Türk Dil kurumu sporu şöyle tanımlıyor;''Bedeni veya zihni geliştirmek amacıyla kişisel veya toplu olarak gerçekleştirilen, bazı kurallara göre uygulanan hareketlerin tümü.'' Yani spor kişinin bedeniyle ve zihniyle yaptığı aktivitelerin tümü spordur. Demek ki koşu yaparken de santranç oynarken de bir spor faaliyetinin içindeyiz . Babalarımızın pazar kahvaltılarından sonra çözdükleri kare , çengel bulmacalarının hepsi aslında bir spormuş ve babalarımız kahvaltıdan sonra spor yapıyormuş :).

Peki Spor ne zamandır hayatımızda ?

Aslında spor insanoğlunun ar olduğu andan itibaren hayatımızın içinde yer alıyor . İlk çağlara baktığımızda insanların 2 sınıfa ayrıldıklarını görüyoruz. Bunlar avcılar ve toplayıcılar . Her iki sınıfta hayatlarının her anında sporla iç içeydi. Avcılara baktığımızda onların avlanmaya çıkarken yaptıkları yürüyüş , avı bulup peşinden koşmaları , onu yakalamaya dair yaptıkları planlar , yakalayıp taşımaları ve en nihayetinde avı parçalama aşamalarının hepsi bir nevi spor olarak görülebilir. Öte yandan toplayıcılara baktığımızda onların yaptığı arama, bulma, toplama ,taşıma , yetiştirme faaliyetlerinin tümünü spor kapsamında değerlendirebiliriz. Geçen sosyal medya platformlarının birinde şöyle bir paylaşım görmüştüm ; Adamın biri bir goril fotoğrafı paylaşıp altına ,'' Ya bu goriller hiç şınav ,barfiks ve mekik çekmeden nasıl böyle kaslı olabiliyor ? Ben spor salonunda iki kas yapmak için aylarımı harcıyorum!'' diye sitemde bulunmuştu. Aslında sorunun cevabı çok basit , goril yemeği için emek harcıyor , dağ bayır koşup büyük bir efor sarfedip yemeğine ulaşıyor hemde sağlıklı bir yemeğe. Bundan dolayıda kaslı ve güçlü bir vücuda sahip oluyor. İşte ilk insanlarda tıpkı goril gibi yemeği için emek harcıyor bedensel ve zihinsel aktiviteler yürütüyordu ve onlarda tıpkı goril gibi hiçbir ekstra çabaya gerek duymadan kaslı bir vücuda sahip olabiliyordu. Bana inanmayan ilk çağ insanlarının temsili fotoğraf ve resimlerine baksın hiçbirinde göbekli , şişman bir insan göremezsiniz .

Sporun hayatımızdaki yeri hala aynı mı?

Üzülerek söylüyorum ki maalesef artık eskisi kadar spor yapmıyoruz . Bunun nedenine isterseniz teknolojik gelişmeler diyin ister sağlıksız beslenme diyin isterseniz insanların tembelleşmesi diyin . Ne olursa olsun sonuç olarak artık spor yapmayan ve haliyle aşırı kilolardan muzdarip en büyük korkusu merdivenler olan bir topluma dönüşüyoruz. Çocuklarımız artık fast-food yemeklerinin pençesinde, sağlıksız ,yağlı ve bolca zararlı kimyasallar içeren sözde besinler tüketiyorlar. Bunun suçunu reklamlara atabilirsiniz,'' Ahh kör olasıca televizyon! Her açtığımızda bu besinleri gösteriyor ve haliyle çocuk dışarıda görünce de ısrarla istiyor . Bizde aman sussun aman ağlamasın diye alıyoruz mecbur.'' diyebilirsiniz ama bu çocuğunuzun geleceğinde potansinyel bir obez adayı olacağı gerçeğini değiştirmez ve bunun en büyük suçlusu siz olacaksınız maalesef.

Velhasılı kelam...

Sözün özüne , işin sadedine gelirsek dostlar... Spordan vazgeçmeyin! Çünkü spordan vazgeçtiğiniz gün hayatınızdan vazgeçtiğiniz gündür. Biliyorsunuz artık yemeğe ulaşmak çok kolay , koltukta uzanırken istediğiniz yerden yemek siparişi verip o koltuktan kalkmadan yemeğinizi afiyetle yiyebilirsiniz . Tabi öyle yaparken o koltukta yediğiniz şeyin sadece yemek olmayıp bir yandan sağlığınızda olduğunu unutmayın. Ben size çıkıp dağda bayırda avlanın yada tarlalarda çalışın demiyorum ki zaten öyle bir şey diyemem sadece şu tavsiyeme kulak vermenizi istiyorum... Midenize giren her lokma için vücudunuza onu yakması için gereken sporu borçlusunuz. Aksi takdirde bu borçlar birikirse bir süre sonra vücudunuz sizden siz vücudunuzdan nefret etmiş halde , bir koltukta ayakkabı bağcıklarını tek başına bağlayamayacak kadar kötüleşen bir hayat kalitesine sahip olursunuz. Henüz daha geç olmadan harekete geçin!