Giriş

Bilek Güreşi Milli Takımı var desem birçoğu inanmayabilir. Hadi oradan! dersiniz. Bir adım ileriye giderek Türkiye Bilek Güreşi Federasyonu da var desem, aranızdan gülmeye başlayan çıkabilir, bu adam bizle kafa buluyor diye yanımdan uzaklaşmaya başlarsınız. Aslında adını duymadığımız o kadar müsabakalar var ki! Henüz birçok yapılan sporsal faaliyetlerden, halen çoğunluğumuzun haberi maalesef yok. Burada herkes her şeyi takip etme mecburiyeti var mış gibi bir sonuçta çıkartmayalım. Doğal olarak herkesin kendine göre bir ilgi alanı var, ilgi alanı içerisinde ki bilgileri kendine öğrenmeyi addetmiştir.

Şimdi asıl bahsetmek istediğim konumuza gelelim. Bilek Güreşine kendini adayan bir kızımızdan bahsedeceğim. Kendisi henüz 22 yaşında Eskişehir'de yaşıyor. Babasının 2010 yılında yönlendirmesiyle bilek güreşi yapmaya başlayan bu kızımızın ismi Ümran Keser. Kısa zamanda bilek güreşinde babasının da ne kadar doğru bir karar verdiğinin göstergesi olarak kısa zamanda Bilek Güreşi Milli Takımına kadar yükseliş gösterir.

Milli takıma yükseliş ve altın madalyalar

Milli takıma seçildiği yıl 2011 yılı ve sıkı durun 2012 yılında ilk kez katıldığı ve Polanya'da düzenlenen Avrupa Şampiyonasında başarılı sonuçlar alarak altın madalyaya kadar uzanmasını bildi. Çok nadir bir durumdur, ilk katılımda altın madalyaya ulaşmak üstelik yurt dışında yapılan bir organizasyonda.

Ümran Keser, 2010 yılında girdiği bilek güreşi sporsal faaliyetlerinin içerisinde bulunduğu toplam 8 yıl içerisinde tamı tamına 5 dünya şampiyonluğu elde ederken, 3'te Avrupa Şampiyonluğu elde etme başarısı göstermiştir.

Ümran Keser bir taraftan da eğitimine aralıksız devam etmektedir. Sporun içerisinde biri olarak yeteneğine göre bir eğitim alanı seçtiği çok belli, kendisi Eskişehir Teknik Üniversitesi (ESTÜ) Spor Bilimleri Fakültesi Beden Eğitim Öğretmenliği 3. sınıf öğrencisi olarak eğitimine devam etmektedir.

Hayatının dönüm noktası

Milli sporcunun hayatının belkide dönüm noktası olarak görebileceğimiz olay, 2010 yılında İl Gençlik Hizmetlerinde ,Spor Kulübünün bilek güreşi antrenörü olarak çalışan Şener Arslan ile tanışması olmuş. Bu ikili düzenli olarak bilek güreşi alanında sürekli bir çalışma yürüterek milli bilek güreşçisi Ümran Keser'in yeteneğini daha da geliştirerek, bileği bükülmez bir sporcu haline getirmiş. Yukarıda anlattığımız gibi 2012 yılında ilk kez katıldığı, Polanya'da düzenlenen şampiyonada altın madalyaya uzanmış.

Ümran Keser, 2012, 2015 ve 2017 yıllarında katıldığı Avrupa Bilek Güreşi Şampiyonasından, 1.lik alarak şampiyonluğa ulaşırken, İlk Dünya Şampiyonluğuna ise 2014 yılında katıldığı ve Litvanya'da düzenlenen Dünya Bilek Güreşi Şampiyonasında ulaştı. Genç şampiyon sporcumuz, 2015 yılında ve 2016 yılında sol kolda şampiyonluğa ulaşırken, 2018 yılında hem sol kol ve hemde sağ kolda katıldığı turnuvada şampiyonluğa ulaşarak altın madalyanın sahibi oldu.

Bilek güreşinde, dünyada adından söz ettirmeyi başaran milli sporcu Ümran Keser, bundan sonra ki hayatında bulunduğu pozisyonunu korumak hedefi olacaktır. Asıl hedefinin ise başarısını sürekli bir adım ileriye taşımak için çalışmalarını aralıksız sürdürmek olacaktır.

Milli sporcunun düşünceleri

Dünya ve Avrupa şampiyonu Ümran Keser, zirvedeki yerine koruyup yeni madalyalar kazanmak için çalışmalarını sürdürüyor.

- Keser: "Ülkemiz adına en iyi başarıyı elde etmeyi hedefliyorum"
Ümran Keser, yaptığı açıklamada, bilek güreşine ilk başladığı günden bu yana severek devam ettiğini söyledi.
2011 yılından bu yana milli takımda yer bulduğunu dile getiren Keser, şöyle devam etti:
"İlk dünya şampiyonluğumu 2014'de elde ettiğimde çok zorlu rakiplerle karşılaştım. Daha sonra 2015, 2016 ve 2018'de dünya şampiyonluklarını kazandım. 2017 yılında finalde rakibime yenilince dünya ikincisi oldum. Spordaki 8 yılıma 5 dünya, 3 Avrupa şampiyonluğu sığdırdım. Önümüzdeki Türkiye şampiyonası martta düzenlenecek. Türkiye'de şampiyon olup, 13-20 Mayıs'ta Yunanistan'da düzenlenecek Avrupa Şampiyonası'nda her zaman olduğu gibi ülkemiz adına en iyi başarıyı elde etmeyi hedefliyorum."

2018 yılında ülkemizde Antalya'da düzenlenene şampiyonada, sağ ve sol kol bilek güreşinde şampiyonluğu kazandığı ve her iki kolda bu başarıya ulaşan ilk Türk sporcu olduğunu belirten Ümran Keser sözlerine şu şekilde devam etti.

"Benim şampiyon bir bilek güreşi sporcusu olduğumu öğrenenler önce inanmıyor. 'Bileklerin ince.' diyenler bile oldu. Bilek güreşi güç sporu olduğundan kadınların yapması zor gibi görünüyor. Ancak kadın ve erkek sporcular arasında fark yok. Kadınların da rahatlıkla yapabileceği bir spor dalı."ifadelerini kullandı.

Milli sporcu bilek güreşiyle ilgili hayatıyla ilgili bazı kesitlerini de dile getiriyor. Mesela bilek güreşine ilk başladığı yıllarda, aileden babası ve ağabeyinin sürekli kendisiyle bilek güreştirmek için ısrarcı olduklarını anlatan milli sporcu,

"Şimdi ne babam ne de ağabeyim benimle bilek güreşinde karşılaşmak istiyor. Zaten bu spora başlamadan ağabeyimin bileğini büküyordum. Spora başladıktan bir yıl sonra babamı da yenmeye başladım. O yüzden evde benimle bilek güreşi yapan kalmadı. Okulda da bilek güreşi masası var. Sınıf arkadaşlarım ilk dönemlerde bilek güreşi yapmak için sıraya geçiyordu. Şimdi onlar da benimle karşılaşmak istemiyor." diye konuştu.

Antrenör Şener Arslan'da öğrencisi hakkında bazı açıklamalarda bulunmak istedi. Antrenörü, sporcunun zeki olmasının önemine vurgu yaparak

"Ümran bilek güreşine ilk başladığı gün, şampiyon olacağını babasına söylemiştim. Ümran'ın dünya ve Avrupa şampiyonlukları var ancak zirvede kalmak çok önemli. Zirveye yavaş yavaş çıktı. Burada çalışarak kalacaktır." değerlendirmesinde bulundu.

Burada genç bir sporcunun başarı hikayesini ele aldık. Sporda başarıya ulaşmak, kişinin yeteneğini bilmesiyle doğru orantılı olduğu kadar, doğru zamanda doğru kararları alabilmek kadar, doğru yolda ilerleyebilmek için yol gösteren birilerinin yakınlarınızda bulunması şansınız olması da önemli.

Sonuç

Milli sporcu Ümran Keser'in babası, kızını bilek güreşine yönlendirmek için Bilek Güreşi Antrenörü Şener Arslan'la tanıştırmış olmasaydı, bugün bu başarı hikayesini burada konuşuyor olmayacaktık. Bence burada, Ümran'ın babasının olaya doğru açıdan bakması çok önemli bir konu. Çünkü ülkemizde kız çocuğunu, çoğu baba sporsal faaliyetin içinde bulunmasını istemez, bu açıda Ümran şanslı bir birey olarak, doğru bir babanın kızı olmasına borçlu.Diğer bir şansıda, işini bilen bir antrenörle çalışma yapmış olması olarak görüyorum.

Çocuklarımızın yeteneklerini keşfedersek hayatta daha başarılı olduklarıyla ilgili birçok başarı hikayesi önümüzde duruyor. Çocuklarımızı küçümsemeden onların becerilerini göstermelerine fırsat verelim. Ben bu konuda çocukların becerileriyle ilgi bir makale yazmıştım. O yazıma bu >>> linkten <<< ulaşabilirsiniz.

Ben hayatta çocukların geleceği konusunda endişe duyan kişilerden biriyim. Çocuklarımızın kendi yeteneklerine göre hayatını devam ettirdiği sürece nasıl başarılı ve mutlu olabilecekse o iş kolunda çalışması taraftarı olan biriyim. Çocuklarımızın geleceği aslında daha çok ebeveynlerin bakış açısına göre yönlenmektedir. Ebeveynlerin ufku ne kadar genişse çocuklarınında ufku geniş oluyor. Değilse ebeveynlerde bu yetenek yoksa çocukların hayatında rastlayacağı başka ufku geniş insanlarla karşılaşmasına bağlı kalıyor.

Scorum tanıtım

Umarım yazımı zevkle okumuşsunuzdur. Ben bu yazıyı yazarken birilerine fayda sağlaması umuduyla kaleme aldım. Yazımın başından sonuna kadarda zevkle yazdım. Sizlerde fikirlerinizi paylaşmak için Scorum Blog Platformunda yazabilirsiniz. üstelik yazdığınız makale karşılığında parada kazanırsınız. Benim bu makaledeki kazancım sayfanın alt kısmında görünmektedir. Scorum'da yazı yazmak ve para kazanmak konusunda bu >>>yazıyı<<< okumanızı tavsiye ederim.