Dün akşam Premier Lig'in 22.haftasında Tottenham, Wembley'de Manchester United'ı ağırladı. Maçı 44.dakikada Marcus Rashford'un golüyle Manchester United 1-0 kazandı.
MAÇ ÖNCESİ
Geçen hafta yaptığım maç tahmini yazısında United'ın yeni teknik direktörü Ole Gunnar Solskjaer ile güzel bir ivme yakaladığını, yalnız kolay bir fikstürden çıktıklarını ve Tottenham karşısında şanslarının olmadığını söylemiştim. Yine düzenli olarak paylaşmaya çalıştığım istatistik kuponlarının sekizincisinde iki takımında formda olduğunu ve gol atma konusunda çok cömert olacaklarına değinerek 2.5 üst seçeneğine kuponumda yer vermiştim. Bunlar zaten kayıtlarda mevcut.
Maça 1 saat kala takım kadroları girildiğinde iki takımında ilk 11'inin ideale yakın olduğunu gördüm. Yani oyun planlarında bir değişiklik olmayacak iki takımda bildiğimiz gibi oynayacaktı. Yalnız Manchester United'ın 2 stoperi Eric Bailly'nin cezasından, Smalling'in de sakatlığından ötürü kadroda olmadıklarını gördüğümde işte dedim Tottenham bu savunmayı ezer geçer. Çünkü Lindelöf-Jones ikilisi bu sezon sadece 2 kez beraber oynamışlardı. Ayrıca yerlerine oynadıkları oyunculardan da daha düşük profilde oyunculardı. Korktuğum tek şey vardı: Tottenham'da Winks veya Sissoko'dan herhangi biri sakatlanırsa ne olacak? Zira yedek kulübesi berbat durumdaydı. Maç öncesi bu düşüncelerle birlikte 2.5 üst seçeneğine, ev sahibi kazanıra ve ev sahibi kaybetmeze yüklendikçe yüklendim.
MAÇ
Maç başlamıştı. Tottenham topa hakim olmaya çalışırken, Manchester United ileri üçlüsü Rashford, Lingard ve Martial'in süratinden faydalanarak kontra ataklarla gol arıyordu. Maçın hemen başında Heung-Min Son'un harika pasında kaleciyle karşı karşıya kalan Winks topu kaleye paralel şekilde gönderiyor önemli bir fırsattan yararlanamıyordu. Ardından Manchester United sırasıyla Lingard, Rashford ve Martial ile çok net olmasa da önemli sayılabilecek 3 pozisyonu harcıyordu. Maçın 31.dakikasında Harry Kane'nin attığı gol ofsayt gerekçesiyle sayılmamıştı. Dakikalar 40'ı gösterdiğinde korktuğum başıma gelmiş, Sissoko, üst üste gelen maçlar sonrası yorulmuş olacak ki attığı depar sonrası sakatlanmış, oyuna bir iki dakika daha devam edip yerini Lamela'ya bırakmıştı. Sissoko'nun oyundan çıkışının hem teknik direktör Pochettino ve hem de oyuncular üzerinde bıraktığı endişe yüz ifadelerinden okunuyordu. Ve henüz oyundan çıkalı 1 dakika olmuştu ki sağ kanatta Tripper'in kaptırdığı topla bulaşan Pogba, enfes bir pasla topu Rashford ile buluşturmuş o da çaprazdan topu ağlara göndererek United'ın devreye önde girmesini sağlamıştı. Tottenham ise kaleyi bulan şut dahi atamamıştı. İlk yarı bu şekilde sona ererken Pochettino'nun yaz transfer dönemini boş geçmesini ve oyuna Lamela'yı alarak orta alanı United'a bırakmasını kendimce eleştirip duruyordum.
İkinci yarıya Tottenham oyun şeklini değiştirerek başlamıştı. Heung-Min Son'u sola Eriksen'i sağ tarafa atan Pochettino, Winks'i orta sahada yalnız bırakmış, Lamela ve Dele Alli'yi Kane'nin arkasında serbest bırakarak takımını oldukça ofansif bir yapıya bürümüştü. United geriye yaslanacak ardı arkası kesilemeyen Tottenham atakları başlayacaktı derken ikinci yarının hemen başında Dele Alli'nin pasıyla ceza sahasında topla buluşan Kane, kaleye oldukça sert bir şut göndermiş, United kalecisi David de Gea ayaklarıyla topun ağlarla buluşmasına engel olmuştu. 2 dakika sonra Delle Ali'nin kafa vuruşunu da soluna uzanarak çıkaran de Gea önemli bir kurtarışa daha imza atıyordu. Bu dakikalarda artan Tottenham baskısı gol için bana büyük umut veriyordu. Pogba'nın kişisel çabasıyla yarattığı bir pozisyonda United'ın 2.gole ulaşamaması da umutlarımı kuvvetlendiriyordu. Ataklar devam ederken, Harry Kane belki kendini yere bırakıp penaltı alabileceği pozisyonda vurmayı tercih etmesiyle üzerine gelen topu de Gea bir kez daha kurtarıyordu. 66.dakikada bu sefer Dele Alli karşı karşıya pozisyonunda de Gea'nın ayaklarını bir kez daha geçemiyordu. Kornerde ileri çıkıp gol arayan (forvetler bu işi beceremeyecek şansımı bir de ben deneyim demiş olacak ki) Alderweireld de avucunu yalıyordu. Top bir kez daha de Gea'nın ayaklarından dönüyordu. Harry Kane'nin kullandığı frikiği de adeta fotoğraf çektirerek kurtaran de Gea'ya anlaşılan bugün gol atmak mümkün değildi.
MAÇ SONRASI DEĞERLENDİRME
Son düdük sonrası maça damga vuran de Gea'nın yanına giden Mata, kurtarışlardan öylesine etkilenmiş ki iki eli başının üzerinde aptalca bir surat ifadesiyle de Gea'ya bir şeyler söylüyordu. Hakikaten bu nasıl bir performans arkadaş? Tamam geçen sene de yaptığın kurtarışla takımının ligi 2.bitirmesini sağladın da, asap bozuyorsun. Bu maç özelinde senin için "Kalesinde devleşti" ifadesi bile hafif kaldı. de Gea, de Gea, de Gea... Yatırdığın kuponların haddi hesabı yok. Batırdın beni bu hafta. Tabi şaka bir tarafa futbolda her şey var zaten öyle olduğu için güzel. Tebrikler İspanyol.
Neticede Tottenham bu sezon Premier Lig'de 2.kez bir 90.dakikayı gol atamadan tamamlamış oldu. Maç sonrasındaki basın toplantısında de Gea'nın performansını "Fantastik" olarak niteleyen teknik direktör Solskjaer, takımına müthiş bir galibiyet aldırdı. Son 5 maçını da kazanan Manchester United 41 puanla 6.sırayı alırken, Tottenham 3.sıradaki yerini kaybetmedi.
Premier Lig'de heyecan, sürprizler bitmez. Bakalım sene sonuna kadar daha neler göreceğiz.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Merhabalar! Scorum'da yazıyorum ve para kazanıyorum. Siz de spor ile alakalı tüm görüşlerinizi yazıya dökerek para kazanabilirsiniz. Hemen üye olun ve kazanmaya başlayın!
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Yorumlar