Dövüş sanatı mı yoksa güreş çeşidi mi diye sürekli olarak tartışılan Sumo Güreşi 1500 yıla varan geçmişi ile Japon tarihinin en köklü sporlarından birisidir. Efsane olarak bilinen bir tanrının egemenliğinin devamı için yaptığına inanılan bu spor tanrıların sporu olarak da anılaktadır. Başlangıç yıllarında tapınaklarda yapılan bu spor sekizinci yüzyıldan itibaren saraylarda da yapılmaya başlamıştır. 17. yüzyılla birlikte halka inmeye başlayan Sumo güreşi soylular tarafından da ilgiyle takip edilmiştir.

Önceleri dinsel törenlerde yer alan Sumo Güreşi sonraları bir eğlence olarak yapılmaya başlamıştır. Aynı zamanda ilk başladığı yıllarda herhangi bir kurala bağlı olmayıp çok sert bir sporken saraylarda yapılmaya başlmasıyla belli kurallar dahilinde yapılmaya başlamıştır.

Savunma sporlarının merkezinde olan jijitsunun temeli olarak görülen Sumo güreşinin, Profesyonel Sumo Federasyonu tarafından Japonya'da yılda 6 defa turnuvası yapılır. Bu turnuvalar Japonya'nın 4 farklı şehrinde gerçekleşir ve her biri 15 gün sürer.

Sumo güreşindeki asıl amaç rakibin dengesini kaybetmesini sağlayarak yere veya mindere değmesini sağlamak ya da ring dışına atmaktır. Tabiburada dikkat edilmesi gereken husus bazı hareketlerdeki kısıtlamalardır. Bunlar; yumruk atmak, gövdeye tekme atmak, saç çekmek, vb. Sumoda kısıtlama olmayan en önemli şey ise kilodur. Herhangi bir klasman yoktur. Yani 70 kilo bir Rikishi (Sumo güreşçisine verilen isim) ile 200 kiloluk bir Rikishi karşılaşabilir.