YKGYO HİSSE diyoruz TAVANA SÜZÜLÜR saat 08,26 nün ay yıl 03,12,2018 YTD
YKGYO HİSSE diyoruz TAVANA SÜZÜLÜR saat 08,26 nün ay yıl 03,12,2018 YTD ARKADAŞLAR sizler ne iş yapıyorsunuz ve bu site de ne olup bitiyor kimseden ses soluk yok entresan sizeri zengin etmek isteyen bi adam gibi adamın dibi var ve bunu kimse görmüyor ben yinede sizlerleyim
YKGYO HİSSE diyoruz TAVANA SÜZÜLÜR saat 08,26 nün ay yıl 03,12,2018 YTD
YKGYO HİSSE diyoruz TAVANA SÜZÜLÜR saat 08,26 nün ay yıl 03,12,2018 YTD ARKADAŞLAR sizler ne iş yapıyorsunuz ve bu site de ne olup bitiyor kimseden ses soluk yok entresan sizeri zengin etmek isteyen bi adam gibi adamın dibi var ve bunu kimse görmüyor ben yinede sizlerleyim
YKGYO HİSSE diyoruz TAVANA SÜZÜLÜR saat 08,26 nün ay yıl 03,12,2018 YTD
YKGYO HİSSE diyoruz TAVANA SÜZÜLÜR saat 08,26 nün ay yıl 03,12,2018 YTD ARKADAŞLAR sizler ne iş yapıyorsunuz ve bu site de ne olup bitiyor kimseden ses soluk yok entresan sizeri zengin etmek isteyen bi adam gibi adamın dibi var ve bunu kimse görmüyor ben yinede sizlerleyim
Sonbahar
kaynak Hazan mevsimi, hüzün şarkısıyla birlikte gelir ruhumuzun derinliklerindeki kıvrımlara. Sararıp düşen her yaprakla bir mısra düşer yeryüzüne ve gönüllere. Gölgeler sanki sahibini terk etmek istercesine uzadıkça uzar; günlerse 'ne çabuk akşam oldu' kıvamında bir tat bırakır dimağlarda. Sokak lambaları, güneşin artık içimizi de dışımızı da ışıtamayacağının farkında olurcasına, erkenden yanmaya başlar. Ama etrafında bu kez uçuşan pervaneleri görmeyiz.. Sokağa çıktığımızda, yüzümüze vuran soğuk havanın etkisiyle biraz daha gömülmektir hırkalara; üşüyen ellerimizi ısıtacak sıcacık bir el aramak; hışırdayan yaprakların o ürpetici sesiyle irkilirken, ağaçların maharetli bir ressamın fırçasından çıkmışcasına renkten renge bürünmesinin keyfini yaşamaktır belki de sonbahar.. Sıcacık yaz günlerinde balkonları arşınlayan yaramaz sarmaşıklar kurumaya yüz tutar. Allı, güllü, morlu çiçekler de bir bir boyunlarını bükerek tüm kokularını da toplayıp gider; belki de baharda yeniden gelmek üzere.. Güzel ötüşlü kuşlara âşinâ olan kulaklar, karga sesleriyle yetinmeye başlar. Serçeler daha da mahzunlaşıp korkar olur insanlardan. Ağaç dallarındaki kuş yuvalarından cıvıl cıvıl sesler kesilir. Tenha bacalardaki leylekler bambaşka diyârlara kanat çırpar, özgürlüklerine hayran bırakarak bizleri.. Çocuklar el sallar arkalarından, parklardaki şen kahkahaları yavaş yavaş kaybolurken.. Doğa, özüne döner; kendi yalnızlığında kabuğuna çekilir adeta. Belki bize bir şeyler anlatma gayretindedir.Yazın o şaşaalı hareketliliğinden yorulan ruhun, kendine kulak verip sükûn bulmasını salık veriyordur belki de kim bilir? Bu sessiz feryâdı hangimiz duyuyoruz ki.. Yağmur ve toprak kokusu sonbaharın en güzel yanıdır. Bazı sabahlar, cama vuran damlaların tıkırtısıyla güne başlarsın, sanki yanağından öperek uyandırıyordur seni. :) Bazen de geceleri sana eşlik eder ve bir annenin ninnisi gibi sarıp sarmalar, huzurla yumarsın gözlerini.. Kahve ve kitap en çok bu mevsime yakışır gibi gelir, bir de battaniyeye sarılarak film izlemek. Harry Potter ve Felsefe Taşı'nı izlerken, kendini birden bire karanlık ormanın önünde bulmak; Hogwarts'ın penceresinde uzaklara dalıp giden Harry'i iliklerine kadar hissetmektir belki de.. Ne istersiniz benden Bilmem ki hâtıralar Gelir gelmez sonbahar. Cahit Sıtkı Hâtıralardan asla silinmeyen ve tekrar tekrar gözlerinin önüne gelen sonbaharlar vardır hepimizin içinde. Tanımadığınız bir şehirde, belki soğuk bir yurt ortamında ilk defa tek başına kalmanın verdiği o yalnızlık hissiyle gözleriniz dolar ve lokmalar dizilir bir bir. Kocaman bir yumru oturur içinize sanki.. Sonbahar lezzetlidir de. Biraz ayva biraz nardır, sobanın üstündeki kabukların tüm evi muhteşem kokusuyla sardığı mandalinadır, miss gibi kestane kebaptır, tadı damakta bırakan cennet hurmasıdır, yamuk yumuk Ankara Armutu'dur, geceleri hâlâ duyulan o mistik booozaa sesidir, kokusuyla esir alan tarçının süslediği sıcacık sahleptir, dumanı üstünde tüten çaydır, közde pişen Türk Kahvesi'dir, çıtır çıtır Ankara Simidi'dir.. kaynak Sonbahar öyle bir mevsimdir ki; içinde umudun, ümidin ve hüznün her zerresini barındırır. Bize neyi çağrıştırdığıdır aslolan. Bir düşünün, sizin için de ne unutulmazlar saklıdır içinde. :)
Sonbahar
kaynak Hazan mevsimi, hüzün şarkısıyla birlikte gelir ruhumuzun derinliklerindeki kıvrımlara. Sararıp düşen her yaprakla bir mısra düşer yeryüzüne ve gönüllere. Gölgeler sanki sahibini terk etmek istercesine uzadıkça uzar; günlerse 'ne çabuk akşam oldu' kıvamında bir tat bırakır dimağlarda. Sokak lambaları, güneşin artık içimizi de dışımızı da ışıtamayacağının farkında olurcasına, erkenden yanmaya başlar. Ama etrafında bu kez uçuşan pervaneleri görmeyiz.. Sokağa çıktığımızda, yüzümüze vuran soğuk havanın etkisiyle biraz daha gömülmektir hırkalara; üşüyen ellerimizi ısıtacak sıcacık bir el aramak; hışırdayan yaprakların o ürpetici sesiyle irkilirken, ağaçların maharetli bir ressamın fırçasından çıkmışcasına renkten renge bürünmesinin keyfini yaşamaktır belki de sonbahar.. Sıcacık yaz günlerinde balkonları arşınlayan yaramaz sarmaşıklar kurumaya yüz tutar. Allı, güllü, morlu çiçekler de bir bir boyunlarını bükerek tüm kokularını da toplayıp gider; belki de baharda yeniden gelmek üzere.. Güzel ötüşlü kuşlara âşinâ olan kulaklar, karga sesleriyle yetinmeye başlar. Serçeler daha da mahzunlaşıp korkar olur insanlardan. Ağaç dallarındaki kuş yuvalarından cıvıl cıvıl sesler kesilir. Tenha bacalardaki leylekler bambaşka diyârlara kanat çırpar, özgürlüklerine hayran bırakarak bizleri.. Çocuklar el sallar arkalarından, parklardaki şen kahkahaları yavaş yavaş kaybolurken.. Doğa, özüne döner; kendi yalnızlığında kabuğuna çekilir adeta. Belki bize bir şeyler anlatma gayretindedir.Yazın o şaşaalı hareketliliğinden yorulan ruhun, kendine kulak verip sükûn bulmasını salık veriyordur belki de kim bilir? Bu sessiz feryâdı hangimiz duyuyoruz ki.. Yağmur ve toprak kokusu sonbaharın en güzel yanıdır. Bazı sabahlar, cama vuran damlaların tıkırtısıyla güne başlarsın, sanki yanağından öperek uyandırıyordur seni. :) Bazen de geceleri sana eşlik eder ve bir annenin ninnisi gibi sarıp sarmalar, huzurla yumarsın gözlerini.. Kahve ve kitap en çok bu mevsime yakışır gibi gelir, bir de battaniyeye sarılarak film izlemek. Harry Potter ve Felsefe Taşı'nı izlerken, kendini birden bire karanlık ormanın önünde bulmak; Hogwarts'ın penceresinde uzaklara dalıp giden Harry'i iliklerine kadar hissetmektir belki de.. Ne istersiniz benden Bilmem ki hâtıralar Gelir gelmez sonbahar. Cahit Sıtkı Hâtıralardan asla silinmeyen ve tekrar tekrar gözlerinin önüne gelen sonbaharlar vardır hepimizin içinde. Tanımadığınız bir şehirde, belki soğuk bir yurt ortamında ilk defa tek başına kalmanın verdiği o yalnızlık hissiyle gözleriniz dolar ve lokmalar dizilir bir bir. Kocaman bir yumru oturur içinize sanki.. Sonbahar lezzetlidir de. Biraz ayva biraz nardır, sobanın üstündeki kabukların tüm evi muhteşem kokusuyla sardığı mandalinadır, miss gibi kestane kebaptır, tadı damakta bırakan cennet hurmasıdır, yamuk yumuk Ankara Armutu'dur, geceleri hâlâ duyulan o mistik booozaa sesidir, kokusuyla esir alan tarçının süslediği sıcacık sahleptir, dumanı üstünde tüten çaydır, közde pişen Türk Kahvesi'dir, çıtır çıtır Ankara Simidi'dir.. kaynak Sonbahar öyle bir mevsimdir ki; içinde umudun, ümidin ve hüznün her zerresini barındırır. Bize neyi çağrıştırdığıdır aslolan. Bir düşünün, sizin için de ne unutulmazlar saklıdır içinde. :)
Sonbahar
kaynak Hazan mevsimi, hüzün şarkısıyla birlikte gelir ruhumuzun derinliklerindeki kıvrımlara. Sararıp düşen her yaprakla bir mısra düşer yeryüzüne ve gönüllere. Gölgeler sanki sahibini terk etmek istercesine uzadıkça uzar; günlerse 'ne çabuk akşam oldu' kıvamında bir tat bırakır dimağlarda. Sokak lambaları, güneşin artık içimizi de dışımızı da ışıtamayacağının farkında olurcasına, erkenden yanmaya başlar. Ama etrafında bu kez uçuşan pervaneleri görmeyiz.. Sokağa çıktığımızda, yüzümüze vuran soğuk havanın etkisiyle biraz daha gömülmektir hırkalara; üşüyen ellerimizi ısıtacak sıcacık bir el aramak; hışırdayan yaprakların o ürpetici sesiyle irkilirken, ağaçların maharetli bir ressamın fırçasından çıkmışcasına renkten renge bürünmesinin keyfini yaşamaktır belki de sonbahar.. Sıcacık yaz günlerinde balkonları arşınlayan yaramaz sarmaşıklar kurumaya yüz tutar. Allı, güllü, morlu çiçekler de bir bir boyunlarını bükerek tüm kokularını da toplayıp gider; belki de baharda yeniden gelmek üzere.. Güzel ötüşlü kuşlara âşinâ olan kulaklar, karga sesleriyle yetinmeye başlar. Serçeler daha da mahzunlaşıp korkar olur insanlardan. Ağaç dallarındaki kuş yuvalarından cıvıl cıvıl sesler kesilir. Tenha bacalardaki leylekler bambaşka diyârlara kanat çırpar, özgürlüklerine hayran bırakarak bizleri.. Çocuklar el sallar arkalarından, parklardaki şen kahkahaları yavaş yavaş kaybolurken.. Doğa, özüne döner; kendi yalnızlığında kabuğuna çekilir adeta. Belki bize bir şeyler anlatma gayretindedir.Yazın o şaşaalı hareketliliğinden yorulan ruhun, kendine kulak verip sükûn bulmasını salık veriyordur belki de kim bilir? Bu sessiz feryâdı hangimiz duyuyoruz ki.. Yağmur ve toprak kokusu sonbaharın en güzel yanıdır. Bazı sabahlar, cama vuran damlaların tıkırtısıyla güne başlarsın, sanki yanağından öperek uyandırıyordur seni. :) Bazen de geceleri sana eşlik eder ve bir annenin ninnisi gibi sarıp sarmalar, huzurla yumarsın gözlerini.. Kahve ve kitap en çok bu mevsime yakışır gibi gelir, bir de battaniyeye sarılarak film izlemek. Harry Potter ve Felsefe Taşı'nı izlerken, kendini birden bire karanlık ormanın önünde bulmak; Hogwarts'ın penceresinde uzaklara dalıp giden Harry'i iliklerine kadar hissetmektir belki de.. Ne istersiniz benden Bilmem ki hâtıralar Gelir gelmez sonbahar. Cahit Sıtkı Hâtıralardan asla silinmeyen ve tekrar tekrar gözlerinin önüne gelen sonbaharlar vardır hepimizin içinde. Tanımadığınız bir şehirde, belki soğuk bir yurt ortamında ilk defa tek başına kalmanın verdiği o yalnızlık hissiyle gözleriniz dolar ve lokmalar dizilir bir bir. Kocaman bir yumru oturur içinize sanki.. Sonbahar lezzetlidir de. Biraz ayva biraz nardır, sobanın üstündeki kabukların tüm evi muhteşem kokusuyla sardığı mandalinadır, miss gibi kestane kebaptır, tadı damakta bırakan cennet hurmasıdır, yamuk yumuk Ankara Armutu'dur, geceleri hâlâ duyulan o mistik booozaa sesidir, kokusuyla esir alan tarçının süslediği sıcacık sahleptir, dumanı üstünde tüten çaydır, közde pişen Türk Kahvesi'dir, çıtır çıtır Ankara Simidi'dir.. kaynak Sonbahar öyle bir mevsimdir ki; içinde umudun, ümidin ve hüznün her zerresini barındırır. Bize neyi çağrıştırdığıdır aslolan. Bir düşünün, sizin için de ne unutulmazlar saklıdır içinde. :)