SONUÇ;Toplumsal bakış açılarımızın,genele uygun,yalnızca kendı tuttuğumuz takımların dışındaki takımlara uzak olmaması,milli takımızın uluslararası duzeydeki başarısızlık duzeyının toplum nezdi uzerınde yarattığı yeni fikir:PİLOT TAKIMLARIN FAZLALAŞMASI,FUTBOLCULARIN BESLENME VE PSİKOLOJİK HAZIRLIĞI,AİLE YAŞANTILARI VE İDEALLERİ.. YILMAZ VURAL DER Kİ;"Bu tamamen eğitilmiş ile eğitilmemiş arasındaki fark. Burada olay altyapıya gidiyor. Almanya'da 300 bin lisanslı Türk oyuncu olduğu söyleniyor, bunların içinden de 3 Türk çıkabiliyor. Türkiye'de de aynı ortam oluşturulursa, altyapıya gereken ilgi gösterilirse Türkiye de bu konuya ağırlık verse 80 milyonluk ülkeden çok iyi bir 11 neden çıkmasın. Futbol, bireysel bir oyun değil, takım oyunu. Bunun sıkıntısını çalıştığım her takımda çekiyorum, profesyonel takım oyuncularına, altyapıda öğretilmesi gerekenleri anlatıyorum. Hala savunmada adama değil, topa konsantre oluyorlar, sonra rakip boş pozisyonda golü atıyor. Hepimiz Televizyon karşısındayken kendi takımlarımızdaki oyuncuları veya milli takımımızda oynayan oyuncuların yanında gelip golü atan futbolcunun gol tekrarı sonrasında nasıl olur ? diye hayıflanırız,dikkatli ve titiz alt yapı eğitiminin verilmemesi,adama değil topa odaklı antrenman metotları,yöneticilerin bazen transfer yaptığını ,bazen baska takımlar aleyhine açıklamalar yaptığını görürüz.Dolayısıyla futbolun içindeki yöneticilere,genç beyinlere,iyi bir taraftarlılık kültürüne,iyi bir alt yapıya,iyi bir aile yaşantısına,iyi bir beslenme düzeyine,ihtiyacımız kesinlikle var.ALT YAPI YEMEĞİNİN YAPILDIKTAN SONRA MÜKEMMEL TAT VERECEĞİNİ FAKAT ŞUAN EKSİK MALZEMELERİN ÇOKLUĞUNDAN DOLAYI ÜLKE FUTBOLU OLARAK ZOR GÜNLER GEÇİRİLDİĞİNİN ALTINI ÇİZMEK İSTERİM.. KISA AMA ÇOK ÖNEMLİ BİR NOT:Özellikle Altınordu ve Başaksehir kulüplerinin yönetimle planlamaları dikkate alınılmalıdır.Altınordu takımında takımın antrenman ve oyuncuların psikolojik ve beslenme düzeyleri,Başaksehir takımınınsa,aynı kadrodan şaşmayan istikrarlı ve ofansif manada ne denli kendini geliştirme hali göstergesi;Bize 2 amahtar veriyor;ALT YAPI (ALTINORDU) ve İSTİKRAR VE TEKNİK ADAMA GÜVEN(BAŞAKSEHİR);Kendi içimizde bulunan 2 güzide değeri A milli takım ve lig takımlarımızın yönetim ve oyuncu profilleri haline yansıtabiliriz.
ES ES E DESTEK
Eskişehirspor 2015/16 sezonundan sonra şu sıralar birkaç yıl önceki başarısından çok uzakta Spor Toto 1. Lig'de hayatta kalma çabaları veriyor. Eskişehirspor transfer ettiği futbolculara lisans çıkarmak için 59 futbolcu, menajer ve kulüplerden imza alması gerekiyor. Eğer transfer sorununu 31 Ağustos'a kadar çözemezse geriye kalan maçlarını genç oyuncularıyla oynamak zorunda kalacak ve buda kötü olan gidişatı dahada kötüye çekecek. Twitter'da açılan #EskişehirsporYokOlmasın hashtag'ine sadece Eskişehirliler değil, Türkiye'nin her yanından sporseverler destekte bulundu. Sizde bu köklü klübe destek olmak için #EskişehirsporYokOlmasın hashtag'i ile Eskişehir spora destek olursanız Türk Futbolu ve Eskişehirspor severlerini mutlu etmiş olursunuz. İşte Eskişehirsporun Kısa Tarihi ve Başarıları Eskişehirspor 1965 yılında kuruldu ve kısa süre içerisinde Süper Lige yükselme başarısı gösterdi. İstanbul takımlarının, Anadolu takımı olarak ilk zorlu ve dişli rakibi olan Eskişehir, 1968/69 sezonunda ligi Galatasaray'ın arkasında 2. sırada bitirdi. Bir sezon sonra bu kez Fenerbahçe'nin arkasında 2.sırada bitiren Eskişehir büyük takdir topladı. 1970/71 yıllarında ise Türkiye Kupasını kazanma başarısı gösterdi. Es Es bu başarıları ile birlikte gittiği Avrupa Kupasında Destan gibi bir zafer yazdı. KIRMIZI ŞİMŞEKLER İÇİN #EskişehirsporYokOlmasın
ES ES E DESTEK
Eskişehirspor 2015/16 sezonundan sonra şu sıralar birkaç yıl önceki başarısından çok uzakta Spor Toto 1. Lig'de hayatta kalma çabaları veriyor. Eskişehirspor transfer ettiği futbolculara lisans çıkarmak için 59 futbolcu, menajer ve kulüplerden imza alması gerekiyor. Eğer transfer sorununu 31 Ağustos'a kadar çözemezse geriye kalan maçlarını genç oyuncularıyla oynamak zorunda kalacak ve buda kötü olan gidişatı dahada kötüye çekecek. Twitter'da açılan #EskişehirsporYokOlmasın hashtag'ine sadece Eskişehirliler değil, Türkiye'nin her yanından sporseverler destekte bulundu. Sizde bu köklü klübe destek olmak için #EskişehirsporYokOlmasın hashtag'i ile Eskişehir spora destek olursanız Türk Futbolu ve Eskişehirspor severlerini mutlu etmiş olursunuz. İşte Eskişehirsporun Kısa Tarihi ve Başarıları Eskişehirspor 1965 yılında kuruldu ve kısa süre içerisinde Süper Lige yükselme başarısı gösterdi. İstanbul takımlarının, Anadolu takımı olarak ilk zorlu ve dişli rakibi olan Eskişehir, 1968/69 sezonunda ligi Galatasaray'ın arkasında 2. sırada bitirdi. Bir sezon sonra bu kez Fenerbahçe'nin arkasında 2.sırada bitiren Eskişehir büyük takdir topladı. 1970/71 yıllarında ise Türkiye Kupasını kazanma başarısı gösterdi. Es Es bu başarıları ile birlikte gittiği Avrupa Kupasında Destan gibi bir zafer yazdı. KIRMIZI ŞİMŞEKLER İÇİN #EskişehirsporYokOlmasın
ES ES E DESTEK
Eskişehirspor 2015/16 sezonundan sonra şu sıralar birkaç yıl önceki başarısından çok uzakta Spor Toto 1. Lig'de hayatta kalma çabaları veriyor. Eskişehirspor transfer ettiği futbolculara lisans çıkarmak için 59 futbolcu, menajer ve kulüplerden imza alması gerekiyor. Eğer transfer sorununu 31 Ağustos'a kadar çözemezse geriye kalan maçlarını genç oyuncularıyla oynamak zorunda kalacak ve buda kötü olan gidişatı dahada kötüye çekecek. Twitter'da açılan #EskişehirsporYokOlmasın hashtag'ine sadece Eskişehirliler değil, Türkiye'nin her yanından sporseverler destekte bulundu. Sizde bu köklü klübe destek olmak için #EskişehirsporYokOlmasın hashtag'i ile Eskişehir spora destek olursanız Türk Futbolu ve Eskişehirspor severlerini mutlu etmiş olursunuz. İşte Eskişehirsporun Kısa Tarihi ve Başarıları Eskişehirspor 1965 yılında kuruldu ve kısa süre içerisinde Süper Lige yükselme başarısı gösterdi. İstanbul takımlarının, Anadolu takımı olarak ilk zorlu ve dişli rakibi olan Eskişehir, 1968/69 sezonunda ligi Galatasaray'ın arkasında 2. sırada bitirdi. Bir sezon sonra bu kez Fenerbahçe'nin arkasında 2.sırada bitiren Eskişehir büyük takdir topladı. 1970/71 yıllarında ise Türkiye Kupasını kazanma başarısı gösterdi. Es Es bu başarıları ile birlikte gittiği Avrupa Kupasında Destan gibi bir zafer yazdı. KIRMIZI ŞİMŞEKLER İÇİN #EskişehirsporYokOlmasın
toledoGüncelleme
Oniomania ihtiyara nedir?
''Oniomania ihtiyara'' Türk tipi spor kulübü yöneticilerinde görülen bir çeşit kompulsif satın alma hastalığıdır. Üç büyükler dediğimiz kulüplerin yöneticilerinde daha sık gözlemlenir. Bu hastalığa tutulan yöneticilerimiz, beynelmilel kariyere sahip emekliliğe yakın bonservisi elinde yahut düşük olan futbolculara yüklü miktarda maaş ödeyerek uzun süreli kontrat imzalatır.Talep edilmesi halinde futbolcuya hiç çekinmeden imza parası adı altında emeklilik ikramiyelerini bahşederler. Hastalığın oluşmasında ; dünya çapında büyük futbolcuların 3 büyüklere transfer edildiği konusunda yalan haber yapan basın organlarının etkisine kapılıp muhakeme yeteneğini kaybederek yönetimi gazlayan taraftar grupları, yöneticilerin başarısızlıklarını bu gibi transferlerle tribüne oynayarak örtbas edebilmeyi dilemesi, yöneticilerin yaş problemlerindeki trajikomik performansı ve kur farklarını öngöremedikleri baz alındığında temel matematik donanımlarından (dört işlem) yoksun olmaları, çilek ve çilek transfer ifadelerinden saplantılı bir şekilde haz duyan futbolseverler, yine yöneticilerin eylemlerini denetlenememesi, taraftarın kendisine verilen gündemin dışına çıkıp maddi manevi desteklediği kulübün haklarını koruyabileceği demokratik anlayışın olmayışı, gerekli para akışını sağlayabilmek için ffp'nin bile oyuncu transferi olarak gösterilerek legalleştirilip delinebilmesi aktif rol oynar. Eğer zamanında müdahale edilmezse tüm mal varlığının yitimiyle ve İstanbul'un vadesi dolmuş futbolcuların tatil merkezi haline gelmesiyle sonuçlanabilir. Ben bir psikolog adayı ve bir futbolsever olarak uyarıyorum. Büyük takımlar altyapılarıyla, ekonomileriyle, oyun felsefeleriyle büyük takım olurlar, futbola sırt çevirip son kez ismiyle vurgun peşinde olan iş ahlakından yoksun amcalara büyük paralar ödeyerek değil. Taraftarlar takımlarına sahip çıkmalılar, bu kulüpler bizim tutkumuzun mozaik taşları bizim heyecanımız, üzüntümüz,sevincimiz. Kimsenin babasının malı değil.
toledoGüncelleme
Oniomania ihtiyara nedir?
''Oniomania ihtiyara'' Türk tipi spor kulübü yöneticilerinde görülen bir çeşit kompulsif satın alma hastalığıdır. Üç büyükler dediğimiz kulüplerin yöneticilerinde daha sık gözlemlenir. Bu hastalığa tutulan yöneticilerimiz, beynelmilel kariyere sahip emekliliğe yakın bonservisi elinde yahut düşük olan futbolculara yüklü miktarda maaş ödeyerek uzun süreli kontrat imzalatır.Talep edilmesi halinde futbolcuya hiç çekinmeden imza parası adı altında emeklilik ikramiyelerini bahşederler. Hastalığın oluşmasında ; dünya çapında büyük futbolcuların 3 büyüklere transfer edildiği konusunda yalan haber yapan basın organlarının etkisine kapılıp muhakeme yeteneğini kaybederek yönetimi gazlayan taraftar grupları, yöneticilerin başarısızlıklarını bu gibi transferlerle tribüne oynayarak örtbas edebilmeyi dilemesi, yöneticilerin yaş problemlerindeki trajikomik performansı ve kur farklarını öngöremedikleri baz alındığında temel matematik donanımlarından (dört işlem) yoksun olmaları, çilek ve çilek transfer ifadelerinden saplantılı bir şekilde haz duyan futbolseverler, yine yöneticilerin eylemlerini denetlenememesi, taraftarın kendisine verilen gündemin dışına çıkıp maddi manevi desteklediği kulübün haklarını koruyabileceği demokratik anlayışın olmayışı, gerekli para akışını sağlayabilmek için ffp'nin bile oyuncu transferi olarak gösterilerek legalleştirilip delinebilmesi aktif rol oynar. Eğer zamanında müdahale edilmezse tüm mal varlığının yitimiyle ve İstanbul'un vadesi dolmuş futbolcuların tatil merkezi haline gelmesiyle sonuçlanabilir. Ben bir psikolog adayı ve bir futbolsever olarak uyarıyorum. Büyük takımlar altyapılarıyla, ekonomileriyle, oyun felsefeleriyle büyük takım olurlar, futbola sırt çevirip son kez ismiyle vurgun peşinde olan iş ahlakından yoksun amcalara büyük paralar ödeyerek değil. Taraftarlar takımlarına sahip çıkmalılar, bu kulüpler bizim tutkumuzun mozaik taşları bizim heyecanımız, üzüntümüz,sevincimiz. Kimsenin babasının malı değil.
toledoGüncelleme
Oniomania ihtiyara nedir?
''Oniomania ihtiyara'' Türk tipi spor kulübü yöneticilerinde görülen bir çeşit kompulsif satın alma hastalığıdır. Üç büyükler dediğimiz kulüplerin yöneticilerinde daha sık gözlemlenir. Bu hastalığa tutulan yöneticilerimiz, beynelmilel kariyere sahip emekliliğe yakın bonservisi elinde yahut düşük olan futbolculara yüklü miktarda maaş ödeyerek uzun süreli kontrat imzalatır.Talep edilmesi halinde futbolcuya hiç çekinmeden imza parası adı altında emeklilik ikramiyelerini bahşederler. Hastalığın oluşmasında ; dünya çapında büyük futbolcuların 3 büyüklere transfer edildiği konusunda yalan haber yapan basın organlarının etkisine kapılıp muhakeme yeteneğini kaybederek yönetimi gazlayan taraftar grupları, yöneticilerin başarısızlıklarını bu gibi transferlerle tribüne oynayarak örtbas edebilmeyi dilemesi, yöneticilerin yaş problemlerindeki trajikomik performansı ve kur farklarını öngöremedikleri baz alındığında temel matematik donanımlarından (dört işlem) yoksun olmaları, çilek ve çilek transfer ifadelerinden saplantılı bir şekilde haz duyan futbolseverler, yine yöneticilerin eylemlerini denetlenememesi, taraftarın kendisine verilen gündemin dışına çıkıp maddi manevi desteklediği kulübün haklarını koruyabileceği demokratik anlayışın olmayışı, gerekli para akışını sağlayabilmek için ffp'nin bile oyuncu transferi olarak gösterilerek legalleştirilip delinebilmesi aktif rol oynar. Eğer zamanında müdahale edilmezse tüm mal varlığının yitimiyle ve İstanbul'un vadesi dolmuş futbolcuların tatil merkezi haline gelmesiyle sonuçlanabilir. Ben bir psikolog adayı ve bir futbolsever olarak uyarıyorum. Büyük takımlar altyapılarıyla, ekonomileriyle, oyun felsefeleriyle büyük takım olurlar, futbola sırt çevirip son kez ismiyle vurgun peşinde olan iş ahlakından yoksun amcalara büyük paralar ödeyerek değil. Taraftarlar takımlarına sahip çıkmalılar, bu kulüpler bizim tutkumuzun mozaik taşları bizim heyecanımız, üzüntümüz,sevincimiz. Kimsenin babasının malı değil.