Gerçekler üzerinden konuşalım... Beşiktaş'ın gerçeği armasıdır, formasıdır, taraftarıdır... Süleyman Seba'nın sözlerindeki gibi, o gerçek zamanı gelince anlayacaklara ders olacak "Beşiktaş'ı üzmesinler" cümlesi kadar acıdır. Çünkü Beşiktaş'ı üzecek şeyler, Beşiktaş taraftarını acıtır...
Bu çok edebi Beşiktaş'ın gerçekleri dolu sözlerden sonra sözün özü, günümüzün gerçeği, hiç kimsenin anlamak istemediği, Beşiktaş taraftarını acıtan şey ise Beşiktaş'ın borcudur... Ve ne olmaktadır? Tabiri caizse borç olmuş orda 2 küsür bilmem kaç... Başkan hala 2019'da adayım yüreği yeten varsa gelsin demektedir...
Tamam stratejik bir çaba var anlıyormuş gibi yapalım... Ama içi yanar be gerçek Beşiktaşlının... Tıpkı bizim içimizin yandığı gibi. Bu ne gündem değiştirme çabasıdır. Ne gerek vardır Allah aşkına. Beşiktaş taraftarı sonuna kadar haklıdır. Çünkü o koltuk ve adı her neyse başkanlık makamı Beşiktaş taraftarına hizmet için vardır. Stad yapılmış değil mi... O koltuğa oturan her Beşiktaş başkanının boynunun borcu değil midir stadı yapmak, yenilemek adı her neyse...
Ve boynunun borcu değil midir "Yahu taraftar ne dese haklıdır, dün Bayern Münih'i eler miyiz acaba sorusundan bugün 7 maçta 1 galibiyet ile son dakikalarda acaba Sivas'tan beraberliği koparır mıyız diyen taraftarın eleştirisi, serzenişi, tepkisi adı her neyse..."
Ve boynunun borcu değil midir? Yaz kış demeden, iç sahası deplasmanı ayırt etmeden, cebinden, yemeğinden arttırıp, sigarasından kısıp, boğazını patlatmaya giden taraftara sahip çıkmak... Taraftarın yırttığı gırtlağından primi cebine koyan futbolcunun haberi var mıdır? Ya da dünyanın en büyük huzurunun maç başına alınan bedelden ziyade deplasmanda alınan 3 puanın mutluluğu ile yastığa koyulan baş olduğundan haberi var mıdır? Ankara'dan, Eskişehir'den, Erzurum'dan oradan buradan deplasman otobüsleriyle gelip, mağlup olunca da bütün hüznünü sıkıştırıp kalkıp ertesi sabah erkenden iş başı yapacakken Pazar gecesi yağmurda çamurda cebinde belkide parasız evine dönmeye hazırlanan taraftardan futbolcu yada yönetim adı her neyse haberi var mıdır?
Yoktur ama dünyadaki bütün taraftarlar bir yana Beşiktaş taraftarı bir yana "başarı" kelimesi bu topraklarda diğerlerinde olduğu şekli ile çalışmaz... Ama bize sorarsanız başarı yukarı çıkmak değil, orada kalabilmeyi başarmaktadır... Biz orada kalamadık kabul edelim...
En büyük korkum 2 yıl önce kalemini çokta sevmediğim Gürcan Bilgiç'in bir köşe yazısında okuduğum bir bölüm olacak... Fikret Orman, geleceğin Aziz Yıldırım'ıdır demişti cümlelerinden birinde... Küfür ederek gülmüştüm. Şimdi ise hüzünlüyüm işte adı herneyse...
Artık bekleyip göreceğiz. Biz yine soruları bir yere saklayıp, atkıyı takıp, Beşiktaş'a geleceğiz. Dertleri susup, BEŞİKTAŞ'ı haykıracağız.
Yorumlar