Eski bir Yunan kelimesi olarak geçen atletizm, insanların bedenlerini çalıştırarak belli hareketleri yetenekleri ile yapması olarak tanımlanır. En ilkel kabilelerden en gelişmiş uygarlıklara kadar neredeyse bütün milletlerin farklı dallarını farklı standartlarda icra ettiği atletizm, olimpiyatların ortaya çıkma nedenidir. M.Ö. 7. yüzyılda olimpiyatların yapılmaya başlamasıyla atletizm de kendi kurallarıyla dünyaya yayılmış ve günümüze kadar gelmiştir.

Atletizmin alt branşlarını ağır ve hafif atletizm olarak iki ana grupta toplayabiliriz. Bunlardan hafif atletizm hepimizin bildiği atletizm branşlarını kapsar. Ağır olan ise güreş veya boks gibi sporlardır.

Atletizmi diğer spor türlerinden ayıran en önemli özelliği bireyselliğe dayanmasıdır. Sporcular kendilerini geliştirerek yarışma ve turnuvalara katılır, başarı veya başarısızlık tamamen kendi performanslarına bağlı olur.

1960 yılına kadar atletizm müsabakaları açık havada yapılmış, bu tarihten sonra salonlarda da yapılmaya başlanmıştır. Ancak salon atletizm branşları da sınırlıdır. Buna örnek olarak cirit atmayı gösterebiliriz.

Türkiye Atletizm Federasyonu'nun da üyesi olduğu Uluslararası Amatör Atletizm Federasyonu (I.A.A.F.-International Amateur Athletic Federation), dünya üzerindeki yarışmaları organize ederek bu yarışmaların belirlenen kurallar dahilinde gerçekleşmesini sağlar.