2019/2020 sezonuna Galatasaray, her yıl olduğu gibi yine 'Şampiyonluk' iddiası ile başladı. Galatasaraylı taraftarlarda şampiyonluk beklentisiyle takımlarını destekliyorlar. Haliyle bir önceki sezon şampiyon bir takımdan, bu beklentide olunması oldukça normal.
Galatasaray bir önceki sezon şampiyonluk kupasının yanına; Ziraat Türkiye Kupası ile birlikte Süper Kupayı da müzesine dahil ederek tüm kupaları alan takım unvanını taşıdığını da hatırlatmada fayda var. Kaldı ki, Galatasaray bir önceki sezon şampiyon olmasaydı da, beklenti şampiyonluk olacaktı.
Bu sadece Galatasaraylılarda olan bir beklenti değil. Bu ülkemizin 3, hatta zaman zaman 4 büyükler olarak anılan, Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve dördüncüye Trabzonspor takımlarının taraftarları ve kulübü sezona şampiyonluk parolasıyla başlarlar ve iddialı transferlere imza atarlar.
Galatasaray'ın bu büyükler içerisinde, ön plana çıkaran tek özelliği ise tüm kupalar bazında tüm takımlarda, ilk sırada yer alıyor olmasıdır. Bu kupaları sayı olarak sıralayacak olursak: 2000 yılında UEFA Şampiyonluğu, 2000 yılında Avrupa Süper Kupası, 22 kez Lig Kupası, 18 kez Türkiye Kupası, 16 kez Türkiye Süper Kupası. Diğer takımların ne kadar kupa aldıklarını, ilgili linklere tıklayarak görebilirsiniz.
Tarihi bu kadar zaferlerle dolu Galatasaray elbette 5 haftada lige havlu atacak değil. Daha oynanacak koca koca 29 hafta var. Bu kalan 29 haftada çok takım, inişli çıkışlı bir grafik gösterecektir. Son hafta birinci olan takım şampiyonluk kupasını alan takım olacak. Şuan birinci olan, lig bittiğinde sonuncuda olabilir. Şuan ligde sonuncusu olan takım, lig bittiğinde şampiyonluk ipini göğüslemiş olabilir. Kısaca şuan yermekte, övmek içinde oldukça erken.
Bir gerçekte ortada; Galatasaray 5 hafta sonunda sadece 8 puan elde ederken, 7 puanda kaybetti. 2 maç kazandı. Kayseri maçını 3-2, Kasımpaşa maçını maçını 1-0 zar zor kazandı. Konyaspor ile 1-1, Geçen hafta oynanan Yeni Malatyaspor maçını da 1-1 berabere kalarak 4 puandan oldu. Bunun yanında Denizlispor'a 2-0 yenilerek eli boş döndü. Bu kayıp puanlar boşu boşuna kaybedilen puanlar olarak değerlendiriyorum. Bu kadar güçlü bir takımın bu duruma düşmesini kabullenmek mümkün değil. Bu kadar pahalı transferlerin yanında, olmadı tekrar kadroya takviye yapıldığı halde 7 puan kayıp bence başlangıç için, ilk beş hafta için oldukça çok.
Gol yollarında etkili, dünyada kendini ispatlamış Falcao alındı. Ancak 5. hafta, Yeni Malatyaspor maçı oynandığında 90 dakika boyunca oyuna alınmadı. Yedekte bekletildi. Gerekçe olarak da 6. hafta oynanacak Fenerbahçe maçı ve Şampiyonlar Liginde oynanacak PSG maçı gösterildi. Bu maçlardan puan almak için; oynayacağın maçtan puan kaybedersen, oynayacağın maçın ne önemi kalır ki! Öncelikle oynayacağın maça odaklanmak gerekmez mi? Ben futbol otoritesi değilim, elbette ben sadece bir taraftar olarak puan kaybına olan kızgınlığımdan dolayı eleştiri hakkımı kullanıyorum. Yukarıda da belirttiğim gibi henüz 5 haftayı geride bıraktık telafi etmek için daha 29 haftanın olduğunu da söyledim. Her şeyi zamanında, planlar doğrultusunda, olması gerektiği gibi hareket edilse daha iyi olmaz mı?
Futbolda küçük büyük takım yok. Güçlü olan her zaman kazanamıyor, bu gerçekte ortada. Ancak en son Yeni Malatyaspor maçında atılan 1 golün yanında kaçan 3-5 gol vardı. Bunlar atılacak türden gollerdi. Bu mevkide Falcao oynasa, belkide bu pozisyonlar gol olacaktı. Aynı maçta yapılan top kayıplarına ne demeli. Belkide en çok top kaybı yaşanan maçtı. Bu hatalar düzeltilmeden oyunu istediğin sonuçla bitiremezsin.
Ligin ilk üç haftası her oynanan maçta kırmızı kart görülmesi de, Galatasaray'ın puan kaybı yaşamasında büyük etkendi. Kart görmek oyun anlayışını yüzde yüz etkiliyor. O açıdan kart görmek son çare olmalıdır. Bu üç hafta gol atmak için yetenekli futbolcu yoktu diyelim. Bu haftalardan sonra yeni gol atacak oyuncular alındı. Bunlardan biride Falcao' ydu ancak dediğim gibi en son maçta gelecek haftalar düşünülerek oynatılmadı. Sonucu da çok kötü oldu.
Galatasaray'ın kadrosunda, ligimize göre oldukça iyi isimler var. Hepside, geçmişte çok iyi takımlarda oynamış oyuncular. Bu oyuncular, aynı takımda birlikte yeterince oynamadıkları için sahada bir birlerine hatalı pas veriyor olabilirler. Bu durumda zamanla yapılan hatalar, bir birlerine alıştıkça daha az hataya indirgenecektir. Ancak bu kadar yetenekli ve tecrübeli futbolcuların daha az bir alışma sürecinde, takıma adapte olmalıdır.
Türkiye Federasyonunun yetkili organlarının Teknik Direktör Fatih Terim ve iki yardımcısına verdiği cezayı burada sayfama taşımayacağım. Bu kararların Galatasaray'a verdiği zararlarından da bahsetmeyeceğim. Her ne olursa olsun Galatasaray camiası çok güçlüdür. Her zorluğun altından kalkmasını bilecektir. Bizler takımımızın arkasında ve güçlü destekçileriyiz. Eşit yönetime her takım layıktır. Beklentimiz hiçbir takım korunmadan eşit şekilde kuralların uygulanmasıdır.
Yazımın Yayınlandığı diğer sosyal medyalar;
Yorumlar