Kadınlarla Konuşma Sanatı 1- Genel Kültür:

İlk olarak kadınlarla konuşmanın altyapısı olan genel kültüre değineceğim.

Bir ortamda muhabbete dahil olmak için öncelikle konuşulan konu hakkında bilgi sahibi olmak lazım. Eğer bilginiz ve yeterli altyapınız yoksa “boş konuşuyor” damgası yemeniz kaçınılmazdır. Bir kere boş konuştunuz mu zaten yeni tanıştığınız için karşınızdakinin kafasında “boş konuşan gerzek” imajı size etiketlenecektir. Boş konuşmaktan kurtulmak için de konuşulan kelime yığınının dolu olması gerekir.

Nice insanlar vardır; çok konuşurlar ve bu çokluğun miktarı abartının ötesinde olduğu için ondan başka kimse konuşamaz o ortamda. Ancak o kişinin çok konuşup tüm sohbeti ele geçirmesi iletişimsel tecavüzden başka bir şey değildir. İnsanlar o muhabbetten zevk almazlar ve “ne zaman susacak bu mal” diye düşünürler. Çok konuşan kişi muhabbeti yönlendirir; evet, ancak istenmeyen olumsuz duyguları da üzerine çeker. Çok konuşmak hem sempatiyi hem de nefreti aynı anda üzerine toplayabilir. Arasında çok ince bir çizgi olan iki tepkidir bunlar; sizin verdiğiniz etkiye göre içlerinden birisi tetiklenir.

Aranızdan bir çoğu ortam içerisinde konuşamama, muhabbet dışı kalma ve diyecek söz bulamama derdinden yakınıyor. Bunun en temel sebebi bilgisizliktir. Kendimden örnek vereyim; ben futboldan nefret ederim, hiç haz etmem. Bir ortamda futbol konuşulduğunda da o muhabbete tamamen yabancı kalırım. Hiçbir şekilde hiçbir yerde muhabbete dahil olamam. Dinliyor gibi gözükmekle yetinirim ve eğer içinizden birisi beni futbol muhabbetinin arasında görse benim için “dünyanın en sessiz insanı” der; çünkü öyleyim. Futbol konuşulan yerde yokum ben. Kendimi gösteremiyorum (göstermek istemiyorum), şu muhabbet bitsin de kurtulayım diye düşünüyorum.

Kızlarla anlaşmak, kendinizi sevdirmek ve sempati uyandırmak için de kızlarla konuşabileceğiniz bir şeyler olmalı. İki veya daha fazla kız bir araya geldiğinde saç renginden, ojeden, satın alamadıkları ama gözlerinin kaldığı çizmeden vb. konularda kaynatmaya başlarlar ve siz ne olduğunu anlamadan muhabbetin yönü değişir. Sizden alınır muhabbeti kontrol etme yetisi; başkasına devredilir. Bunu yaşamamak için de kadınların ilgi duyduğu şeyler hakkında bilgi sahibi olmanız gerekir.

Modayı takip edin demiyorum ama arada bir de olsa modayla alakalı dergi veya sitelere göz atın. Bir fikriniz oluşacak kadar bilgi sahibi olsanız yeterli. Ne tarz saç moda, hangi çantalar tutuluyor, ayakkabı tercihleri bla bla… Edebiyatı takip edin; son çıkan kitapları takip edin. En çok satanları ya okuyun ya da araştırın. Gündemi düzenli olarak takip edin; dünyadan kopuk yaşamayın. Popüler müziği bilin ancak kendinizi kaptırmayın. Ne varsa yine eskilerde var…

Çok okuyun ve fırsat buldukça gezin. Tanıştığınız insanlardan bir şeyler öğrenin. Tanıştığınız her kişi size mutlaka bir şeyler öğretebilir. Bir fahişeden bile tahmin edemeyeceğiniz kadar çok şey öğrenebilirsiniz. Önceki yazılarımdan birisinde size dengeli yaşamak için dışarıda kalma sürenizle evde kalma sürenizin hemen hemen eşit olması gerektiğini söylemiştim. İşte; evde kaldığınız süreyi boşa harcamayın. Kendinizi geliştirin ve beyninize katkıda bulunun. İnanın bu katkılar bir gün işinize yarayacaktır. Kitap okuyun; çok okuyun. Ben ayda en az 4-5 kitap okurum. Meşgul bir dönemde değilsem bu sayı 10’u geçer. Unutmayın; kitap okumak size zaman kaybettirmez, boş gezmek kaybettirir.

Klasikleri okuyun, beğendiğiniz yazarları okuyun, kişisel gelişimi az okuyun ve her ay mutlaka yeni şeyler öğrenin. Araştırmacı olun. Misal bu ay mimarlık hakkında bilgi edinin; mimarlıkla alakalı kitaplar okuyun, araştırma yapın. Böylece mimar bir kızla karşılaştığınızda konuşacak bir şeyleriniz olacak. Diğer ay müzikle alakalı okur ve araştırırsınız, sonraki ay uzayla, sonra mühendislik… Asla durmak bilmeyin ve bilgiye olan açlığınızın doymasına izin vermeyin.

Enteresan konular hakkında konuşmak ve renkli bir üsluba sahip olmak da en az genel kültürü geniş bir insan olmak kadar önemlidir ancak bu konuya sonraki yazımda değineceğim. Beni takip etmeye devam edin… 2.bölüm yarına <3