Hentbol, tarihi çok eskilere dayanan bir spor dalıdır. Antik Yunan ozanlarından Homeros bu oyuna oldukça benzer bir oyunun oynandığını yazmaktadır. Milattan önce 600 yıllarında geçtiği tahmin edilen bu sporda, atletlerin bir duvara topu vurduktan sonra kapma çalışmaları ve bu süreç içinde yaptıkları mücadeleyi anlatır. Yine bizanslıların "harpaston" adı verdikleri oyunsa neredeyse günümüz hentbolunun temelini oluşturmaktadır. Ortaçağda Alman ozan Walter ise "top yakalama" adında hentbole oldukça benzer bir oyundan bahseder. Ancak Hentbol, gerçek şeklini 19. yüzyılda Danimarka' da almıştır. Hentbolun kökeni Danimarka'da oynanan 'Haandboll' denen bir oyundan gelmektedir. Hentbol oyununun gelişimi diğer Avrupa ülkelerinde de görülmüştür ama bu sporun Avrupa'ya ve dünyaya yayılmasını Berlin'deki Alman Yüksek Beden Eğitimi Okulu sağlamıştır. 1848 yılında yaygınlaşan bu oyunu Alman Cimnastikçi Konrad Koch 1897' de Almanya'ya taşıdı ve adı raffbol olarak değişti. Hentbol, adını ilk olarak 1910 yılnda İsveç'te aldı. 1925 yılında Almanya ve Avusturya arasında yapılan ilk uluslararası hentbol maçıdır. Fakat o dönemlerde hentbol hala 11 oyuncu ile futbol sahalarında oynanmaktaydı. Hentbol 4 Ağustos 1928 tarihinde Amsterdam'da yapılan Uluslararası Amatör Hentbol Federasyonu kuruluş kongresinden sonra ayrı bir federasyon tarafından yürütülmeye başlanmıştır. 1936 Berlin Olimpiyatlarında ilk olimpiyat spor dalı olarak 11'er kişilik futbol sahasında oynanmıştır. Önceleri sadece açık havada oynanan hentbol, 1934 yılında Kopenhag'da İsveç ve Danimarka arasında yapılan bir müsabaka ile ilk defa salonda oynanmıştır. Bu tarih aynı zamanda salon hentbolünün de başlangıç tarihidir. İkinci dünya savaşından sonra, batı avrupada hentbol çok popüler rekreatif bir spor dalı halini almıştır. Uluslararası Hentbol Federasyonu (IHF) 1946 yılında kurulmuştur. Şimdiki 7 kişiyle oynanan salon sporu şeklini, 1960'larda aldı ve ilk olarak, 1972 Munih Olimpiyatlarında ise 7' şer kişiyle salonlarda oynandı. İlk Hentbol erkekler dünya şampiyonası 1938 de, ilk hentbol bayanlar dünya şampiyonası ise, 1949 yılında oynanmıştır.. Günümüzde hentbol 150 ülkede oynanmakta ve bu oyunu oynayan lisanslı 8 milyona yakın sporcu bulunmaktadır.

                       HENTBOLUN TÜRKİYE TARİHİ

Türkiye'de hentbol ilk kez 1927-1938 yılları arasında açık alan hentbolu olarak başlamıştır. Öncülüğünü Almanya'da öğrenim yapan ve beden eğitimi öğretmeni kökenli Hüsamettin Güreli, Zeki Gökışık ve Nafi Tağman askeri okullarda yapmıştır. Bu askeri okulların yanı sıra, Gazi Eğitim Ensitüsü Beden Eğitimi Bölümünde de bazı kurallar tespit edilerek, futbol sahalarında "el topu" adı altında hentbolun yaşatılmasına ve yaygınlaştırılmasına katkıda bulunmuştur. Ülkemizde ilk resmi saha el topu oyun kuralları, 1934 yılında Türkiye İdman Cemiyeti ittifakı tarafından yayımlanmıştır. Ülkemizde ilk resmi açık alan hentbol maçı 1938 yılında oynanmıştır.

Hentbolun Türkiye'de gelişmesi ve yaygınlaşması yıllar sonra salon hentboluna geçilmesiyle sağlanmıştır. Ülkemizdeki salon hentbolu ile ilgili ilk ciddi çalışmalar 1974-1975 yıllarına dayanır. Bu tarihlerde Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yurt dışına eğitime gönderilen bir grup beden eğitimi öğretmeni, eğitim gördükleri Federal Almanya'dan dönerek, görev aldıkları Beden Eğitimi Bölümlerinde modern salon hentbolunun temellerini atmaya çalıştılar. 1975 yılında Gazi Eğitim Enstitüsü ve Ankara Spor Akademisi öğretim görevlisi Yaşar Sevim, ülkemizde ilk kez salon hentbolu oyun kurallarını yayımladı. Özellikle Gazi Eğitim Enstitüsü Beden Eğitimi Bölümü ve Ankara Spor Akademisi'ndeki hentbole yönelik çalışmalar, bu spor dalının kökleşmesini ve yaygınlaşmasını sağladı. Hentbol Federasyonu 1976 yılında kuruldu ve ilk federasyon başkanlığına Yaşar Sevim getirildi.

                        HENTBOL TEMEL KURALLARI

İki takım arasında oynanan bir takım oyunudur. Hentbol 30 dakikalık iki devreden oluşur. Defanstaki takım, hücum eden takımı ceza sahasının önünde kalelerine yaklaştırmamaya çalışır. D şeklindeki 6 m uzaklıktaki ceza sahasına kaleci dışındaki oyuncuların girmesi yasaktır.Savunma sırasında, defans oyuncuları belirli ölçüde rakip oyunculara temasta bulunabilirler. Aşırı faullü temaslarda oyuncu iki dakikalık oyundan çıkma cezası ile cezalandırılır ve ceza alan oyuncunun yerine oyuncu giremez. Cezası biten oyuncu veya yerine başka oyuncu girebilir. Hentbol sahası 40 metre uzunluğunda ve 20 m genişliğinde diktörtgen şeklinde bir alandır. Kaleye 9 cm uzaklıkta kesik çizgilerle belirlenmiş ceza sahasında yapılan fauller penaltı olarak nitelendirilir. Penaltı atışları kalenin tam 7 m karşısından yapılır. Bu atışlara 7 m atışı da denir.Her takım sahaya 10'u saha oyuncusu, 2'si kaleci olmak üzere 12 oyuncu ile çıkar. Maç başlarken oyun alanı içinde, bir takımdan 6' sı oyuncu, biri kaleci olmak üzere toplam 7 oyuncu bulunur. Kenarda 5 yedek oyuncu otururur. Oyun süresi içerisinde çizgi ile belirlenen bölümde, kendi aralarında her an istedikleri kadar oyuncu değiştirilebilirler. Oyunda amaç, rakip kaleye gol atmaktır. Eğer bir oyuncu kurallar içinde topu rakip kaleye atar ve sokabilirse bu "gol" olarak kabul edilir. Takımlar, birbirlerinin kalelerine topu atıp gole çevirmeye çalışırken, gol olmaması için de savunma ile kendi kalelelerini korurlar. Top oyuncular tarafından sadece elle oynanır ancak, kaleci kalesini vücudunun tümüyle koruyabilir. Oyuncu, topu elinde en fazla 3 saniye tutabilir ve topla sadece 3 adım atabilir. İki devre sonunda en çok gol kaydeden takım galip gelir. Gol sayıları eşitse karşılaşma beraberlikle son bulur. Galibiyette 2 puan, beraberlikte 1 puan alınırken, yenilgide puan alınmaz.Oyun basketboldaki gibi hava atışı ile başlar ve top çelindikten sonra tutan oyuncunun hava atışı yapılan yere 3 metre uzaklıkta olması zorunluluğu vardır. Defans yapan takım, hucum eden takımı ceza sahasının önünde kalelerine yaklaştırmamaya çalışır. Topun çapı bayanlar müsabakalarında 54-56 iken erkeklerde 58-60 cm dir.Topun ağırlığı erkeklerde 425 ile 475 gr bayanlarda ise 325 ile 400 gramı geçmemesi gerekir. Oyuncular topu sürerken iki kez tutabilirler ancak tuttuktan sonra üç saniye içinde ellerinden çıkarmak zorundalar ve topla en fazla üç adım atabilirler. Oyun iki hakemle yönetilir.

             HENTBOLDE TEMEL TEKNİK BECERİLER

Hentbolun temel teknik becerilerini öğrenmek, karmaşık ve zor değildir. Çünkü topu yakalamak, pas atmak ve topu sürmek, herkesin çocukluğundan beri rahatlıkla yaptığı temel hareketlerdir. Devamlı ve bilinçli çalışmalarla hentbol teknik becerileri öğrenilebilir ve oyunun temelinde bulunan dayanıklılık, sürat, beceri, esneklik, sıçrama gibi motorik özelliklerde buna paralel kazanılabilir. Motorik özelliklerin kazanılması, organizmanın kuvvetlendirilmesi, duruş bozukluklarının önüne geçme, kollektif düşünme ve birlikte hareket edebilme alışkanlıklarının geliştirilmesinde, hentbol en uygun spor türlerinin başında gelmektedir.

                       TOP TUTMA VE PASLAŞMA

Hentbolde temel teknik beceriler top tutma ve paslaşmayla başlar. Çünkü oyunun gelişebilmesi bu becerilerin iyi kazanılmasına bağlıdır. Kural gereği, bir elle pas atabilmeli ve iki elle top tutabilmek gerekir.

                         TEMEL PAS (ELÜSTÜ PAS)

Henbolun en önemli ve güvenle yapılabilen pas şeklidir. Bu paslaşmada top iki elle hemen hemen omuz seviyesinde tutulur. Top parmaklarla kavranarak atış eline alınır . Bu durumda atış eli dirseklerden 90 derece geri bükülüdür. Sağ elini kullanan oyuncunun sol ayağı yere destek olarak öne alınır. Ağırlık arka bacaktadır. Atış sırasında sağ ayak öne hareket ettirilerek vücut topun gidiş yönüne doğru hareket ettirilerek top elden çıkarılır. Atış eli topu takip eder. Temel atış destek ayaklı veya destek ayağı olmaksızın yapılabilir.

                                     BİLEKTEN PAS

Bel yüksekliğinde top iki elle tutulur. Ayaklar omuz hizası açıklığındadır. Top atılacak yöne bir adım atılır. Dirsek hedefi gösterecek şekilde kaldırılır. Top pas atılacak elin parmakları tarafından kavranır. Dirsek gerginleştirilerek, top bilekten itilerek pas yapılır. Kol ve bilek topu gidiş yönüne doğru takip eder.

                                      TOP TUTMA

Top tutmanın dört temel prensibi vardır. Birincisi, iki el açık ve pas gelecek yöne dönük olmalı. İkincisi, topu takip etmek. Üçüncüsü, kollar gergin vaziyette ve topu karşılarken, kollar dirseklerden hafif bükülü vaziyette ve topu yumuşatarak kavramalı. Dördüncü prensip ise, topu yakaladıktan sonra, çabukça şut, pas, aldatma veya top sürme yapılmalıdır. Temel olarak bel üstü ve belaltı tutuş olmak üzere iki türlü tutuş vardır.

                           TOP SÜRME (DRIBLING)

Hentbolde basketbolda top sürmede iki farklılıkla hemen hemen aynıdır. Birinci farklılık, hentbolde top sürme öncesi ve sonrası üç adım atılabilir. İkincisi, top süren el topa temas ederken açık olmalıdır.Top sürmeye karar verildiğinde, el top üzerinde açık olarak yer alır. Top süren elin dirseği yaklaşık 90 derece bükülür ve gerginleşir. Parmaklar direk topla temastadır. Baş yukarıda olmalıdır.

                                          ŞUT

Hentbolda şut, atakları skora dönüştürebilmek için sonuç hareketidir. Hentbolda dört temel şut çeşidi vardır. Bunlar temel şut, sıçrayarak şut, kanattan şut (Yana bükülü şut) ve düşerek şut'tur. Herbirinin kulanım durumu ve zamanına göre değişik avantajları ve teknikleri vardır.

                                 TEMEL ŞUT

Bu şut şekli tamamen elüstü (temel) pas gibidir. Top parmaklarla kavranarak atış elindedir . Bu durumda atış eli dirseklerden 90 derece geri bükülüdür. Sağ elini kullanan oyuncunun sol ayağı yere destek olarak öne alınır. Ağırlık arka bacaktadır. Atış sırasında sağ ayak öne hareket ettirilerek vücut topun gidiş yönüne doğru hareket ettirilerek top elden çıkarılır. Atış el omuzu geriden atış yönüne doğru döndürülür. Atış eli topu takip eder.

                           SIÇRAYARAK ŞUT

Koşar durumda üç adım kullanılır. Atış elinin tersi ayak yerden son olarak kesilir. Şut eli yukarı ve geriye çekilir. Diğer destek kolu hafifçe vücudun önüne getirilir. Destek kolu geriye doğru alınırken aynı zamanda şut omuzuda şut yönüne doğru döndürülür. Atış kolu öne doğru kamçı gibi hareket etirilerek top elden çıkarılır. Vücut ve atış kolu topu gidiş yönüne doğru takip ederken, destek ayağı yere konur.

                 YANA BÜKÜLÜ ATIŞ (Kanat Şutu)

Genellikle bu atış, savunma oyuncusu kaleyi kapattığında, hücum oyuncusunun en etkili şekilde kullanabileceği bir atış şeklidir. Bu atış genellikle kanat pozisyonlarında kullanıldığından, öbür adıda kanat şutudur. Sağ elini kullanan bir oyuncu için, savunma yapan oyuncunun sağından atar gibi yaparken, vücudunu sol dayanma ayağının üzerinde yana büker. Top, kolun baş arkasından iyice bükülerek, atış kolunun aksi yönünden elden çıkarılır.

                                   DÜŞEREK ATIŞ

Düşerek atış genellikle, yana ve öne olmak üzere iki formda yapılabilir. Düşerek atışın öne doğru yapılan formunda, oyuncu, başlangıçta bacaklar hafif açık, dizler bükülü ve kalça öne alınmış şekildedir. Oyuncu, dizlerin ve kalçanın öne doğru getirilmesi anında ve bununla birlikte atış omuzunun geriye alınmasıyla beraber düşme hareketine başlar. Bu sırada top gövdenin ön yanında tutulur. Düşme sırasında gövdenin üst kısmı yukarı doğru gerginleştirilir. Bu gerilmede omuuzn öne doğru çok hızlı alınması ve atış kolunun savurma şeklindeki hareketiyle top kuvvetli olarak elden çıkarılır. Düşme hareketi diğer elin yere dokunmasıyla yada atış omuzunun üzerine yuvarlanmayla son bulur.