Scorum Türk Topluluğu'nda az sayıda kişinin yazı yazdığı ve yeni açılan bir kategori olan poker için, yeni kürasyon olan arkadaşımız adacan tarafından bir etkinlik düzenlendi. Bana çok yabancı bir alan olan poker konusunda fazla bilgiye sahip değilim. Fakat etkinliğe katılmak amacıyla poker ile ilgili araştırmalar yaptım. Edindiğim bilgileri siz değerli arkadaşlarımla paylaşmak istiyorum.

Edindiğim bilgiler içerisinde hatalarım olursa bu konuda son derece bilgili olan kişiler ( ufuk, canan ve adacan ) hatalarımın düzeltilmesinde bizlere yardımcı olacaklarını umuyorum. Yazım belki biraz uzun olabilir, yazıyı okurken bana kızabilir (bu kadar da uzun yazılır mı diye) hatta sövebilirsiniz. Benim için hiç sıkıntı olmaz. Sabredip okuduğunuz için şimdiden teşekkür ederim. Keyifli okumalar. Ayrıca unutmadan şunuda belirtmek istiyorum. Etkinliği düzenleyen ve oy desteği için sponsor olan herkese de teşekkürler.

Tarihte Pokerin İlk Kez Ortaya Çıkışı

Pokerin dünya sahnesine çıkışı ile ilgili farklı görüşler var. Bu görüşleri savunanlar diğer görüşleri kabul etmemekte. Tüm tez-anti tez konularında olduğu gibi aynı durum bu konuda da mevcut. Bunlardan ortaya atılan ilk görüş ve tarihsel gelişimi şöyle;

Tarihte Fırat ve Dicle Nehirleri arasında yer alan bölgeye Mezopotamya denir. Çok sayıda uygarlığa beşik etmiş olan Mezopotamya'da ilk pokerin ortaya çıktığını savunulan görüş. Bu görüşe göre; Pers Uygarlığı (300 Spartalı filminde çirkin suratlı olanlar) insanları tarafından oynanan bir oyun olan As Nas var. Bu oyun poker ile benzerlik göstermekte. (Matematikteki denk fonksiyonlar gibi bir şey.) Bu benzerlikten yola çıkılarak pokerin Pers Uygarlığı tarafından dünya üzerinde ilk kez oynandığını kabul edilen bir görüş.

Pers Uygarlığı'nın farklı medeniyetler ile ticareti sonucunda Fransızlar ilk kez poker ile tanışarak bu oyunu Avrupa'ya götürmüş. Sonrasında Fransızların Amerika kıtasında ticareti sayesinde de poker, Amerika kıtasında yayılmaya ve burdaki insanlar tarafından çokca oynanmaya başlanmış.

21. yy'da oynanış şekliyle poker ilk kez New Orleans şehrinde oynandığı bilinmektedir. İlk zamanlarda poker 20 karttan oluşmakta ve kişi başına düşen kart sayısı beş idi. Pokerin tarihte ortaya çıkışı ve gelişimi ile ilgili savunulan ilk görüş bu şekilde. Diğer ortaya atılan bir görüş ise şöyle;

İddaa oyunları (Ah Roma ah yaktın yine herkesi) ve kağıt oyunlarının hepsinin oynanma sistemi aynı olduğu ve poker sporununda da bu sistemden yola çıkılarak üretildiğini belirten görüş. Bu tezi savunanlara göre poker ilk kez 19. yy'da dünyanın en uzun nehirlerinden biri olan Missisipi Nehri çevresinde yaşayanlar ( büyük ihtimalle balık tutarken vakit geçirmek için) tarafından bulunduğunu savunmaktadırlar. Bu iki görüşün sonucu olarak poker bulunmuş ve günümüzde çok sayıda kişi tarafından oynanan bir oyun olmayı başarmıştır.(Bir ben öğrenemedim gitti şu pokeri. Ulan daha tavla bile oynamayı bilmiyoruz bir de poker kaldı.) Bana göre birinci görüş daha çok kafama yattı. Sizlerde hangi görüşü savunduğunuzu yorumlarda belirtebilirsiniz.

Pokerde Kullanılan Kendine Has Terimler ve Manaları

Her oyunda olduğu gibi poker oynarkende oyuna has kullanılan terimler vardır. Nasıl futbolda yandan dışarı çıkan top için taç, kale çizgisini geçen top için gol, kalenin yan çizgilerinden dışarı çıkan top için aut veya korner diyorsak poker sporununda da kullanılan terimlerimiz var. Bu terimlerimiz ve açıklamaları ise şu şekilde;

KAV: Bir oyuncunun elinde bulunan başlangıçtaki paraya verilen isimdir. Oyunda bana göre kaybedince üzülmeyeceğimiz kadar para ile oynamamız gerekir.

DOL, DOL VER, DOLDUR: Poker sporunda kullanılan bu üç terimde aynı manaya gelir. Açıklaması ise oyunda oyuncunun üç kart istemesine denir. Doldur kelimesini duyunca aklıma ilk olarak rahmetli Adnan Şenses geldi. Allah (cc) mekanını cennet eylesin. Bununla ilgili güzel bir parçası var. Dinlemek isteyenler için linki buraya bırakıyorum. (https://www.youtube.com/watch?v=X2O7yOTzloM)

GANYOTA MANO: Tabiri caizse mal sahibine ödenen kira parası. Yani oyun oynanan yerin sahibinin aldığı paraya verilen isimdir. Ülkemizde bildiğim kadarı ile poker oynamak kabahat ve poker oynatmak suç. Demek ki neymiş kira parası almak her zaman iyi bir şey değilmiş. (Keşke öğrencilerden ev kirasını fazla fazla alan kişiler için de böyle bir suç olsa. Yine mazi gözümde canlandı. Bana öğrenciyken bunu yapanlara hakkımı helal etmiyorum. Elimiz kolumuz bağlı mecburen ödedik o paraları.)

TEK ve ÇİFT KART: Bu terimler bana matematikteki tek ve çift fonksiyonları hatırlatıyor. Matematiği çok sevdiğim için hayatta karşıma çıkan şeyleri matematik ile ilişkilendirmekten hoşlanıyorum. Poker sporundaki anlamları ise tek, bir kart istemek ve çift, iki kart istemek manalarına gelir. Çift fonksiyon her zaman pozitif olur. Acaba çift kart istemek hep kazandırır mı? Tek fonksiyon ise negatif olabilir. Tek kart ile başlamak da her zaman kaybettirir mi? Bu soruların cevaplarını çok iyi bilenlere sormak gerekiyor.

AÇIK: Oyunda her hangi bir oyuncunun yaptığı ilk bahise verilen isimdir. Bana göre az miktardan başlamak iyi.

POT: Poker sporunda her hangi bir oyuncunun rakibine göre ortaya koyduğu para miktarına verilen isimdir. (Para lafını söyleyince de Napolyon'u hatırlamamak olmaz yani.) Bunu yaparken rakiplerimizin durumlarını iyi analiz ederek yapmalıyız. Yani rakiplerimizin durumunu görerek veya artırarak ortaya para koymalıyız.

GİRİŞ: Oyuna başlamak için başlangıçta ortaya sürülen para yani pot.

MAKSİMUM BAHİS: Bu terimde bana yine matematikteki maksimum fonksiyonu hatırlatıyor. Maksimum fonksiyonunda olduğu gibi oyunda oyuncuların artırabileceği en üst para limitine (Ah limit ah sonsuza giderken x'i kim bilir nereye götürüyon acaba) verilen isime denir. Bu üst limiti oyunda aşmak yasaktır.

GÖRMEK: Oyunda sırası gelen oyuncunun eğer oyuna devam etmek istiyorsa rakibinin ortaya koyduğu paranın yani pot'un yanına aynı miktarda para koymasına verilen isimdir.

ARTIRMAK: Oyundaki görmek teriminden farkı sadece rakibin ortaya koyduğu paradan daha fazlasını pot'a koymaktır. Elimizin iyi olduğunu düşünüyorsak bunu yapabiliriz.

BLÖF: Bu terimi şöyle ifade edebiliriz. Rakibimize ''Sağ gösterip, sol vurmak'' diyebiliriz. Ya da rakibimizi yanıltmada söyleyebiliriz. Yani elimizde iyi kart olmamasına rağmen elimizde çok iyi kart varmış gibi davranarak oyunda ona göre hareket etmemiz. Bahislerimizi artırarak, rakiplerimizinde bu yanılgıya düşmesini sağlamak. Böylece iyi elimiz olmadan da sonunda kazanabilmek. Poker ile ilgili Ookuduklarımdan anladığım şu ki; oyunda en önemli şeylerden biri blöf yapmak.

PAS: Kısaca oyundan çıkmak için kullandığımız ifadeye denir. (Benden buraya kadar, benden bundan sonra bir cacık bile olmaz.)

REST: Bu terimi bana göre şöyle tabir edebiliriz. ''Ya herro ya merro'' diye. Elimizde olan tüm parayı ortaya koymaya verilen isimdir. Çok büyük cesaret isteyen bir durumdur. Elimizin kazanacağından yüzde yüz eminsek bunu yapabiliriz. Aksi durumlarda yapılması bizim için sonu iyi olmayacak bir durumun ortaya çıkmasına vesile olabilir.

RÖLANS: Oyunda düşünmek için istediğimiz vakite verilen isimdir. Eğer karşımızda bir filozof veya satranç oyuncusu varsa vay halimize vay. Akşam ki Boca Juniors, River Plate maçını bile kaçırabilirsiniz. Ulan bu maçta bir türlü oynanmadı gitti ya.

İFLAS: Bu terimide ben şöyle açıklamak istiyorum. Oyun sonunda üzerimizde sadece (affınıza sığınarak yazıyorum) don ve atlet kalması durumu. Yani elimizde olan tüm parayı rakibimize kaptırmaya verilen isimdir. Eğer ev uzak ve araba yoksa dolmuş veya taksi parası cebinizde kalsın. Benden söylemesi. Yoksa o kadar yolu yürümek zor olur. Hele ki mevsim kış ise.

DÜĞME: Voleybol sporunda takım pasorünün kimin olduğunu belirtmek için oyuncunun nasıl farklı renkte forma giyiyorsa ve dışarıdan izleyen bir kişi bunu görünce pasor olduğunu anlıyorsa, poker oyununda da kağıt dağıtan kişiyi belirtmek için önüne konan fişe verilen isime düğme diyoruz. Yani aklımıza gömleğin düğmesi gelmesin.

Dünyaca Tanınmış Ünlü Poker Sporcuları

KAYNAK

Poker dünya üzerinde çok sayıda kişi tarafından oynanan bir oyun. Ve bu oyun sayesinde ün yapmış ünlü isimler var. Ben bu isimleri sadece internet ve televizyonlardan duyduğum şekilde tanıyorum. Yani bu kişileri tanımıyorum diyebiliriz. Fakat bana göre en iyisi olduğunu düşündüğüm ve tanıdığım kişi ise Ufuk Bey'dir. (NOT: Yukarıdaki resimde yer alan güzel gülen ablamız blöf konusunda iyiymiş.) Diğer dünyaca ünlü poker oyuncularımız ise şöyle;

Erkek Sporcular

Sam Farha: Bu adam o kadar poker de usta ki bu oyunun kitabını bile yazmış. Yani pokerde delikanlığın kitabını yazan adam. Tecrübelerden her zaman yararlanmak iyidir.

Erik Seidel: Adam zamanında tavla ve poker arasında kalmış. Pokeri seçerek hayatını değiştirmeyi başarmış bir kişi. Tavlayı seçse kim bilir şimdi tanınan biri olacak mıydı? Tabii bunu bilemeyiz. Ama adamın doğru tercih yaptığı aşikar.

Phil Lvey: Bu abimizde bu işin piri olanlardan. Basketbol deyince aklımıza nasıl Michael Jordan geliyorsa poker deyincede bu abimiz aklımıza gelir. Kendisi yukarıdaki resimdeki olan kişi. O gözlerden birinin kaçacağını hiç sanmıyorum. O bakışlar bile insanı ümpermeye yetiyor. ( Biri bana sürekli böyle baksa acaba bu benim elimi bu bakışları ile anlayabiliyor mu? diye düşünürüm.)

Chris Ferguson: Bu abimiz tam benim kafadan. Niye diyecek olursanız ailecek tam bir matematik dahisi bunlar. Bence pokerde çok iyi olması iyi matematik bilmesinden geliyordur. Ayrıca abimiz tam bir artis. Abimizi al, kovboy filmlerine koy. Usta oyunculara taş çıkartacak cinsten biri. (Clint Eastwood bu abimiz yanında halt etmiş.)

Daniel Negreanu: Hiç tasvip etmesemde okulunu yarıda bırakarak poker ile ilgilenmeye başlamış. Bu abimiz liseyi yarıda bırakmış. Liseyi yarıda bırakmasa belki de şu anda profesor olmuştu. Kim bilir?

Dan Bilzerian: Bu abimizi duymayan çok az kişi olduğunu umuyorum. Aşırı lüks bir hayat süren biri. Bu kısmına girmek istemiyorum. İsteyenler Google'dan ismini arattığı zaman ne demek istediğimi anlayacaklardır. Ayrıca hayata 1-0 önde başlayanlardan biri. Niye derseniz eski Brezilyalı futbolcu Kaka gibi babadan aşırı derecede zengin olan biri. Kaka futbolu nasıl zevk için oynadıysa bu kaslı abimizde pokeri zevk için oynayanlardan biri. Zaten paraya ihtiyacı yok ki.

Kadın Sporcular

Her işte olduğu gibi kadınlarda bu poker oyununda erkekler kadar başarılı olduğunu ispatlamayı başardı. Hatta erkek oyunculardan çok daha iyi olanları bile var. Neyse dünyaca tanınmış kadın ünlü sporcularımıza dönecek olursak;

Sandra Naujoks: Yukarıdaki resimde yer alan güzel gözlü ablamız. Kendisi Almanların en ünlü poker kadın oyuncularından biridir. (İlerleyen zamanlarda Almanya'da Başkanlık için aday olsun. Merkel'den daha çok oy alacağı kesin.)

Kathy Liebert: Bir turnuvadan en çok para kazanan kadın poker oyuncusu olarak bilinir. 2000 li yıllarda katıldığı bir turnuvadan yüz milyon dolardan fazla para kazanmayı başarmıştır. Gerçekten büyük bir başarı.

Annette Obrestad: Çok küçük yaşlarda poker oynamaya başlayıp, zamanla genç yaşına rağmen ünlü olmayı başarmış kadın poker sporcusu.

Vanessa Selbst: Bu ablamızda pokerle köşeyi dönen isimlerden biri. Bu ablamızı da ilk gördüğüm zaman erkeklere benzettim. Saç stili tam bir liseli olmuş.

Victoria Coren: Yukarıdaki resimdeki ablamız İngiliz asıllıdır. Asıl mesleği olan spikerlik dışında poker ile üne kavuşmuş olan isimlerden biri.( Emin değilim ama ablamızda çakma sarışın olanlardan galiba.)

Liv Boeree: Bu ablamızda asıl mesleği dışında poker ile üne kavuşanlardan biri. Asıl mesleği sunuculuk ve mankenlik olan bu ablamız poker ile tanışarak hayatının dönüm noktasını yaşamıştır.

Annie Duke: Sahnede assolistler son olarak sahneye nasıl çıkarsa, pokerde de kadın sporcuların assolistini sona sakladım. Bu ablamız o kadar ünlü ki pokerin düşesi olarak anılmakta. (Okulda tarih dersinde dük, düşeş, kont, sör gibi kavramları hep karıştırırdım.) Ayrıca ablamızın (teyze desek daha iyi galiba, çünkü yaşı bayağı çok) poker bilgilerini ve anılarını anlattığı yazılarıda vardır.


İlk başta belirttiğim gibi yazı biraz uzun olabilir diye. Bana daha fazla sövmeden (kulaklarım cınlamaya başladı) burada yazıyı bitireyim. Daha çok yazasım var ama ilerleyen zamanlarda yazının ikinci serisi ile belki devam edebilirim. Şimdilik bu kadar yeterli diye umuyorum.