Bu şimdilik bir iddia, iddianın sahibi gazeteci-yazar Sabahattin Önkibar. Ben yazılarımda zaman zaman atasözü ve deyimlerimizden kullanarak durumu anlatmaya çalışırım. Bu durumu anlatan en güzel atasözümüz "Ateş olmayan yerden duman çıkmaz" diye düşünüyorum.
Ülkemiz borç içimde her şey ateş pahasına, geçim sıkıntısı her geçen gün artıyor. Başta karedeniz olmak üzere yeşil alanlara göz diken Katarlılar bu bölgeyi parselleyip satın alıyorlar. Ülkenin birçok kurum-kuruluşu Katarlıların eline geçmiş bulunuyor. Satılan sadece toprak, kurum ve kuruluşlar değil, dünyanın en ucuza vatandaşlık alma ücreti de ülkemizde bulunuyor, başta Arap ülkeleri olmak üzere AB ülkeleri vatandaşlık kapmak için yoğun talep içindeler. Bu duruma düşmemizde ki en büyük etken, ülkenin borçlandırılması olarak görünüyor.
Şimdi gelelim haberin başlığına, borç batağında bulunan, Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor' un Katarlılara satılacağı, haber konusu yapıldı. Bu futbol kulüplerimiz ülkemizin köklü ve dört büyük kulübüdür. Satılması iyi midir, kötü müdür? tartışılır. İngiltere kulüpleri de aynı durumda da denebilir. Herkes fikrini söyler de, savunur da. Bana göre ülkenin değerlerinin yabancıların eline geçmesi çok doğru bir davranış değil. Bugün satışlara para olarak bakıldığında doğru gibi görünebilir, yarın ummadığın zamanda ummadığın yerden darbeyi yediğin zaman vah tüh demenin faydası yok. Belki futbol takımlarına stratejik olarak bakılmaya bilir. Her nasıl görülürse görülsün ben vatan topraklarının içinde bulunan her türlü varlığımızı stratejik olarak görüyorum.
Bu dört takımlarımızın açıklanan borçları; ilk sırada 3.5 milyarla Fenerbahçe, onu 2.8 milyarla Galatasaray, listenin 3. sırasında 2.1 milyarla Beşiktaş son sırada 1.2 milyarla Trabzonspor izliyor. Akla şöyle bir soru geliyor. Bu kadar borçlanırken kulübün yetkili organları ne iş yapıyorlardı? kulübü yönetenlerin hepsi iş insanı, kendi şirketlerini bu kadar borçlandırıyorlar mı? bu soruların cevabını verecek birileri çıkacak mı?
Benim şahsi fikrim kulüplerin giderleri, gelirlerini aşmamalı, gelir gider dengesi mutlaka olmalı, başa gelen başkanlarda, seçilmeden futbolcu alma vaatleri vermemeli, alınacak futbolcular gelir-gider araştırılarak alınmasına karar verilmeli, dengeli olarak gider hanesine borç yazdırılmalı... ben ekonomiden anlamam sadece kendi cüzdanımı yönettiğim mantıkla düşündüm. Borçlanılacaksa da kulübün yönetemeyeceği borcun altına girilmemeli. Borçlanan kulüp yönetimi en azından kendi dönemlerinde borçları döndürecek şekilde yapmalı. Yönetim değişiminde kulüp kasası borçsuz olarak devredilmeli diyorum.
Yorumlar