Hemen hemen her TÜRK genci ATA'mızın gençler veya spor için sözlerini biliriz ama bilmediğimiz cumhuriyetimizin 95 inci yılını kutlarken ATATÜRK'ün bu kadar önem verdiği bir meşgaleyi nasıl geliştirdik ve nasıl bir seviyeye getirdik . GETİREBİLDİK Mİ?

Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk, çağdaş bir toplum yaratmanın bütün unsurlarını tespit etmiş ve gerekli çözüm yollarını da beraberinde Türk Milletinin ve insanlığın hizmetine sunmuştur ve desteklemiştir.

Bu nedenle Atatürk, gençliğin "beden eğitimi ve spor" faaliyetlerine spor ve sporcuya büyük önem vermiş bu önem Atatürk'ün sporcu kişiliğinden de kaynaklanmaktadır.

ATATÜRK'ün En çok sevdiği spor ise güreşti. Güreşi her yönü ile teşvik ettiği gibi sık sık güreş müsabakalarını da izlemekteydi. Başarılı olan Milli güreşçileri tebrik edip ödüllendirdiği gibi, onların galibiyeti ile heyecanlanır, büyük sevinç duyardı. Özel bir sevgi duyduğu ağır sıklet dünya şampiyonumuz Çoban Mehmet'le bir müsabaka sonrası Florya'daki Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nde şakalaşmış ve ona şöyle demişti:

- Sen herkesi kolayca yeniyorsun Mehmet, seninle güreş tutsak, beni de yenebilir misin?

- Çoban Mehmet'in cevabı ise; "Sizi bütün dünya yenemedi Paşam, ben nasıl yenebilirim?..." şeklindeydi.

Büyük Atatürk, Çoban Mehmet'in bu cevabı karşısında duygulanmış ve kendisini alnından öpmüştü.

Askerlik hayatında başladığı ve ömrünün son yıllarına kadar fırsat buldukça sürdürdüğü binicilik, İstanbul'da geçirdiği yaz tatillerinde devamlı olarak uğraştığı yüzme ve zaman zaman da kürek sporları... Yaz aylarında, Florya Köşkü'nde istirahatte bulunduğu günlerde sandala binerek kürek çekmeden çok hoşlandığı bilinen bir gerçektir. "Denize inmek medeniyetin şiarıdır" diyen Atatürk, İstanbul Fener bahçe kıyılarının gençliğin Deniz sporlarıyla uğraşacağı bir merkez haline getirilmesi yolunda ilgililere direktifler vermişti. Onun için sporu her yönü ile destekleyen, bazı spor dallarını ise bilfiil yapan Atatürk'ün spora verdiği değeri Türk Gençliğinin yetişmesi açısından rehber olarak görmek lazımdır.

Atatürk dönemi spor politikası incelendiğinde, onun konuya bugünkü manâda baktığı, ancak o günün imkan ve şartları ile ülke yönetimi doğrultusunda olaya devletçi bir yaklaşım gösterdiği anlaşılmaktadır.

Ulu önderin Türk sporundaki ilk imzasını izcilikte görmekteyiz. 1915 yılında, "Osmanlı Genç Dernekleri Genel Müfettişliği" ne atanmasından kısa süre sonra bir rapor hazırlayarak zamanın hükümetine sunar. Bu raporunda Miralay rütbesindeki Mustafa Kemal'in Genç Dernekleri Yönetmeni olarak, üzerinde durduğu ana noktalar şunlardı

( Burada aslında günümüzün spor ile uğraşların kulağına küpe olacak tespitler vardır.)

* Yeni neslin fikri ve bedeni eğitimi için genç dernekleri ve izcilik ele alınmalıdır.

*Gençler 12 yaşından itibaren esaslar dahilinde yetiştirilmelidir.

*Beden eğitimi okullarda programlı olmalıdır.

* Spor kulüplerinde sağlığın korunması, spor fizyolojisi ele alınmalıdır.

*Spor kulüp başkanları siyasetin dışında kalmalıdır.

*Beden eğitimi ders saatleri arttırılmalıdır.

CUMHURİYETİMİZİN 10 YAŞINDAKİ GÜREŞ MÜSABAKALARI

Atatürk'ün Türk sporuna gerçek desteği ve katkısı sporun ülkede yaygınlaştırılması ve örgütlenmesi yolunda olmuştur. Türkiye'nin ilk spor teşkilatı olan "Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı" 1922'de İstanbul'da kurulmuştur.

Ama ATAMIZIN sporla ilgili ilk çalışmaları Osmanlı imp. çalışmalar ile olmuştur onları bir sıralarsak daha iyi anlaşacaktır.

1915

Osmanlı Genç Cemiyetleri Başmüfettişi görevine getirilen Mustafa Kemal, bu görevdeki ilk yetkisini köylerdeki gençler için kullandı. Köydeki gençlerinde spor yapabilmesi için ilk çalışmaları yaptı ancak hayata geçirilemedi. Bu ve benzeri projelerini 1923 yılında çıkardığı Köy Kanunu ile hayata geçirdi. Köylere tesis yapmaya ülkenin maddi gücü yetmese de güreşlerin yapılmasını zorunlu kıldı.

Atatürk’ün de desteklediği askeri bir spor kulübü olan Muhafızgücü kuruldu. Çok önemli başarılara imza atan bu kulübü Ulu Önder yakından takip etti.

1921

Topraklarımızda yer alan Genç Erkekler Hristiyan Birliği, spor organizasyonlarına katılarak Türkiye'nin Amerikan mandasına girmesini amaçlıyordu. Ancak Mustafa Kemal, bu spor kulübüne karşı Türkiye İdman İttifakları Cemiyeti'nin güçlenmesi için, mali katkılarda bulunarak kulübü güçlendirdi.

1924

Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Spor Kongresi’ni topladı. 1924 yılından 1938 yılına kadar devam edecek olan bu kongrede Türk sporunun gelişimini konusunda projeler hazırlanmıştır.

1925

Ulu Önder maddi gücün olmadığı! o zorlu günlerde, Ankara Hipodrumu'nu inşa ettirerek At ve At Yarışı İslah Encümeni'ni kurdu.

O yıl spor faaliyetlerini sürekli takip eden Atatürk, İngiliz Donanması ile oynanacak maç öncesi Altay Kulübü’nü ziyaret etti. Özellikle izlediği bu maçı Altay’ın 1-0 yenmesiyle büyük bir sevinç ve gurur duymuştu. Soyadı kanunu çıktıktan sonra bu maçı birlikte izlediği Fahrettin Paşa'ya Altay soyadını verdi. (ALTAY TANKI 'NIN İSMİ BURDAN GELMEKTEDİR.)

1926

Ulu Önder sporda sadece erkekleri değil kadınları da görmek istiyordu. Bunun üzerine 1926 yılında Ömer Besim Koşalay ile birlikte çalışmalar yaparak ilk bayan atletler faaliyetlere başladı. Bu süreçte Nermin Tahsin, Emine Abdullah, Mübeccel Hüsamettin gösterdikleri başarılarla ilk Türk bayan sporcular oldu.

1928

Türk futbolu için 1928 yılında Atatürk, Gençler Ligi'ni oluşturdu. Ancak bu lig Ata’nın ölümü ile birlikte son bulsa da o ligin en yetenekli oyuncusu olan Leblebi Mehmet’i ortaya çıkardı. Leblebi Mehmet, ligdeki başarılarıyla tüm dünyanın ilgisini çekmiş ve Olimpiyatlara katılarak futbol oynamış. Böylece bu alanda ilk ve tek Türk futbolcu olma unvanını elde etti.

1930

At yarışları üzerine büyük çalışmalar yapan Ulu Önder, 1930’da Türkiye Binicilik Federasyonu'nu kurdurdu.

Atatürk bir gün Galatasaray Lisesi ziyaretinde okulun spor salonu olmadığını görünce okul yönetimine büyük bir öfkeyle kızdı. Lisenin hemen yakınında cami olduğu için mescit yapımını iptal ettirerek yerine spor salonu yapılmasını emretti.

(Bu emri gerekçe göstererek bir çok isyanla uğraştı ve hatıratında pişman olduğunu itiraf etmiştir. Ama atamızın spor gösterdiği önemi gözler önüne sermiştir.)

1931

Türkiye, spor tarihinin ilk sponsorluğunu Ulu Önder ile yaptı. New York'tan hareket eden Amerikalı Havacılar bir rekora imza atarak Okyanusu geçip İstanbul'a indi. Bu rekorun masraflarını karşılayan Atatürk, Türkiye’nin ilk sponsoru olma unvanını da elde etti.

1935

Türk Havacılık sporuna oldukça önem veren Atatürk, bu alanda çok önemli gelişmelerin yaşanmasını sağlayacak olan Türk Kuşu'nu kurdu.

Beşiktaş Kulübü Başkanı Ahmet Fetgeri'nin Atatürk’ e 19 Mayıs'ın Gençlik ve Spor Bayramı olarak her yıl kutlanma önerisinde bulundu. Bu öneriyi Ulu Önder duyar duymaz kabul ederek Fergeri’ye teşekkür etti.

1936

Atatürk, Fenerbahçe Kulübü'nün Kalamış Koyu'na bakan kısmına spor tesisi dışında hiçbir tesis yapılmamasını emretmiş ve günümüzde Fenerbahçe ve Galatasaray'ın bugün o bölgede sahip olduğu tesisler, Atatürk'ün vasiyeti sonucu oluşmuştur.

1938

1938 yılında binicilikte Mussolini Kupası'nı kazanan ekipte dört Türk sporcu yer alıyordu. Bu başarının ardından bu dört sporcu Atatürk'ün süvarileri olarak tarihe geçti.

TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN 95 İNÇİ YILINI KUTLARIM

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE !