ilk bilgisayar hayatımıza girdiğinde 30 ton civarında ağırlığı vardı, koca bir odayı kaplıyordu. Duymayanlar şimdi bu ağırlığı duyunca şaşırdıklarının farkındayım. Bunlar; masa üstü, dizüstü, tablet ve en son olarak, hem telefon hemde cep telefonu olarak cebimize giren telefonların eklenmesiyle, cebe girecek kadar küçüldü. Zaman hızla akıp geçerken teknolojide hızla gelişiyor. İnsanlığın varlığından buyana belkide milyonlarca yıl geçti, ateşin bulunması, bazı madenlerin keşfi nihayetinde tekerin bulunması gibi bazı buluşlar insanlığın keşif takviminde az buz zaman almadı. Bilgisayarın icadıyla birlikte dünya "Teknoloji Çağı" na girmiş oldu. Bu çağda artık buluşlar, icatları asırlarca beklemeye gerek yok! sadece günlük hayatta yatıp kalkıp ertesi güne gözlerini açtığında bir şeyler bulunmuş, keşfedilmiş olabiliyor.

Bu hızla gelişen teknolojik çağda, iyi midir, kötü müdür? bilemiyorum. Bilim insanları bu konu üzerinde tartışıyor, onlar tartışa dursun. Ben anlatacağım konuyu anlatmaya çalışayım. İnsanlığın hayatına bilgisayarlar öyle girmiş ki, insanlar onlarsız zaman geçiremiyor, ya bilgisayarın başındalar yada ellerinde akıllı telefonları hayatlarını bu şekilde devam ettiriyorlar. Yeni doğan çocuklar neredeyse ilk doğum gününde bu teknolojiyle tanışıyor, bununla büyüyor, yemeğini bu teknolojik aletler sayesinde yiyor. Oyuncağı da, eğlencesi de bu teknolojik aletler olmuş. Hayat bu teknolojik aletler olmazsa çekilmez olacakmış hissine kapılıyor insanlar. Her ne olduysa bu teknolojik aletlerde, internetin kullanılmasıyla oldu. Teknolojik aletler ve bu teknolojik aletlerin vazgeçilmezi internet müthiş bir ikili oluşturdu. Günümüzde İnternet dünyası her türlü bilgiye ulaşabileceğin bir alan durumunda ve durumunu da koruyarak hızla büyüyor.

Dünya insanlığı bu teknoloji ile günlük hayatını geçirmek durumunda, evde işte, sokakta alış- verişte, okulda anlayacağınız her alanı kapsar hale geldi.Haliyle insanlarda İnternet üzerinde bolca vakit geçirmeye başladı. Böyle olunca bir arayış içine girdiler, bir kısım insanlar İnternet üzerinde pazarlamacı konumundayken, bir kısım insanda müşteri konumuna büründü. İnsanlar internet üzerinden para kazanmanın yollarını keşfetti, mutlu küçük bir çoğunluk iyi para kazanırken, tatmin olamayan büyük bir çoğunluk arayışlarını sürdürdü ve devam ettiriyor.

İnternet dünyasının müşterileri insanların çoğunluğunu ne yapılmalı ki? mutlu olsunlar. Onlarda internet üzerinde geçirdikleri zamanı paraya dönüştürmek istiyor. Bu isteğin getirdiği talep, yeni arzlar doğurdu ama yinede benim bildiğim çok başarılı olan bir proje yok! Bu alanın boşluğunu kapatmak için yeni bir umut kapısı "SCORUM" doğdu. İnsanlara para vaat ediyor. internette geçirdiğin zamanın bir kısmını benin blogumda geçir birlikte büyüyelim diyor. Ama bu birlikte büyüme nasıl olacak?

Scorum bünyesinde topladığı üyelerine gelin vaktinizin bir kısmını bana yazı yazmaya ayırın bu yazılarınızı blog içerisinde yayımlayarak toplumla buluşturalım diyor. Yazacağınız yazının büyük çoğunluğu spor içerikli olmalı, çünkü diğer alanlarda yeterince blog, forum vb. binlerce site mevcut. İnsanların daha çok talep ettikleri spor konusunda yeterince yada talebe karşılık veremeyecek oranda az olduğundan spor içerikli istiyorum diyor. Sen yaz kazan bende işveren olarak kazanayım.

Scorum blog üyelerine, hesabına yatacak sabit, yada komisyon şeklinde bir maaş vaat etmiyor. Senin alacağın parayı ben belirlemem, yine scorum bloguna kayıtlı üyeler belirler diyor. Sen yazını yazacaksın blog içerisinde yayımlayacaksın, yayımladıktan sonra üyeler yazını oylayacaklar bu oylama senin yazının değerini belirleyecek, senin kazanacağın para bu olacak diyor.

Sanırım scorumun işleyiş tarzını anlatabilmişimdir. Bu aşamada, gelin birlikte nasıl olur da büyüyebilirizin(?) cevabını arayalım. Aslında her şey pazarlamacı-müşteri ilişkisinde gizli birde talep-arz ilişkisinde. Bir ürünü piyasaya sürdüğünde talep oluyorsa bu ürünün müşterisi var anlamı çıkar. O ürünü, talebin doyuma ulaşma noktasına kadar piyasaya arz edebilirsin. Talep üstü üründen para kazanamadığın gibi zarar edersin. Kimilerinin aklına bizim ürünümüz ne diye gelebilir. Sevgili arkadaşlar bizim tek ürünümüz yazdığımız yazılarımız. Bu yazıları yazıp scorum bünyesinde yayımladıktan sonra insanlar bu yazılarımızı haz duyarak okuyorsa bizim sunduğumuz ürün kaliteli ürün sınıfına giriyor. O zaman yazılarımızın kalitesi hep yüksek olduğunda talepte hep olacaktır. O zaman scorumun piyasası artacak bizim kazancımızda artacaktır. Tek yapmamız gereken kaliteyi yakalamak ve hep o kalitede kalmak bizim görev anlayışımız bu olmalıdır.

Burada diğer bir sorunumuzu dile getirmek isterim. İnternet bilgi okyanusunda ulaşmak istediğiniz her konuda, yüzlerce, binlerce belkide milyonlarca, önceden ele alınmış yazıları bulabilirsiniz. Elbette bilgiden faydalanacaksın ama bire bir getirip kendin yazmış gibi sunmayacaksın. İnsanlar aynı ürünü ikinci kez neden alsın ki? sen aynı kazağı ikinci kez alır mısın? Yazın kendi fikirlerini, bilgilerini içermeli ama insanları yanıltıcı doğrudan uzak bilgilerde olmamalı. Bilgilerini diğer yayımlanmış güvenilir kaynakların bilgileriyle karşılaştırmak, sunduğun yazının doğru bilgi sunması açısından doğru olanıdır. Sen kendi bakış açınla konuyu ele alıp, insanlığın hizmetine sunmalısın. Ama o bilgileri bire bir yazmak yanlıştır. Yanlış sunulan bilgiler insanlığa yapılan en büyük kötülük olduğu gibi İnternet ortamını da bilgi kirliğine saplamış oluruz.

Scorumun büyüme konusunda sorumluğu nedir? sorusunun cevabını vermeye çalışayım; İşveren ve sorumlu kurum olarak en çok scorumun cevap araması gereken bir soru bu. Scorum bünyesinde, altyapıyı oluşturan elemanları ve sonrası için iyi bir ekip oluşturmalı bu ekip, konularında uzaman kişilerden oluşmalıdır. Şuan binlerle anılan kayıtlı üye rakamları yakın gelecekte milyonlarla anılacaktır. Buna hazır bir altyapının mevcut olması ve uzman kadronun görev almış olması gerekir ki! gelecekte karşılaşılacak sorunlarla baş edilsin ve çözüm sunulabilsin. Scorum üretilen içerikleri bir şekilde kontrol altına almalı koyduğu kriterlere uyup uymadığını denetlemeli. Ayrıca kayıtlı üyelerin çağrılarına kulak vermeli sorunlarını çözmek için çaba sarf etmelidir.

Scorum yönetici kadroları ile scoruma kayıtlı üyeleri, ortak çözümler üretmeli her iki tarafta bir birlerinin talep ve önerilerine kulak vermelidir. Ortak ve doğru ele alınmış çözümler her zaman başarıya ulaştıran en büyük etkenlerdir.