Scorum Blog Uygulamasını Edininİstediğiniz zaman kurun ve tekrar okuyun!

Futbol / diğer

cayelispor53
Soğuk ve Yağmurlu Bir Kış Günü
Source Anlatacağım bu hikaye, amatör futbolcu olarak oynadığım yıllarda ve hiçbir zaman unutamadığım hayatımın en güzel maç hikayesidir. Ortaokul ve lise yıllarında ilçe kulubümüz olan Çayelispor'un alt yapısında amatör olarak yaklaşık 5-6 yıl futbol oynadım. Bu süre zarfında çok sayıda resmi maçlarda oynadım. Oynadığım o kadar maç arasından hiç unutamadığım ve her anından büyük keyif aldığım hayatımın en güzel maç hikayesine şu şekilde: Lise birinci sınıfta okumaktayım. Çayelispor'un Süper Genç Takımı'nda sol bek olarak oynuyorum. Sağ ayak kullanan biri olarak nedense hocamız beni hep sol bek veya sol açıkta oynatırdı. Biraz zorlansam da bu mevkide top oynamayı seviyorum. Bu sayede sol ayağımı kullanmayı Messi kadar olmazsa da geliştirmeyi başarmıştım. Oynadığımız grupta 7 takım mücadele ediyordu. İlk yarının son maçıydı. Bizim takım ilk beş maçında dört galibiyet ve bir beraberlik ile grubumuzda ikinci sırada bulunmaktaydık. Kendi sahamızda ilk yarının son maçında karşılaşacağımız grup lideri olan Ardeşenspor ise beşte beş yaparak kayıpsız yoluna devam ediyordu. Ayrıca rakibimiz önüne gelen geçene 6-7 gol atarak rakibini darmadağın etmekteydi. Soğuk ve yağmurlu bir kış günüydü. Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyordu. Ayrıca Ramazan Ayı'nda olduğumuz için takım halinde oruç tutuyorduk. Ve ilk on birde sahaya çıkan arkadaşlardan çoğu o gece sahura kalkamamıştı. Bunlardan biri de bendim. Bu şekilde en önemli maçımıza çıkacaktık. Rakibimiz çok güçlüydü. Onları hiç görmemiştik. Sadece bütün maçlarını kazandığını ve çok farklı skorlar elde ettiğini biliyorduk. Isınmak için sahaya çıkınca rakibimizi ilk kez gördük. Görünce de onlardan korktuk. Çünkü takımın tamamına yakını çok uzun boylu ve kalıplı futbolculardan oluşuyordu. Boy ortalamaları 1.80 den fazlaydı. Bizim takım ise bende dahil 6-7 futbolcu 1.55 ile 1.65 arası boyunda, geriye kalan arkadaşlarımızda onlara göre kısa olsa da uzun boyluydu. İçimden diyordum hakem çok yağmurdan dolayı maçı iptal etse de rezil olmaktan kurtulsak diyordum. Diyordum ama maalesef olmadı. Hakemin düdüğü ile maç başladı. Çok zaman geçmeden rakibimiz 2-0 öne geçti. İkinci golde benim çok büyük hatam vardı. Stoper de oynayan arkadaşıma yardım edeyim derken tutmam gereken oyuncu boş kaldı. Ve na atılan güzel pas ile düzgün bir vuruşla takımının ikinci golünü kaydetti. Hocam bu hatadan dolayı bana çok kızdı. İkinci golü yedikten sonra rakibimizin tüm maçlarını farklı skorlar ile yendiği ve bize de bu gidişle 9-10 tane gol atacağını düşündüm. Seyircimizin önünde güzel giden grup maçlarında rezil olacaktık. Source Maç iki sıfır olunca hocamız oyuncu değişikliği yapmaya karar verdi. Kesin beni çıkarır diye umuyordum. Ama hocamız maçtan bir gün önce elini inciten ve normalde ilk onbir de oynayan Kamil arkadaşımızı oyuna Muharremin yerine soktu. Eli bandajlı olan Kamil'i oyuna sokarak hocamız risk almış oldu. Rakibimizin oyun anlayışını çözene kadar kısa zamanda 2-0 geriye düşmüştük. Defanstan veya orta sahadan forvette oynayan ve yaklaşık iki metre boyunda olan 9 numaralı oyuncuya uzun hava topu atıp, onun indirdiği toplarla hızlı olan diğer forvet oyuncuları ile gol pozisyonu yakalayıp gol atıyorlardı. Bizim takım kısa boylu ve ayak bileklerine hakim oyunculardan oluştuğu için Barcelona gibi bol pas yaparak oynamayı tercih ediyorduk. Ayrıca halı sahada çok idman yaptığımız için dar alanda bol pas yapmayı çok iyi biliyorduk. Kamil arkadaşımızın oyuna girişi ve bizimde paslı oyun oynamaya başlayınca rakibin üstünlüğü sona erdi. Çok uzun boylu olmalarına rağmen çevik ve atiklik olarak bizden çok geride kalıyorlardı. Bu şekilde devam ederek ilk yarı bitene kadar 2-2 beraberliği yakalamış olduk. Source Devre arasında hocamız bol pas yaparak oynamaya devam etmemizi ve rakibe topu fazla vermeden aynı şekilde oynamaya devam etmemizi istedi. İkinci yarının hemen başında bir gol daha atarak 3-2 öne geçmeyi başardık. Rakibimiz ise istediği oyunu oynayamıyordu. Top sürekli bizde kalıyordu, çok pas yaparak topu rakibe vermiyorduk. Halı sahada dar alanda yapmış olduğumuz pasların faydasını büyük sahada daha kolay yapabiliyorduk. Bu şekilde devam ederek bir gol daha atıp 4-2 öne geçtik. Skor 4-2 devam ederken bir korner kazanmıştık. Defans oyuncusu ve kısa boylu olduğum için korner kullanırken orta sahaya yakın bir yerde rakip forveti tutmakla görevliydim. Rakip defans oyuncusu kafa ile kornerden gelen topu uzaklaştırdı. Uzaklaştırdığı topa doğru yaklaşık 35 metre gibi bir mesafeden sağ ayağımın dışı ile gelişine şut çıkardım. Top doksanı yalayarak auta gitti. Bütün herkes topun gidişini izlemişti. Gol olacak diye sevinmeye hazırlanırken az biraz falso alarak dışarı çıktı. Gol olsaydı, attığım en güzel gol olacaktı. Maç 4-2 devam ederken basit bir hata yaparak rakibimiz bir gol daha atıp umutlanmıştı. Fakat umutlarını söndüren golü arkadaşımız ceza alanının dışından çok güzel bir şutla kaleciyi beşinci kez avlamıştı. 5-3 öne geçmiştik. Golden sonra temkinli oynayarak ve yine topu bizde tutarak maçı bitirmiştik. Rakibimiz ilk yenilgisini almış ve biz ilk yarıyı grup lideri olarak tamamlamıştık. Bütün maç boyunca yağmurun yağması hiç durmadı. Belki de yağmurun etkisi ile de rakibe gol olup yağmış olduk. Hayatımın en unutulmaz maçının hikayesini böylece bitirmiş oluyorum. Umarım beğenirsiniz.
0.00
13
6

cayelispor53
Soğuk ve Yağmurlu Bir Kış Günü
Source Anlatacağım bu hikaye, amatör futbolcu olarak oynadığım yıllarda ve hiçbir zaman unutamadığım hayatımın en güzel maç hikayesidir. Ortaokul ve lise yıllarında ilçe kulubümüz olan Çayelispor'un alt yapısında amatör olarak yaklaşık 5-6 yıl futbol oynadım. Bu süre zarfında çok sayıda resmi maçlarda oynadım. Oynadığım o kadar maç arasından hiç unutamadığım ve her anından büyük keyif aldığım hayatımın en güzel maç hikayesine şu şekilde: Lise birinci sınıfta okumaktayım. Çayelispor'un Süper Genç Takımı'nda sol bek olarak oynuyorum. Sağ ayak kullanan biri olarak nedense hocamız beni hep sol bek veya sol açıkta oynatırdı. Biraz zorlansam da bu mevkide top oynamayı seviyorum. Bu sayede sol ayağımı kullanmayı Messi kadar olmazsa da geliştirmeyi başarmıştım. Oynadığımız grupta 7 takım mücadele ediyordu. İlk yarının son maçıydı. Bizim takım ilk beş maçında dört galibiyet ve bir beraberlik ile grubumuzda ikinci sırada bulunmaktaydık. Kendi sahamızda ilk yarının son maçında karşılaşacağımız grup lideri olan Ardeşenspor ise beşte beş yaparak kayıpsız yoluna devam ediyordu. Ayrıca rakibimiz önüne gelen geçene 6-7 gol atarak rakibini darmadağın etmekteydi. Soğuk ve yağmurlu bir kış günüydü. Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyordu. Ayrıca Ramazan Ayı'nda olduğumuz için takım halinde oruç tutuyorduk. Ve ilk on birde sahaya çıkan arkadaşlardan çoğu o gece sahura kalkamamıştı. Bunlardan biri de bendim. Bu şekilde en önemli maçımıza çıkacaktık. Rakibimiz çok güçlüydü. Onları hiç görmemiştik. Sadece bütün maçlarını kazandığını ve çok farklı skorlar elde ettiğini biliyorduk. Isınmak için sahaya çıkınca rakibimizi ilk kez gördük. Görünce de onlardan korktuk. Çünkü takımın tamamına yakını çok uzun boylu ve kalıplı futbolculardan oluşuyordu. Boy ortalamaları 1.80 den fazlaydı. Bizim takım ise bende dahil 6-7 futbolcu 1.55 ile 1.65 arası boyunda, geriye kalan arkadaşlarımızda onlara göre kısa olsa da uzun boyluydu. İçimden diyordum hakem çok yağmurdan dolayı maçı iptal etse de rezil olmaktan kurtulsak diyordum. Diyordum ama maalesef olmadı. Hakemin düdüğü ile maç başladı. Çok zaman geçmeden rakibimiz 2-0 öne geçti. İkinci golde benim çok büyük hatam vardı. Stoper de oynayan arkadaşıma yardım edeyim derken tutmam gereken oyuncu boş kaldı. Ve na atılan güzel pas ile düzgün bir vuruşla takımının ikinci golünü kaydetti. Hocam bu hatadan dolayı bana çok kızdı. İkinci golü yedikten sonra rakibimizin tüm maçlarını farklı skorlar ile yendiği ve bize de bu gidişle 9-10 tane gol atacağını düşündüm. Seyircimizin önünde güzel giden grup maçlarında rezil olacaktık. Source Maç iki sıfır olunca hocamız oyuncu değişikliği yapmaya karar verdi. Kesin beni çıkarır diye umuyordum. Ama hocamız maçtan bir gün önce elini inciten ve normalde ilk onbir de oynayan Kamil arkadaşımızı oyuna Muharremin yerine soktu. Eli bandajlı olan Kamil'i oyuna sokarak hocamız risk almış oldu. Rakibimizin oyun anlayışını çözene kadar kısa zamanda 2-0 geriye düşmüştük. Defanstan veya orta sahadan forvette oynayan ve yaklaşık iki metre boyunda olan 9 numaralı oyuncuya uzun hava topu atıp, onun indirdiği toplarla hızlı olan diğer forvet oyuncuları ile gol pozisyonu yakalayıp gol atıyorlardı. Bizim takım kısa boylu ve ayak bileklerine hakim oyunculardan oluştuğu için Barcelona gibi bol pas yaparak oynamayı tercih ediyorduk. Ayrıca halı sahada çok idman yaptığımız için dar alanda bol pas yapmayı çok iyi biliyorduk. Kamil arkadaşımızın oyuna girişi ve bizimde paslı oyun oynamaya başlayınca rakibin üstünlüğü sona erdi. Çok uzun boylu olmalarına rağmen çevik ve atiklik olarak bizden çok geride kalıyorlardı. Bu şekilde devam ederek ilk yarı bitene kadar 2-2 beraberliği yakalamış olduk. Source Devre arasında hocamız bol pas yaparak oynamaya devam etmemizi ve rakibe topu fazla vermeden aynı şekilde oynamaya devam etmemizi istedi. İkinci yarının hemen başında bir gol daha atarak 3-2 öne geçmeyi başardık. Rakibimiz ise istediği oyunu oynayamıyordu. Top sürekli bizde kalıyordu, çok pas yaparak topu rakibe vermiyorduk. Halı sahada dar alanda yapmış olduğumuz pasların faydasını büyük sahada daha kolay yapabiliyorduk. Bu şekilde devam ederek bir gol daha atıp 4-2 öne geçtik. Skor 4-2 devam ederken bir korner kazanmıştık. Defans oyuncusu ve kısa boylu olduğum için korner kullanırken orta sahaya yakın bir yerde rakip forveti tutmakla görevliydim. Rakip defans oyuncusu kafa ile kornerden gelen topu uzaklaştırdı. Uzaklaştırdığı topa doğru yaklaşık 35 metre gibi bir mesafeden sağ ayağımın dışı ile gelişine şut çıkardım. Top doksanı yalayarak auta gitti. Bütün herkes topun gidişini izlemişti. Gol olacak diye sevinmeye hazırlanırken az biraz falso alarak dışarı çıktı. Gol olsaydı, attığım en güzel gol olacaktı. Maç 4-2 devam ederken basit bir hata yaparak rakibimiz bir gol daha atıp umutlanmıştı. Fakat umutlarını söndüren golü arkadaşımız ceza alanının dışından çok güzel bir şutla kaleciyi beşinci kez avlamıştı. 5-3 öne geçmiştik. Golden sonra temkinli oynayarak ve yine topu bizde tutarak maçı bitirmiştik. Rakibimiz ilk yenilgisini almış ve biz ilk yarıyı grup lideri olarak tamamlamıştık. Bütün maç boyunca yağmurun yağması hiç durmadı. Belki de yağmurun etkisi ile de rakibe gol olup yağmış olduk. Hayatımın en unutulmaz maçının hikayesini böylece bitirmiş oluyorum. Umarım beğenirsiniz.
0.00
13
6

cayelispor53
Soğuk ve Yağmurlu Bir Kış Günü
Source Anlatacağım bu hikaye, amatör futbolcu olarak oynadığım yıllarda ve hiçbir zaman unutamadığım hayatımın en güzel maç hikayesidir. Ortaokul ve lise yıllarında ilçe kulubümüz olan Çayelispor'un alt yapısında amatör olarak yaklaşık 5-6 yıl futbol oynadım. Bu süre zarfında çok sayıda resmi maçlarda oynadım. Oynadığım o kadar maç arasından hiç unutamadığım ve her anından büyük keyif aldığım hayatımın en güzel maç hikayesine şu şekilde: Lise birinci sınıfta okumaktayım. Çayelispor'un Süper Genç Takımı'nda sol bek olarak oynuyorum. Sağ ayak kullanan biri olarak nedense hocamız beni hep sol bek veya sol açıkta oynatırdı. Biraz zorlansam da bu mevkide top oynamayı seviyorum. Bu sayede sol ayağımı kullanmayı Messi kadar olmazsa da geliştirmeyi başarmıştım. Oynadığımız grupta 7 takım mücadele ediyordu. İlk yarının son maçıydı. Bizim takım ilk beş maçında dört galibiyet ve bir beraberlik ile grubumuzda ikinci sırada bulunmaktaydık. Kendi sahamızda ilk yarının son maçında karşılaşacağımız grup lideri olan Ardeşenspor ise beşte beş yaparak kayıpsız yoluna devam ediyordu. Ayrıca rakibimiz önüne gelen geçene 6-7 gol atarak rakibini darmadağın etmekteydi. Soğuk ve yağmurlu bir kış günüydü. Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyordu. Ayrıca Ramazan Ayı'nda olduğumuz için takım halinde oruç tutuyorduk. Ve ilk on birde sahaya çıkan arkadaşlardan çoğu o gece sahura kalkamamıştı. Bunlardan biri de bendim. Bu şekilde en önemli maçımıza çıkacaktık. Rakibimiz çok güçlüydü. Onları hiç görmemiştik. Sadece bütün maçlarını kazandığını ve çok farklı skorlar elde ettiğini biliyorduk. Isınmak için sahaya çıkınca rakibimizi ilk kez gördük. Görünce de onlardan korktuk. Çünkü takımın tamamına yakını çok uzun boylu ve kalıplı futbolculardan oluşuyordu. Boy ortalamaları 1.80 den fazlaydı. Bizim takım ise bende dahil 6-7 futbolcu 1.55 ile 1.65 arası boyunda, geriye kalan arkadaşlarımızda onlara göre kısa olsa da uzun boyluydu. İçimden diyordum hakem çok yağmurdan dolayı maçı iptal etse de rezil olmaktan kurtulsak diyordum. Diyordum ama maalesef olmadı. Hakemin düdüğü ile maç başladı. Çok zaman geçmeden rakibimiz 2-0 öne geçti. İkinci golde benim çok büyük hatam vardı. Stoper de oynayan arkadaşıma yardım edeyim derken tutmam gereken oyuncu boş kaldı. Ve na atılan güzel pas ile düzgün bir vuruşla takımının ikinci golünü kaydetti. Hocam bu hatadan dolayı bana çok kızdı. İkinci golü yedikten sonra rakibimizin tüm maçlarını farklı skorlar ile yendiği ve bize de bu gidişle 9-10 tane gol atacağını düşündüm. Seyircimizin önünde güzel giden grup maçlarında rezil olacaktık. Source Maç iki sıfır olunca hocamız oyuncu değişikliği yapmaya karar verdi. Kesin beni çıkarır diye umuyordum. Ama hocamız maçtan bir gün önce elini inciten ve normalde ilk onbir de oynayan Kamil arkadaşımızı oyuna Muharremin yerine soktu. Eli bandajlı olan Kamil'i oyuna sokarak hocamız risk almış oldu. Rakibimizin oyun anlayışını çözene kadar kısa zamanda 2-0 geriye düşmüştük. Defanstan veya orta sahadan forvette oynayan ve yaklaşık iki metre boyunda olan 9 numaralı oyuncuya uzun hava topu atıp, onun indirdiği toplarla hızlı olan diğer forvet oyuncuları ile gol pozisyonu yakalayıp gol atıyorlardı. Bizim takım kısa boylu ve ayak bileklerine hakim oyunculardan oluştuğu için Barcelona gibi bol pas yaparak oynamayı tercih ediyorduk. Ayrıca halı sahada çok idman yaptığımız için dar alanda bol pas yapmayı çok iyi biliyorduk. Kamil arkadaşımızın oyuna girişi ve bizimde paslı oyun oynamaya başlayınca rakibin üstünlüğü sona erdi. Çok uzun boylu olmalarına rağmen çevik ve atiklik olarak bizden çok geride kalıyorlardı. Bu şekilde devam ederek ilk yarı bitene kadar 2-2 beraberliği yakalamış olduk. Source Devre arasında hocamız bol pas yaparak oynamaya devam etmemizi ve rakibe topu fazla vermeden aynı şekilde oynamaya devam etmemizi istedi. İkinci yarının hemen başında bir gol daha atarak 3-2 öne geçmeyi başardık. Rakibimiz ise istediği oyunu oynayamıyordu. Top sürekli bizde kalıyordu, çok pas yaparak topu rakibe vermiyorduk. Halı sahada dar alanda yapmış olduğumuz pasların faydasını büyük sahada daha kolay yapabiliyorduk. Bu şekilde devam ederek bir gol daha atıp 4-2 öne geçtik. Skor 4-2 devam ederken bir korner kazanmıştık. Defans oyuncusu ve kısa boylu olduğum için korner kullanırken orta sahaya yakın bir yerde rakip forveti tutmakla görevliydim. Rakip defans oyuncusu kafa ile kornerden gelen topu uzaklaştırdı. Uzaklaştırdığı topa doğru yaklaşık 35 metre gibi bir mesafeden sağ ayağımın dışı ile gelişine şut çıkardım. Top doksanı yalayarak auta gitti. Bütün herkes topun gidişini izlemişti. Gol olacak diye sevinmeye hazırlanırken az biraz falso alarak dışarı çıktı. Gol olsaydı, attığım en güzel gol olacaktı. Maç 4-2 devam ederken basit bir hata yaparak rakibimiz bir gol daha atıp umutlanmıştı. Fakat umutlarını söndüren golü arkadaşımız ceza alanının dışından çok güzel bir şutla kaleciyi beşinci kez avlamıştı. 5-3 öne geçmiştik. Golden sonra temkinli oynayarak ve yine topu bizde tutarak maçı bitirmiştik. Rakibimiz ilk yenilgisini almış ve biz ilk yarıyı grup lideri olarak tamamlamıştık. Bütün maç boyunca yağmurun yağması hiç durmadı. Belki de yağmurun etkisi ile de rakibe gol olup yağmış olduk. Hayatımın en unutulmaz maçının hikayesini böylece bitirmiş oluyorum. Umarım beğenirsiniz.
0.00
13
6
0.00
26
5
0.00
26
5
0.00
26
5
0.00
30
58
0.00
30
58
0.00
30
58
0.00
0
0
0.00
0
0
0.00
0
0
Yeni gönderiler yakında geliyor. Siz de yazın!