Değerli Türk Topluluğu;

ŞU YAZIDA ben ve @kubrakocak "yazılarınızı neye göre oyluyor?" kriteri açığa kavuşsun diye bir yazı paylaştık. Yazının ardından bazı eleştiriler aldık. Bu eleştirileri tek tek cevaplamak yerine buradan cevaplayalım istedik.

Öncelikle belirtmek isteriz ki acımasız eleştiriler de dahil olmak üzere saygı çerçevesinde yapılan her eleştiriye sonuna kadar açığız. Neticede insanız ve herşeyi doğru bileceğiz diye bir kaide yok. Yaptığımız yanlışların eleştirilerle farkına varıp düzelteceğiz. Yapıcı eleştiri yaparak bizi gelişmeye teşvik eden herkese teşekkür ederim.

Gerçi başlıkta bir eleştiriden bahsettik ama içerikte iki eleştiriye cevap vereceğiz. Bunlardan ilkine aşağıdaki başlıkta cevap veriyoruz.

Neden EN AZ 300 Kelime İçerik Üretmeliyiz?

Değerli Paydaşlarım;

Profesyonel mesleğimin yanı sıra senelerdir internet üzerinden para kazanmaya kafa yoran 41 yaşında bir ablanız/kardeşiniz/akranınızım. İnternet üzerinden gerçekten para kazandığım iki deneme oldu bugüne kadar. Bunlardan ilki ve en çok para kazandıranı e-ticarettir. Amazon FBA'dan ETSY'ye; yurtiçi Escrow sistemlerinden kişisel e-ticaret sitelerine yapmadığım e-ticaret işi nerede ise kalmadı. Kendime göre iyi paralar da kazandım bu işlerden. Ama e-ticaretten para demek sadece reklam ve seo ile bitmemekte. Ürün tedarik etmek ciddi bir zaman harcamasına neden olmakta. Bu sebeple e-ticaret işini rölantiye alıp en iyi yaptığım iş olan "içerik üretme işine" yöneldim.

Uzun senelerdir internet için profesyonel içerikler üretirim. Adını sanını bilmediğiniz birçok web sitesinde başkalarının adına yazılar yazdım. Bu yazıları yazarken de "seo" isimli bir gerçeği hatrı sayılır şekilde öğrenme fırsatı buldum çünkü zorunda idim. Zira seo kurallarına uygun yazılmamış bir içerik arama motorları tarafından indeks alsa bile yeterli insan trafiğini sağlamaz. Yeterli trafik çekmeyen bir içerik için ise yazdıran para ödemez.

Tabiki seo yapmanın birçok kriteri var. Sadece seo uyumlu içerik yazmak yetmez tam anlamı ile seo yapmak için. Google, Yandex ve Bing tarafından açıklanan onlarca, seo üstatlarınca denenmiş ve sonuç alınmış yüzlerce, daha bilinmeyen ve keşfedilmeyen belki de binlerce kriter var.

Karşımızdaki teknoloji şirketlerinin değeri milyarlarca dolar ile ölçülüyor ve uzun süreli manipülasyon yapmak nerede ise imkansız. Dolayısı ile kriterlerine uymak zorundayız. Uyacağız ki arama motorları üzerinde herhangi bir arama kelimesinde ön sayfalarda çıkıp yeterli kullanıcıya ulaşalım.

Seo için uygulayacağınız taktiklerin nerede ise tamamı profesyonel olmayı yani seo konusunda uzmanlaşmayı gerektirir. 3 taktik hariç... Özgün yazmak, özgün fotoğraf kullanmak, kullanıcının sayfada ve sitede uzun süre geçirmesi.

Arama motorlarında yer bulmaya çalıştığımız ilk site dünya devi Google der ki; "ben kullanıcıya en iyi arama tecrübesini sunmak istiyorum, birbirinin kopyası olan yazılardan sadece birini ziyaretçi gelecek bir pozisyonda yayınlarım, diğerlerini ya sıralamaya almam yada çok gerilere atarım"

Yine aynı Google der ki; "kullanıcıların cebindeki aygıtlar oldukça teknolojik, artık güzel fotoğrafı isteyen herkes çekebiliyor, herkes Google üzerinden aradığı şeyin fotoğraflarını da görmek istiyor, dolayısı ile ben fotoğraflarda da birbirinin aynı olanları listelemiyorum, özgün ve yazı ile alakalı fotoğraf kullanın" tabi biz her konuda özgün fotoğraf bulamıyoruz. Buna şuan için yapabilecek çok da birşey yok.

Bu Google son olarak da diyor ki; "Hemen çıkma oranı" diye birşey ile kişinin sitenizde ilgili yazıda ve sitenin tamamında nekadar süre geçirdiğini tespit ediyorum. Mouse hareketlerine kadar analiz edebiliyorum, bir kullanıcı siteye gelir gelmez hemen ayrılıyor ise ben bunu kötü algılarım, kullanıcı aradığını bulamaz derim.

Birçok seo üstadı kullanıcının sitede yeteri kadar (Google'ın istediği kadar) kalmasının ortalama 300 - 350 kelimelik bir içerik ile sağlandığını test etmiştir. Bugün piyasada ücretli makale satınalan webmasterlar 300 kelime altındaki makaleye para ödemezler.

"Peki bunlardan bize ne?" "Bu sitede yayınladığımız makaleden ziyaretçi gelse ne olur gelmese ne olur?" diyebilirsiniz. İşte tam olarak yanıldığınız yer de burası.

Scorum ne olursa olsun bir web sitesidir arkadaşlar. Burada minning yapmanın şekli belli. İçerik yazıp, yorum yapıp oy almak. Siz seo'ya uygun makalelerinizle bu siteye nekadar çok insanı çekerseniz okadar çok kişi bu siteden haberdar olur. Haberdar olan insanlar sitenin marka değerini arttırır. Marka değeri artan siteler reklam alır. Reklam alan ve kullanıcısı artan (marka bilinirliği yükselen) bu site eğer Scorum gibi bir site ise SCR değerine de olumlu yansır. Ayrıca yeni ziyaretçiler yeni kullanıcılara dönüşüp yazılarınıza oy verebilir.

Bu sitenin günlük 1 milyon kişi tarafından ziyaret edildiğini düşünün. Hemde karşılıksız. Bu bir milyon kişi sırf bu sitede kaliteli içerik üretiliyor diye geliyor yani. Sonra bir şekilde öğreniyor ki okuduğu yazıya yorum yaparak para kazanabiliyor, düşüncesini paylaşarak para kazanabiliyor, beğendiği yazıyı oylayabiliyor... Sizce bu bir milyon kişinin en az dörtte biri üye olmaz mı? Bence olur.

Yani demem o ki eğer siz seo için elinizden gelebilecek "özgün olmak" ve "yeterli uzunlukta yazmak" konularına dikkat ederseniz, bu dikkatiniz de siteye tekil ziyaretçi olarak döner ise, bu ziyaretçiler bize reklam, marka bilinirliği ve scr olarak geri döner.

Umarım "neden en az 300 kelime makale" sorusuna cevap vermiş olduk. Bu konuda netiz. 300 kelimeden az olan hiçbir makaleye hiçbir ortamda destek vermeyi planlamıyoruz. Bu iş tutar ise, bu site tutar ise torununuzun torununa miras bırakabilirsiniz. Biz tutacağına inanıyor ve emek harcıyoruz. Elimizde olan delegasyon gücünü de kullanırken 300 kelime kuralına sonuna kadar sadık kalacağız. Ha bu demek değildir ki sadece kelime sayısı tutsun diye saçma sapan içeriklere oy vereceğiz. Konu bütünlüğü önemli tabi. Siz burada "yazar olma" iddiası ile varsınız neticede.

Bu soruya cevap verdiğimize inanıyorum. Yinede aklınıza takılan birşey veya karşıt görüşünüz varsa buradan yada discord kanalından belirtmekte çekinmeyin. Saygı çerçevesindeki her eleştiriye açığız.

#kubrakocak ve #canan Etiketlerini Neden Kullanmak Zorundayız?

Arkadaşlar;

Bu platforma geldiğimizde sadece bir discord sunucusu vardı Türk Topluluğu'na ait. Biz de o sunucuda başladık Scorum hayatımıza. Oradaki arkadaşlardan da birçok şey öğrendik. Hepsine teker teker teşekkür ederiz. Ben şahsım adına bugün oradaki hiçkimseye kızgın olmadığım gibi Türk Topluluğu adına yaptıkları olumlu şeylere de destek verebilirim.

Fakat bu arkadaşlarımızın Scorum'un ilk Türk kullanıcılarından olmalarından mütevellit; jenerik Türk taglarını kendileri kullanmaktalar. Bu durum da gayet normal. Garipsenecek bir durum yok. Biz de kendimize etiket aradık ve işin içinden çıkamadık :) Sonra dedik ki "tıpkı diğer discord topluluğu gibi yapalım" yani "ya scorum id'mizi yada discord kullanıcı adımızı etiket kullanalım" Bildiğiniz üzere gerek ortak hareket ettiğim arkadaşım Kübra'nın gerekse benim hem discor id'lerimiz hem de scorum id'lerimiz aynı. Aslında biz daha evvel yapılan birşeyi yaptık. Yani benim kullanıcı adımın canan, partnerimin ki kubrakocak. Diğer arkadaşlarımızı yani başarılı modeli kopyaladık hepsi bu :)

Yinede bu durum bizim canımızı sıkar mı? Yani Scorum kurallarına ters mi diye araştırdık ve Türkiye'den sorumlu Scorum yöneticisi Olha'ya sorduk. Kendisi bize "kullanabilirsiniz, hiçbir sakınca yok" dedi.

Bu işin atası Steemit'e bakarsanız bir #kusadasi orneği görürsünüz. Adam kendi Steemit kullanıcı adını tag olarak kullandırtıyor yüzlerce yazara. Tıpkı bizim gibi, tıpkı bizim örnek aldığımız diğer Scorum discord sunucusundaki yönetici arkadaşlar gibi.

Kısa vadede bu tagleri değiştirmeyi DÜŞÜNMÜYORUZ. Ama daha karizmatik birşey bulursak neden olmasın :)

Yazımı sonlandırırken tekrar belirtmek istiyorum. Lütfen hiçbir eleştirinizi bize yöneltmekten kaçınmayın. Yeter ki saygı sınırları içinde olsun. Kimse "bunları eleştiriyorum ya bana oy vermezler" diye düşünmesin. Oy verme kriterlerimizi açıkça yazdık. Yazılanlar arasında "aman bizi eleştirmeyin" yazmıyor :) Derdimiz bu topluluğu büyütmek. Çünkü biliyoruz ki topluluk büyümez ise kimse para kazanamaz. Bol kazançlar dileriz.

Discord Kanalımızdan Bizi Takip Edin