"Sanatçı, toplumda uzun çalışmalardan çabalardan sonra, alnında ışığı ilk duyandır."
-Mustafa Kemal Atatürk
Neredeyse her gün girdiğim platformun içler acısı hale gelmesini üzülerek takip ediyorum. Acaba diyorum bunların bir standardı mı olsa yukarılardan sihirli bir komisyon şimdi anlatacağım oluşumlara set oluştursa nasıl olur? Gelelim bu yazıyı yazma sebebime; öncelikle aşağıya bırakıyorum izledikten sonra hönkürerek dökülen cümlelerime lütfen devam edin.
Şarkının sahibi Ali Kınık bu ülke için değerli sanatçılardan bir tanesi. Milli duygularımızı kabartan şarkılarla bize bir şeyler katan sayılı insanlardan. Bize bir şeyler katabilen demişken sanatçı dediğimiz kelime; üreten, görünmeyeni gösteren, faydalı insanlar için kullanılmakta değil mi?
Öncelikle bakmamız gereken peşinden gideceğimiz insanların bizlerden daha zeki, daha yaratıcı, analitik düşünebilen insanlar olmasını beklemekte fayda var. Bu hem bizim için hem de karşıdaki insanın beklentilerini etkileyebilecek türden bir duruş olur. Bu çalışmayı izlediğimde kendimi bir anda Teletabilerin tekmelerine maruz kalmış bir zavallı gibi hissettim. Bunu izlediğimde Flash TV oyuncularının gece karabasan gibi üzerime çıktıklarını hissettim. Gözlerim kanadı gözlerim ":)"
Yapabileceğim şeyleri gözümün önüne sokanları neden sanatçı, ünlü diye lanse edeyim? Gerçek sanatçılara en büyük hakaret bu olacaktır. Sanatçı olmak için yola çıkanları desteklemek, onlara iyi dileklerimizi yöneltmek elbette bizim için elzemdir fakat bu değil, hayır hayır kesinlikle değil!
Veysel Mutlu’nun nerelerden geldiğini hepimiz çok iyi biliyoruz. Mandalina tezgahından çıkıp sosyal medyanın süzgecini takip ederek garip bir camianın içerisine girdi. Sonrasında Veysel Mutlu’nun Cumhurbaşkanımızla birlikte askerlerimize moral ziyaretinde bulunduğunu televizyonlarda görmüştüm. Elbette bunlar çok güzel şeyler milli birlik beraberliğimiz yönünde çalışmalarda bulunan insanların olması bizim için övünç kaynağı fakat sadece bu yetmiyor, sadece “ses” yetmiyor. Kendini geliştirmiş donanımlı insanlara ihtiyacımız var; duruşuyla bizi hayran bırakan insanlara.
Bahsettiğim onca şeyden sonra aklıma Zeki Müren’in bir röportajı geldi. Onu da şöyle bırakayım izlemekte yarar var.
Sosyal Medya mecrası şu an para kazanmak için neredeyse birbirlerini öldüren insanlarla dolacak gibi. Dilerim, Veysel Mutlu ileride kendini geliştirerek zaman içerisinde kalıcı kalmayı başarır. İşte o zaman tükürdüğümü yalamaya hazırım.
Yakın zamanda Youtube içerisinde işinin hakkını veren kanalların yer aldığı sıralamamı paylaşmayı düşünüyorum.
Sizlerde bu konu hakkında yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen. Desteklerinizi bekliyorum.
Yorumlar