Paydaşlarım Merhaba;
Bugün sizinle ülkemizde oynanması ve seyredilmesi pek yaygın olmayan tenis sporu hakkında konuşmak istedim. Hani şu Hülya Avşar ile ülkemizde adını duyduğumuz spor :) Maalesef durum bu kadar vahim. Medyatik bir insan bu sporla ilgilenmese bahis oynayanlar dışında kimsenin haberi olmayacak bir spor durumunda tenis ülkemizde.
Aslına bakarsanız bir sporun pahalı olup olmaması yani belli bir zümreye hitbediyor olup olmaması tamamen o sporun ülke içindeki popülaritesi ile alakalıdır. Baktığınızda bir tenis kortu inşa etmek bir halı saha inşa etmekten daha pahalı değil. Hatta yer yer daha ucuz. Fakat tenis kortları hali sahalar kadar yaygın olmadığı için kiralama bedelleri oldukça yüksek.
İstanbul'da belediyeye ait tenis kortları bile saati 300 Lira gibi rakamlardan kiralanabiliyor. Özel kortların ise saat ücreti için binlerce Türk Lirası istenebiliyor. Sporun 2 kişi ile yapılıyor olması da ayrı bir dezavantaj elbette. Kira ücretini 2 kişi ödemek zorundasınız :)
Tenise ilgi duyulan ülkelerde bu sporun araç gereçleri görece daha uygun fiyatlarla satılıyor. Bu aynen şuna benziyor. Mc Donald's Türkiye'ye ilk geldiğinde fahiş fiyatlara menü satardı. Mc Donald's da yemek yemek bundan 25 sene evvel bir statü idi. Ama o dönem Amerika görmüş olanlar "Mc Donald's Türkiye'de gereksiz pahalı, Amerika'da ucuz yemek için alt kesimin gittiği restoran bunlar" derdi. Ne zaman ki bir semtte 2 farklı Mc Donald's açılmaya başladı, bizim ülkemizde bu restoranların statüsü ucuz yemek yemek için başvurulan mekan olarak değişti.
Örnekten de anlaşılabileceği gibi bir aktivite için sunulan imkanlar ne kadar az ise mevcut aktivite için harcanan para o kadar fazla olur. Eğer ülkemizde hali sahalar kadar tenis kortları olsa idi bu aktiviteye ödeyeceğiniz para oldukça azalacaktı. Basit bir ticari mantık aslında. Arzı az olan ürünün fiyatı pahalı olur. Aynı örnek domuz ürünleri için de geçerli. Dünyanın her yerinde oldukça ucuz olan domuz eti; müslüman ülkelerde oldukça pahalıdır. Çünkü arz azdır.
Tenisin yoğun olarak oynandığı coğrafyalarda piyasa malı olarak tanınan raket ve topların ülkemizde ateş pahası olması da yukarıdaki örneklerin tenis sporuna yansımasıdır. Özetlemek gerekirse; tenis sporu ülkemizde belli bir gelir gurubuna hitabeden bir spordur.
"Her halt bitti de tenis mi kaldı?" diye sorabilirsiniz :) Ne yapayım :) Bir müşteriden diğerine giderken "spor akademisi öğrencisinden tenis derse verilir" yazısını okuyunca öyle aklıma geldi yazayım dedim :) Herkese sporla iç içe günler dilerim :)
Yorumlar