Anadolu Efes, 2019-2020 sezonuna hem Türkiye hem Avrupa'da şahane başladı ve iki ligi de domine ediyor. Kadro mühendisliği, set uyumları, oyuncu kimyası gibi konular adeta derslerde okutulacak düzeyde.
Efes, diğer takımların aksine adeta mükemmelliyetçiliği takip ederek başarıya ulaşıyor. Oyuncuların ve koç Ergin Ataman'ın da beden dilinden belli olduğu üzere, herkesin işinden zevk aldığı aşikar. Sanki 30 yıldır beraberlermiş gibi oynuyorlar ve bağ kuruyorlar. Oyuncular da tamamen egolarından sıyrılmış durumda. Kimsenin fazla sayı atmak ve öne çıkmak gibi bir amacı yok. Herkes kendi işini mükemmel şekilde icra ediyor ve tabii ki onlar başarıyı değil, başarı onları kovalıyor. Özellikle bu sezonki Alba Berlin ve Olympiakos maçlarında, rakiplerini hem psikolojik hem fiziksel olarak darmadağın ettiler.
Efes dersek de Shane Larkin'den bahsetmemek olmaz. NBA patentli olan Larkin, şimdiden Anadolu Efes efsaneleri arasına isimini yazdırdı. Oynadığı estetik oyun mu desek, rakiplerine kurduğu psikolojik baskı mı desek... Üstüne üstlük Bayern Münih karşısında kaydettiği 49 sayı ile Euroleague tarihindeki sayı rekorunu da kırdı. Saha içi liderliği, oyunu anında delebilme özelliği, kritik anlarda Sub-Zero'ya dönüşmesi...Lakers için LeBron ne ise Efes için de Shane Larkin o.
Bu sezon oynadıkları toplam 26 maçta sadece 3 kez bilekleri büküldü. Şu an için de çok durdurulabilecek gibi durmuyorlar. Larkin gününde olmazsa Pleiss sahnede, Pleiss gününde değilse Micic. Her zaman bir B planları oluyor. Göğsümüzü kabartalı çok oldu, şimdi ise sıra Euroleague şampiyonluğunda. Haydi çocuklar, inanıyoruz!
Yorumlar