Bu verilen çabanın sadece bir örneği

Belki de çoğu insan böyle bir sporun olduğundan bile habersizdir. İşte ben, bu yüzden bu sporu yazmak istiyorum. 

Türkiye'de ''klasikleşmiş'' spor dallarının etkileri yüzünden bu tarz spor dallarında gün geçtikçe ülkemizi yetersiz ve verimsiz gösteriyoruz. Yabancı takımların tezahüratları karşısında takımlarımızın; özellikle milli takımlarımızın  destekçileri kendi aileleri oluyor.

Aslına bakarsanız, su topunun temeli futbol stratejisiyle hentbol sertliğinin harmanlanmış haliyle ortaya çıkıyor.  Su içerisinde ayaklar yere değmeden oynandığı için kara sporlarına oranla biraz ağır aksa da oyunumuz, genele baktığımızda gerçek rekabeti gözler önüne seriyor. Maç düdüğüyle birlikte oyuncular 4 periyot  8 dakikadan oluşan maça başlamış oluyor. A, unutmadan! tatillerde oynanandan tamamen alakasız gerçek(!) su topunda, kaleci dışında herkes topu tek eliyle tutuyor. Çok ciddi yüzme ve fitness kondisyonu gerektiren su topunda, ciddi yaralanmalar da oluyor. Çünkü suyun altında neler olup bittiğini hakemlerimiz göremiyor. Ve aslında bütün iş suyun altında gerçekleşiyor. Ama bir su topu maçına gidip, tribünde oturmaya başladığınız ilk dakikadan sonra ; kendinizi ayakta ''hakem kör müsün tekme atıyor!'' derken bulabilirsiniz. En sakin insanları bile maç bitimine kadar deliye döndürdüğüne şahit biri olarak, muazzam dostluklar kazandırdığını da söyleyebilir.

Her sonuca rağmen maç bittiğinde havuzdan çıkarken rakip takımların birbirine yardım ettiğini görmek her insana sporun önemini bir kere daha hatırlatıyor.

Unutmayın! Sporun ne yaşı ne cinsiyeti ne de yeri vardır. Şimdi yeni  şeyler keşfetme zamanı!