Küçüklüğümüzde ailelerimizden Muhammed Ali'yi dinleyerek tanıştık boks ile. Onlar da bize; Onun, her gün gecenin bir yarısı uyanıp hayranlıkla maçlarını seyrettikleri bir efsane olduğunu, kelebek gibi uçup, arı gibi sokmalarını dinleyerek büyüdük. Ve belki bir çoğumuz düşlerimizde Muhammed Ali olduğumuzu hayal ederek yastıkları, döşekleri yumruklayarak büyüdük. Ve böylece boksu tanıdık ve sevdalanarak büyüdük. 


Sokaklarda kavgalarımız oldu belki onlar gibi eldivenlerimiz yoktu ama onlar gibi gard almaya çalışırdık. Onlar gibi kurallar koyardık oyunlarımıza (çimdiklemek, tekme ve saç çekmek yok) yumruklardan gard almadan kaçan Muhammed Ali'yi anlatırken birbirimize, onun hakkında daha fazla bilgisi olan kişi böbürlenir ve kendiyle gurur duyardı. İşte böylesine büyük bir efsaneydi. Efsane sporun altın yumruğu. ''Muhammed Ali'' 

Muhammed Ali en sert yumruklardan bile kolayca kaçabilecek kadar güçlü bir reflekse sahipti.

Muhammed Ali'yi tanıyalım: 

  • Önceki adı: Cassius Marcellus Clay Jr.  daha sonra Müslümanlığı seçmiştir ve adını Muhammed Ali olarak değiştirmiştir.
  • Tüm zamanların en iyi boksörü olarak kabul edilir ve yaptığı tüm maçlardan yalnızca 5 tanesinde mağlup olmuştur.
  • Doğum tarihi ve yeri: 17 Ocak 1942, Louisville, Kentucky, ABD
  • Ölüm tarihi ve yeri: 3 Haziran 2016, Scottsdale, Arizona, ABD

-O daima dünya boks tarihinin en iyisi ve efsanesi olarak gönüllerde kalp kurmuş, milyonlarca insanın benimsediği ve hayranı olduğu efsanevi altın yumruk olarak kalacak.

Tarih belki bir Muhammed Ali daha vermeyecek belki ama içimizdekini de söküp atamayacak!



BOKS

-Boks, bu spor için özel geliştirilmiş eldivenlerle ringe çıkan iki kişiden birinin kaybedinceye kadar yumrukların konuştuğu bir spor dalıdır. Boks çoğu kişi için aşk olsa da diğer bir çoğunluk için ise saçma bulunan bir spor dalıdır. Sebebi ise; boks maçlarında gerçekleşen ölümler ve şiddetli yaralanmalardır. Benim görüşüm ise boksun bize efsanelerden ve büyüklerimizden kalan bir miras olduğu...