Günümüzde her yaştan insanın oynayabileceği bir zeka ve strateji oyunu olan satrancın ortaya çıkış hikayesini anlatmak istiyorum. Hikayemize geçmeden önce şunu belirtmek isterim ki; Çocuklarımıza küçük yaşlardan itibaren satranç oynamayı öğreterek analitik ve matematiksel düşünme becerilerini geliştirmelerine katkı sağlayacaktır.

                                                             Hikaye

Satranç ilk olarak Çin'de ortaya çıktığı rivayet edilse de ilk ortaya çıkışı bundan yaklaşık 1500 yıl önce Hindistan'da olmuştur. O zamanlar Hindistan'da savaşmayı çok seven bir kral varmış. En büyük zevki halkı arasında savaş çıkartarak savaş taktiklerini onlara yaptırmakmış.

Halk savaşlardan usanma noktasına gelmiş. Binlerce insan gereksiz yere ölmüşler. Bu durumdan kurtulmak isteyen halk devrin en büyük alimi olan Yüce Bilgin'den yardım istemişler. Kralın yaptıklarını anlatmışlar ve bundan kurtulabilmeleri için ondan bir çare bulmasını istemişler.

Aradadan biraz zaman geçtikten sonra Yüce Bilgin elinde bir kutu kralın sarayına gitmiş. Yüce Bilgin krala savaşmayı çok sevdiğinizi duydum. Bunun içinde size savaşma imkanı sağlayacak bir oyun getirdiğini söylemiş.

Yüce Bilgin krala bu oyun ile istediği kadar rakibiyle savaş yapılabileceğini söyledi. Savaşı ise; Ufak sekiz taşı (Piyonlar) göstererek bunlar sizin askerleriniz. İki tane ''atlı'' birliğiniz, iki tane ''filli'' askerleriniz var. Ayrıca iki tane savaş arabanız (kaleleri kastediyor) var. Oyunda baş olan ''şah'' sizsiniz ve yardımcınız ise ''vezir''dir.

Oyunu çok seven kral Yüce Bilgin'e ne isterse ona vereceğini söyledi. Altın, elmas, toprak ne isterse söyle senin olsun. Yüce Bilgin ise sadece buğday istemiş. Kral bu isteğe şaşırmış. Söylediği gibi de Yüce Bilgin'e istediği buğdayın verilmesin emretmiş. Yüce Bilgin buğdayı satranç tahtasında yer alan 64 kare için ilk kareden başlayarak birinci için 1 tane buğday, ikinci kare için 2 tane buğday, böyle devam ederek altmış dördüncü kare için ise iki üzeri altmış dört tane buğday tanesi istemiş.

Yüce Bilgin'in istediği buğday hesaplanınca o zamanın şartlarına göre 1000 yılda ancak üretilebilecek kadar olduğu anlaşılmış. Kral bunu öğrenince Yüce Bilgin'e bir kez daha hayret etmiş. Bu zekasından dolayı kendisini tebrik etmiş. Böylece halkın istediği yerine gelmiş ve sonucunda da satranç oyunu ortaya çıkmış.